Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın ABD'de tutuklanmasına ilişkin olarak, "Bu sürecin tamamen, (Rıza) Sarraf dahil siyasi bir süreç olduğunu düşünüyoruz ve görüyoruz." dedi.

Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile Bakanlıkta yapılan baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından yapılan ortak basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

Geçmiş yönetim döneminde taraflar arasındaki ilişkileri etkileyen bazı olaylar olduğuna dikkat çeken Çavuşoğlu, "Bunlardan bir tanesi Suriye'de DEAŞ ile mücadele ederken hep birlikte, geçmiş yönetimin YPG/PYD ile iş birliği ve YPG'ye verdiği destektir. Amerikan yönetimi ve ilgili askerler dahil, kurumlar ABD'de, YPG ile PKK'nın bir farkının olmadığını kabul ediyorlar. PKK terör listesinde ama maalesef Suriye'de YPG ile iş birliği geçmiş dönemde gördük ve geçmiş yönetimin YPG'ye destek verdiğini de üzülerek gördük." diye konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'yi hedef alan bir terör örgütüne verilen desteğin ister istemez hem kendilerini üzdüğünü hem de gerek ilişkileri gerekse Türk halkının ABD'ye bakışını ve duygularını olumsuz yönde etkilediğini ifade etti.

Bu dönemde, bu konuda daha iyi bir iş birliği beklediklerini dile getiren Çavuşoğlu, "Bir terör örgütü ile mücadele ederken başka bir terör örgütüyle iş birliği yapmanın doğru ve gerçekçi olmadığını, hele hele Suriye'nin geleceği için de büyük bir risk olduğunu söyledik." dedi.

- Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Atilla'nın ABD'de tutuklanması

Çavuşoğlu, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Atilla'nın tutuklanmasına ilişkin soru üzerine, "Bu sürecin tamamen, Sarraf dahil siyasi bir süreç olduğunu düşünüyoruz ve görüyoruz." ifadesini kullandı.

Eski savcı Preet Bharara'nın Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile çok yakından bağlarının bulunduğunu belirten Çavuşoğlu, hatta hakim de dahil daha önce birlikte Türkiye'ye gelerek siyasi etkinliklere katıldıklarını anlattı. Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Türkiye aleyhine de konuşmalar var. Şu anda baktığınız zaman Bharara'ya Türkiye aleyhine ne kadar yorum varsa sosyal medyada hepsini retweet ediyor veya beğeniyor. Onun başlattığı bir dosya üzerinden bu işlemler yapıldı. Elbette bu konudaki endişelerimizi, düşüncelerimizi, olayın başladığı ilk günden bu yana ABD'li dostlarımızla paylaşıyoruz."

Çavuşoğlu, söz konusu süreci yakından takip edeceklerinin de altını çizdi.

Bakan Çavuşoğlu, FETÖ firarisi Adil Öksüz'ün ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu tarafından aranmasına ilişkin bir soruya karşılık, "ABD'nin niçin arandığına ilişkin bir açıklaması oldu. Biz tabii ki böyle bir açıklamaya inanmak isteriz ve bunun arkasında da bir şey aramak istemeyiz ama neticede bu konunun detaylarını da somut olarak görmek isteriz." yanıtını verdi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye-ABD ilişkileri hakkında, "Bugün, Türkiye ve ABD'nin gerek bizim bölgemizde gerekse ötesinde birçok karşıya karşıya kaldığımız sınamalar karşısında oynayabileceği çok önemli rol vardır." dedi.

Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile Bakanlıkta yapılan baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından yapılan ortak basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin müttefiki ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı Tillerson'ı Ankara'da ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.

Yeni ABD yönetimiyle üst düzey temasların devam ettiğini dile getiren Çavuşoğlu, Tillerson'un Ankara'ya yaptığı ziyaretin esasen iki ülkenin ilişkilerine verdiği önemin bir göstergesi olduğunu ifade etti.

Çavuşoğlu, mevkidaşının bugün Başbakan Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildiğini anımsattı.

Tarafların bugün ikili ilişkilere yeni bir enerji katmalarının elzem olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bugün, Türkiye ve ABD'nin gerek bizim bölgemizde gerekse ötesinde birçok karşı karşıya kaldığımız sınamalar karşısında oynayabileceği çok önemli rol vardır. Dolayısıyla Türkiye ve ABD arasındaki ilişkiler ve dostluk her zamankinden daha fazla güçlü olmalıdır." dedi.

İki ülke arasında işbirliğinin birçok alanda daha da güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Çavuşoğlu, bugün tüm bunları değerlendirme fırsatı bulduklarını söyledi.

Çavuşoğlu, özellikle ikili ilişkilerin yanında terörle mücadele, karşı karşıya kalınan tehditler, Suriye, Irak ve bölgedeki sorunları da birlikte değerlendirme fırsatı bulduklarını anlattı. Çavuşoğlu, bu konuların bazılarını yarın NATO dışişleri bakanları toplantısında diğer müttefiklerle de ele alacaklarını belirtti.

