Avrupa Rohingya Konseyi (ERC) Başkanı Dr. Hla Kyaw, Myanmar yönetiminin ana hedefinin yok edebildiği kadar çok Arakanlı Müslüman'ı yok etmek olduğunu söyledi.

Kyaw, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Arakanlı Müslümanların ordu ve Budist milliyetçilerin saldırısı altındaki Maungdaw, Buthidaung ve Rathidaung kentinden Bangladeş'e kaçışının devam ettiğini belirtti.

Bangladeş sınırına uzakta kalan Buthidaung ve Rathidaung kentlerinden kaçmaya çalışan Arakanlı Müslümanların Bangladeş sınırına ulaşmak için günlerce yürüdüğünü dile getiren Kyaw, bölgedeki ormanlık alanlarda sıkışıp kalmış birçok kişinin olduğunu ve kendilerine bir an önce yardım eli uzatılmasını beklediklerini ifade etti.

Myanmar ordusunun da Bangladeş sınırına mayın döşediğine dikkati çeken Kyaw, son zamanlarda mayına basan birçok kişinin yaralandığını bildirdi.

"Myanmar hükümetinin arkasında büyük güçler var"

Myanmar hükümetine "istediğinizi yapın biz sizin arkanızdayız" güvencesi veren büyük güçler olduğunu savunan Kyaw, "Bu güç, Çin ya da Hindistan olabilir. Myanmar hükümetinin arkasında Çin'in olduğuna inanıyoruz. Çünkü Çin, hep Myanmar hükümetinin arkasındaydı." değerlendirmesinde bulundu.

Hem Çin hem de Hindistan'ın Arakan'da ticari ve stratejik çıkarları olduğuna değinen Kyaw, "Hindistan Başbakanı (Narendra) Modi, Myanmar'ı ziyaret ettiğinde Myanmar hükümetini açıkça destekleyerek, Arakan'daki zulmü 'istikrar ve güvenlik eylemleri' olarak yorumlamıştı." ifadesini kullandı.

Hindistan'ın Myanmar bölgesinde 1 milyar dolarlık derin deniz projesi olduğunu, Çin'in ise buradan geçen bir petrol boru hattı bulunduğunu vurgulayan Kyaw, "Arakanlı Müslümanların yaşadığı bölgelerde de doğal zenginlikler var." diye konuştu.

Kyaw, Myanmar hükümetinin Arakan'daki etnik temizliği, arkasında büyük bir güç olmadan yapamayacağını, bunun için de Çin ve Hindistan hükümetlerini arkasına aldığını dile getirdi.

"Yarım kalan işi bitirmek istiyorlar"

Myanmar Genelkurmay Başkanı Min Aung Hlaing'ın, Arakan'da yaşananları "2. Dünya Savaşı'nda yarım kalmış bir iş" olarak yorumladığını hatırlatan Kyaw, "Aslında o dönemde Arakanlı Müslümanların tamamını yok etmek istiyorlardı ama başaramadılar." dedi.

ERC Başkanı Kyaw, Myanmar'da 1962 darbesiyle başa gelen Ne Win yönetimi döneminde, Arakanlı Müslümanlara yönelik sistematik ve devlet destekli zulmün başladığına dikkati çekerek, "1978'de 'Kral Dragon Operasyonu' ile Müslümanlara karşı yarım kalan iş yeniden başladı. Bu tarihte 200 binden fazla Arakanlı Müslüman topraklarından sürüldü." ifadelerini kullandı.

Myanmar'ın eski Devlet Başkanı Thein Sein'in 2012'de, o dönemde Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiseri olan ve şu anda BM Genel Sekreterliği görevini yürüten Antonio Guterres ile yaptığı görüşmede, "Bütün Arakanlı Müslümanları BM gözetiminde bir toplama kampına almalıyız." ifadelerini kullandığına işaret eden Kyaw, "Ana hedefleri, yok edebildikleri kadar çok Arakanlı Müslüman'ı yok etmek, kalanları da toplama kampına koymak." şeklinde konuştu.

