Eski İsveç Başbakanı ve Avrupa Dış İlişkiler Konseyi üyesi Carl Bildt, Hollanda’nın skandal tavrına tepki göstererek, “Viyana’da İsveçlilere yönelik bir seçim mitingi düzenlersem beni hapse mi atacaksınız?” diye sordu. Eski Portekiz AB Bakanı Bruno Macaes de AB yöneticilerinin savunduğu yasakları açıklayacak tek bir haklı nedenin olmadığını söyledi.

Türk bakanların toplantılarına izin verilmemesi sonrası Türkiye ile Hollanda arasında başlayan diplomatik krize tepkiler devam ediyor. Avrupa’da yaşayan 4 milyondan fazla Türk kökenli vatandaşın, Türkiye’deki referandum hakkında bilgilendirilmeleri gerektiği şeklinde görüş bildiren açıklamalara eski İsveç Başbakanı ve Portekiz’in eski AB Bakanı’ndan destek geldi.

Eski İsveç Başbakanı ve Avrupa Dış İlişkiler Konseyi üyesi Carl Bildt, kendisinin de İsveç’teki seçimler için yurt dışında kampanyalara katıldığını ve başka ülkelerin siyasetçilerinin İsveç’te seçim kampanyaları düzenlediklerine şahit olduğunu belirterek, “Viyana’da İsveçlilere yönelik bir seçim mitingi düzenlersem beni hapse mi atacaksınız?” sorusunu yöneltti. Bildt, Almanya, Hollanda ve Avusturya’nın yasakçı tavrının özgürlükler, ifade ve toplanma hürriyeti açısından derin sorunlar doğuracağına işaret etti.

Eski Portekiz AB Bakanı Bruno Macaes de ifade özgürlüğüne karşı şok edici saldırılara AB’nin sessiz kalışını eleştirerek, “Yasakları açıklayacak tek bir haklı neden bile yok.” dedi.

Macaes, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’in Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda yaptığı açıklamalara değinerek, Juncker’in gerçekten Türklere uygulanan yasağı savunup savunmadığını merak ettiğini belirtti. Macaes, bu durumun önemli bir sorun olduğunu ve AB’nin özgürlüklere yaklaşımı konusundaki tavrının daha büyük sorunlar doğuracağını söyledi.

Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Strazburg'da devam eden AP Genel Kurulu'nda yaptıkları konuşmada, Hollanda'ya destek veren açıklamalar yapmıştı. İki lider, AB'nin temel değerleri olarak gösterilen ifade ve toplantı hürriyetinin bazı AB ülkeleri tarafından engellenmesi konusuna ise değinmemişlerdi.