Çavuşoğlu, "İki dost ve müttefik ülke olarak halklarımızın  karşı karşıya kaldığı sınamalarda bundan sonra daha etkin adımlar atma konusunda kararlılığımız var. Dolayısıyla önümüzdeki süreçle birlikte daha fazla adım atabilmeliyiz." diye konuştu.

- "DEAŞ ile mücadele konusunda müttefikimiz ABD ile yakın iş birliği içinde çalışmak istiyoruz"

DEAŞ ile mücadele konusunda Çavuşoğlu, terör örgütüne karşı birlikte mücadele edebilececeğini aktararak şunları söyledi: 

"Biz, 68 ülke ve NATO da var. Bazı kurumlar olarak 10-20 bin kişilik bir terör örgütünü yenemiyorsak zaten başka terör örgütlerine muhtaçsak o zaman kendimizi yeniden gözden geçirmemiz lazım. Biz bunu başarabiliriz. Bundan sonraki süreçte de Suriye'nin istikrarı ve siyasi çözüm DEAŞ ile mücadele konusunda müttefikimiz ABD ile yakın iş birliği içinde çalışmak istiyoruz."

Geçmiş dönemin izlediği ikircikli politikalardan bir tanesinin de Türkiye'deki hain darbe girişimi ve daha önceki darbe girişimlerinin sorumlusu terör örgütü FETÖ'nün elebaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye iadesi konusu olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, Türkiye olarak bugüne kadar tüm bilgi ve belgeleriyle iade ve geçici iade taleplerinin ABD yönetimine ve bir önceki yönetime iletildiğini vurguladı.

Çavuşoğlu, son ABD ziyaretinde Adalet Bakanlığının verdiği yeni bilgileri, ABD Adalet Bakanına bizzat kendisinin ilettiğini anlattı.

Bu konuda somut adımlar beklediklerine dikkati çeken Çavuşoğlu, "En azından idari bazı tedbirlerin alınması ve geçici tutuklanma talebimizin yerine gelmesini istiyoruz." ifadesini kullandı.

ABD ile ilişkileri yeniden rayına koymak ve karşılıklı güveni kazanmak için adımlar atılması gerektiğini anlatan Çavuşoğlu, atılacak adımlarla ilişkileri daha ileriye götürmek konusunda umutlu olduklarını bildirdi.

Çavuşoğlu, "Türkiye-ABD dostluğuna ve iş birliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Umarım önümüzdeki dönemde adım atarız." dedi.

Amerikalı din adamı Andrew Brunson tutuklanmasıyla ilgisi soruya Çavuşoğlu, Brunson'ın yaptığı işten dolayı değil tercümanın kendisiyle ilgili şikayeti nedeniyle hakkında yasal işlem yapıldığını belirtti.

Çavuşoğlu, "Bu süreçte konsolosluk erişimi, ailesinin kendisiyle görüşmesi, eşiyle özel görüşmeler dahil istediği kitapların, İncil dahil istediği kitapların kendisine ulaştırılması konusunda hep yardımcı olduk, olmaya devam edeceğiz. Savcılık iddianamesi tamamlamak üzere ve tamamlandıktan sonra mahkeme kendisiyle ilgili karar verecektir. Türk yargısının ve polisinin kendiliğinden başlattığı bir süreç değil kendi tercümanının şikayeti üzerine başlatılan süreçtir. Bir an önce yargının da karar vermesini biz de bekliyoruz. Bu herhangi siyasi bir süreç değil ABD'ye yönelik bir adım da olmadığı apaçık ortadadır." değerlendirmesinde bulundu.

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, ABD'nin Türkiye'nin güvenilir müttefiki olduğunu belirterek, "Zorluklara karşılıklı beraber göğüs germeyi iple çekiyoruz. (Donald) Trump yönetimi de uzun zamandır var olan bu dostluğumuzu aynı şekilde güçlendirmeye yönelik taahhüdünün altını çizmeye devam edecektir." dedi. 

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD'li mevkidaşı Rex Tillerson, Bakanlıkta yaptıkları baş başa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. 

Tillerson, dünyanın zor bir coğrafyasındaki dost ve müttefikleri olan Türkiye'yi ziyaret etmekle kendini imtiyazlı hissettiğini belirtti.

Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelerek Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesine yönelik taahhütleri yineledikleri bilgisini veren Tillerson, görüşmelerinde üç ana konuya odaklandıklarını anlattı. 

Terör örgütü DEAŞ'ı yenmek ve bölge içinde istikrar sağlamanın yanı sıra iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri geliştirmeyi amaçladıklarını ifade eden Tillerson, uzun yıllardır NATO müttefiki olduğunu hatırlattığı Türkiye'nin aynı zamanda DEAŞ karşıtı küresel koalisyonda da yer aldığına vurgu yaptı.