"Suu Çii'ye en başta destek veriyorduk"

Myanmar Dışişleri Bakanı ve Devlet Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanı Aung San Suu Çii'nin Nobel Ödüllü olmasına rağmen Arakan'daki olaylara sessiz kalmasına ilişkin Kyaw, şunları kaydetti:

"Suu Çii ev hapsindeyken onu destekliyor, serbest bırakılması için gösteriler düzenliyorduk. Çünkü onun liderliği döneminde biraz rahat nefes alabileceğimizi umuyorduk. Hatta partisine bir tane bile Müslüman aday seçmediğinde bunun bulunduğu konumun zorluğundan kaynaklandığını düşündük."

Kyaw, Suu Çii'nin diğer bakanların aksine, Dışişleri Bakanı olarak ordu ve Genelkurmay Başkanı'na doğrudan müdahale etme hakkı bulunduğuna işaret ederek, "Suu Çii, Arakan'daki soykırıma sadece sessiz kalmıyor, aynı zamanda buna ortak oluyor." dedi.

Avrupa Rohingya Konseyi Başkanı Kyaw, Suu Çii'yi, "Sosyal medya paylaşımlarında 'yalan haberleri' yayarak, güvenilir kaynakları kapı dışarı ediyor." sözleriyle eleştirdi.

Myanmar yönetiminin, Arakanlı Müslümanları "terörist" olarak nitelendirmesine ilişkin Kyaw, "Bunun sebeplerinden biri, zalimliklerine meşru bir kılıf hazırlamak. Bir başka nedeni de kamuoyunu kendi taraflarına çekmek. Böylece halk, 'terörizmi' sadece ordunun kontrol edebileceğine inandırılıyor. Ama hükümetin bu iddiaları için elinde bir kanıt yok." şeklinde konuştu.

"Uzun süredir etnik temizlik hazırlığındaydılar"

Kyaw, Myanmar ordusunun silahlı militanlarla mücadele gerekçesiyle Arakan'da sivillere yönelik 25 Ağustos'ta başlattığı saldırılarıyla ilgili şunları söyledi:

"Bu operasyonlar önceden planlanmıştı. Ordu bölgede konuşlanmaya başlamış, radikal Budist rahipler bölgeyi ziyaret etmiş, Rathidaung'dan çıkışlar engellenmişti. 25 Ağustos'ta karakol saldırıları olduğunda uzun süredir etnik temizlik hazırlığındaydılar zaten. Eğer bu süreçte gelişen olayları tek tek incelerseniz büyük resmi görürsünüz."

Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddet olaylarına dair uluslararası toplumdan gelen tepkilere ve beklentilerine ilişkin açıklamalarda da bulunan Kyaw, "Şu ana kadar uluslararası toplumdan, Arakanlı Müslümanlara yönelik zalimce suçlar işleyen Myanmar ordusunu durduracak kadar etkili bir tepki gelmedi." dedi.

Avrupa Birliği, Amerika ve BM'den açıklamalar yapıldığını ancak bunların sahada etkili olmadığını belirten Kyaw, "Uluslararası topluma bu yavaşlatılmış soykırımı durdurma çağrısı yapıyoruz." ifadesini kullandı.

Kyaw, Arakan'da hiçbir Müslüman kalmadığında uluslararası toplumun çıkıp "bunun tekrarlanmayacağını açıklamasını" istemediklerini vurgulayarak, "Bir an önce uluslararası toplum harekete geçmezse ellerinde Arakanlı Müslümanların kanı olacak." dedi.

Yaşananların sorumlularının da adalet önüne çıkarılması gerektiği, aksi halde en yakın zamanda yeni bir soykırıma girişileceği uyarısında bulunan Kyaw, "Türkiye'den uluslararası toplumla bu konuda ortaklık kurmasını istiyoruz çünkü bu uluslararası bir kriz ve aciliyet." diye konuştu.