Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çağatay Kılınç, 5 Haziran Pazar günü Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında düzenlenecek merkezi sınava girecek öğrencilere, heyecanı, kaygı ve strese dönüştürmeme uyarısında bulundu.

Kılınç, AA muhabirine, LGS'ye girecek öğrencilerin uzun süre çalıştıklarını ve emeklerinin karşılığını almak için sınavda ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.

LGS'nin 90 sorudan oluşan iki etaplı bir sınav olduğunu belirten Kılınç, "Bu sene 1 milyon 236 bin öğrencinin sınava girmesi bekleniyor ama bütün öğrenciler sınava girmek zorunda değil. Yerel yerleştirme diye bir alternatif var. Öğrenciler sınava girmeden de bir eğitim öğretim kurumuna yerleşebilecekler. Öğrencilerin yüzde 90'lık kısmı bu sınava giriyor." dedi.

"Öğrenciler, rutinlerini bozmadan hayatlarına devam etsinler"

Sınava çok az bir süre kaldığına işaret eden Kılınç, şöyle konuştu:

"Öğrenciler çok eksik olduğunu düşündükleri birkaç nokta varsa onlara bakabilirler. Artık sınava son 1-2 gün kala saatlerce ders çalışmak yerine biraz daha rutine bakmalarını ve özellikle uyku saatine dikkat etmelerini öneriyorum. Sınavda heyecanlanmak normaldir. Herkes heyecanlanır. Heyecan bir eyleme başlamadan önce ortaya çıkan enerjidir ve bu iyi bir şeydir. Tam tersi heyecanlanmıyorsanız iyi değildir. Bunun yüksek düzeyde kaygı ve strese dönüşmemesi lazım. Öğrenciler bunu hayatın bir parçası olarak görebilir. Son birkaç günde rutinlerini bozmadan hayatlarına devam etmelerini öneriyorum.

Kılınç, sınavın "dünyanın sonu" olmadığını dile getirerek, öğrencilerin stres ve kaygıyı çok üst düzeye çıkarmadan yapabileceklerinin en iyisini yapmaları, sınava mutlu bir şekilde girmeleri gerektiğini ifade etti.

Sınavın çocuklarının eğitimi için büyük fedakarlıklar yapan aileler açısından da önemli olduğunu belirten Kılınç, "Herkes çocuğunun iyi okullarda eğitim almasını istiyor. Okullar arasında başarı farkları fazla. Dolayısıyla aileler de çocuklarının en iyi okullarda eğitim almasını istiyorlar. Bu da stres oluşturabiliyor. Aileler de bu stresi çocuklarına yansıtabiliyorlar." diye konuştu.