Kerkük İl Meclisi Üyesi ve Irak Türkmen Cephesi (ITC) Sözcüsü Ali Mehdi, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Kerkük için çözüm istediklerini kaydeden Mehdi, Türkmenlerin hiçbir zaman Kürt düşmanlığı yapmadığını hiç kimseye karşı da silahlı mücadele yoluna girmediklerini söyledi.

Mehdi, "Irak'ın bugünkü haline gelmesinin en büyük nedeni ABD'nin bilinçli olarak yürüttüğü yanlış siyasetidir. ABD hiçbir zaman Irak'ın birliğini ve refahını istemez." diye konuştu.

Irak'ta 2003 yılında Şii ve Kürt grupların ağırlıkta olduğu bir hükümet kurulduğunu kaydeden Mehdi, Sünnilerin ise dışlandığını belirtti. Dışlanmaya bağlı olarak bu süreçte de El Kaide ve farklı terör örgütlerinin ortaya çıktığını anlatan Mehdi, bu örgütlerin ABD ve diğer ülkeler tarafından desteklendiğini ifade etti.

Mehdi, "Bütün Irak'ta bir genel müdürümüz, valimiz, meclis başkanımız yok. Halbuki bizim gerçek nüfusumuz Irak genelinde Kürtlerin üçte ikisi kadar. Türkiye, ABD ile 2003'te Irak'a girseydi, 1 Mart tezkeresi kabul edilseydi ve savaşı kazansaydı, bugün Irak'ta 6 milyon Türkmen olacaktı. Türkmenler Saddam döneminde Araplaştı, Barzani de 2003'ten bu yana bize yönelik Saddam gibi bir siyaset uyguladı. (Nüfus politikasında) Saddam'dan hiçbir farkı yok. O da Kürtleştirdi. 300 bin ile 500 bin civarında Kürt nüfus, kente geldi." değerlendirmesinde bulundu.

Kendisinin Kerkük'te bulunan şahsi arazisi de dahil olmak üzere yüzlerce dönüm Türkmen arazisinin Kürtler tarafından işgal edildiğini söyleyen Mehdi, bu arazilerin tapusu bulunmasına rağmen "Kerkük'te yasa işlemediğini" vurguladı.

Kerkük Valisi Necmettin Kerim'in Irak yönetimi tarafından görevden alındığını hatırlatan Mehdi, ancak Kerkük'te yasa yerine gücün sözünün geçtiğine işaret etti.

Irak'a 2014 yılının Haziran ayında DEAŞ'ın girdiğini anımsatan Mehdi, "DEAŞ, Irak'ta iki gruba yaradı. Bir Kürtlere, bir de İran'a. Bu gerçek. 2014'ten önce İran'ın Kerkük'te, Tuzhurmatu'da, Musul'da nüfuzu yoktu." dedi.

Peşmergelerin 2014'ten önce Kerkük'ten Erbil'e doğru 40 kilometre uzakta olduğunu hatırlatan Mehdi, şu an ise Kerkük'ün tamamına girerek 60 kilometre içeride bulunduklarını dile getirdi. Mehdi, peşmergelerin üç senedir Kerkük'ün etrafında hendek kazarak sınır çizdiğini belirtti.

Mehdi, şunları kaydetti:

"Barzani ateşle oynadı. Türkiye, İran ve Irak'ı birleştirdi. Şu anda sınırda tatbikat var. Ama bunun karşısında bu üç devlet durabilir mi? ABD ve İsrail var. ABD'nin referanduma karşı olduğu falan, böyle bir şey yok. ABD, İsrail ve Avrupa'nın bu referandumu istemediği doğru değil. Bunların istediği Türkiye, Irak, Suriye ve İran'ı parçalamak, bölmek. Kiminle? Taşeronlarla. Kim var taşeron, DEAŞ var, Barzani var, var yani. Maalesef bunun da en büyük cezasını biz çekiyoruz. DEAŞ nereye girdi, Türkmen bölgeleri ve Telafer. Telafer yüzde 100 Türkmen bölgesi. 300-350 bin nüfusu var. Şu an 300-400 bin civarında Kerbela, Necef, Kerkük, Kuzey Irak, Ankara ve İstanbul'da Türkmen göçmen var."

Irak hükümetinin hiçbir Türkmen köyünü DEAŞ'tan kurtardıktan sonra onarmadığını bildiren Mehdi, TİKA'nın bu yardımları yaptığını vurguladı. Mehdi, Türkiye'nin Irak'a yaptığı yardımı bugüne kadar hiçbir devletin yapmadığını söyledi.

"Türkiye olmazsa biz (Türkmenler) yokuz"

Kerkük için "özel federasyon" modelini desteklediklerini ifade eden Mehdi, bunun Irak Anayasası'na da uygun olduğuna dikkati çekti. Mehdi, Kerkük Vilayet Meclisinde 2006'da alınan "özel federasyon" kararının hala geçerli olduğuna işaret etti.

Irak'ta Şii yönetiminin başarısız olduğunu vurgulayan Mehdi, bu yüzden Kerkük'ün hala elektrik ve altyapı gibi sorunlarla boğuştuğunu anlattı. Mehdi, Kerkük'teki seçmen kütüklerinin dahi sahte olduğunu savundu. Kerkük'te gayrimeşru referanduma katılım oranının yüzde 20'yi geçmediğini dile getiren Mehdi, ancak farklı şekilde yansıtıldığını aktardı.

Mehdi, "Kerkük'ün geleceği yalnızca Irak'ın elinde değil. Kerkük'ün geleceğinde Türkiye'nin etkisi var, ABD'nin etkisi var, İran'ın da biraz var. Biz bugün burada yaşıyorsak Türkiye'nin sopası sayesinde. Türkiye olmazsa biz yokuz." ifadelerini kullandı.

IKBY'deki gayrimeşru referanduma ilişkin Mehdi, "Bu referandumu uygulayamazlar. Türkiye gibi, biz bu referandumu yok sayıyoruz." dedi.

Baskıya artık dayanamadıklarını ifade eden Mehdi, ilçe meclisi, polis teşkilatı veya istihbarat, nerede bir Türkmen görevli varsa öldürüldüğünü ve bunların faili meçhul kaldığını söyledi. Mehdi, bunun sonucunda da Türkmenlerin göçe zorlandığını kaydetti.

"Üç ülke birlikte çalışmalı"

Mehdi, gayrimeşru referanduma ilişkin, "Türkiye, bunu durdurmazsa bu iş Türkiye'ye gider." uyarısında bulundu.

Türkiye'nin IKBY ile yıllık yaklaşık 10 milyar dolarlık bir ticareti olduğunu anımsatan Mehdi, "Ama Türkiye'nin milli güvenliği daha önemli. Birinci sırada milli güvenlik, sonra da Türkmenler." diye konuştu.

Türkiye, İran ve Irak'ın gayrimeşru referandum yüzünden tehlike altında olduğunu ifade eden Mehdi, üç ülkenin bu konuda birlikte çalışmaya devam etmesi gerektiğini dile getirdi.

Mehdi, Türkiye'nin Türkmenlere karşı fiili bir müdahale olması durumunda askeri operasyon yapacağı açıklamasının ardından Türkmen bölgesine kimsenin girmeye cesaret edemediğine dikkati çekti.

Türkmenler arasında bölünmüşlük olmadığının da altını çizen Mehdi, mezhepçiliğin Türkmenlere hiçbir yarar sağlamayacağını vurguladı.