Tillerson, DEAŞ'ın bölge içinde güçlenmesini engellemeyi ve ayrıca yeni ortaya çıkabilecek terör tehditlerine mani olmayı hedeflediklerini dile getirdi.

ABD'nin, Türkiye'deki üslerden DEAŞ'a yönelik hava saldırılarını yüzde 25 oranında artırdığına dikkati çeken Tillerson, örgütle mücadelesini övdüğü Türkiye’nin çabalarını takdirle karşıladıklarının altını çizdi.

Tillerson, Türkiye'de son dönemde DEAŞ ve PKK tarafından yapılan terör saldırılarında hayatını kaybedenlerden dolayı da başsağlığı diledi.

Türkiye'nin Suriye krizinin çözüme kavuşturulması çabaları ile sığınmacılara yönelik yaklaşımından övgüyle söz eden Tillerson, "6 yıl süren bu süreçte Türkiye'nin barışçıl çözüm bulma konusundaki çabalarını takdirle karşılıyoruz." ifadesini kullandı.

İki ülke arasındaki ticari ilişkileri geliştirmek istediklerini belirten Tillerson, 2016 yılında 17,4 milyar dolarlık ticaret hacmini artırmak istediklerini vurguladı. Tillerson özellikle sağlık, enerji, eğitim, teknoloji ve bilim konusundaki karşılıklı sözleşmeye bağlı olarak çalışmalarını sürdürmek istediklerini söyledi.

Tillerson, "Sonuçta ABD hem Türk halkı için her zaman güvenilir bir müttefik hem de bu ülkenin emniyet ve güvenliğine, ekonomik fırsatların geliştirilmesine kendini adamış bir ortaktır. Zorluklara karşılıklı beraber göğüs germeyi iple çekiyoruz. (Donald) Trump yönetimi de uzun zamandır var olan bu dostluğumuzu aynı şekilde güçlendirmeye yönelik taahhüdünün altını çizmeye devam edecektir." diye konuştu.

Tillerson daha sonra gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. 

Eski ABD Başkanı Barack Obama tarafından desteklenen terör örgütü PKK'nın Suriye'deki uzantısı YPG'nin Trump yönetiminde de desteklenip desteklenmeyeceğine yönelik bir soruya Tillerson, şu yanıtı verdi:

"Karşılıklı olarak Suriye içinde istikrarı nasıl sağlayabiliriz, bu bölgeye insanların güvenli bir şekilde nasıl dönmesini sağlayabiliriz ve uzun dönemli nasıl bir sonuç bulabiliriz... Biz bugün zaten bu konuları tartıştık. Çok faydalı bir görüş alışverişi gerçekleştiğini düşünüyorum. Bu konuda ileride çalışmaya devam edeceğiz."

Tillerson, Rakka'ya ilişkin bir soruya verdiği yanıtta, kentin geleceğinin yerel halka bırakılmasını istediklerini dile getirdi.

Türkiye'nin YPG konusundaki endişelerinin hatırlatılması üzerine nasıl bir çalışma izleneceği sorulan ABD Dışişleri Bakanı Tillerson, bu konudaki görüşmelerin devam edeceğini, söz konusu görüşmelerin üzerinden değerlendirmelerin yapılacağını anlattı.

- Adil Öksüz’e telefon

Tillerson’a, 15 Temmuz darbe girişiminin önemli isimlerinden firari Adil Öksüz’ün girişimden 6 gün sonra ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğuna kayıtlı bir numaradan aranması da soruldu. Tillerson, "Buradaki konsolosluğun amacı vize statüsünde değişiklik olduğunda haber vermek, bu normal bir prosedürdür." ifadesini kullandı.

Rex Tillerson, "Bakan Çavuşoğlu Türkiye’nin YPG ve PKK arasında ayrım yapmadığını söylüyor. Bu konuda görüş ayrılığı nasıl giderilecek" sorusu üzerine, şunları kaydetti:

"DEAŞ ile mücadele konusunda şunun tekrar altını çizmek istiyorum. Türkiye ve ABD'nin DEAŞ'ı yenme konusundaki taahhüdünden herkes emin olsun. Koalisyonun amacı budur. Dünya üzerinde terör nerede ortaya çıkıyorsa bu koalisyonla karşı karşıya gelecektir. Kimse bundan şüphe etmesin. Bu sonuca ulaşmak için kullanılan taktikler ise işte orada bu önemli ortaklarımızla bir araya gelmemiz gerekiyor. O noktada karar almamız gerekiyor. Koalisyon üyelerinin bir araya gelip askeri faaliyetler konusundaki tartışmaları bu sebeple devam ediyor. Tartışmalar devam edecektir. Bugün de tartışmalar devam etti. Ne tarz seçenekler, opsiyonlar var önümüzde, üstünden gittik. Açıkça söylüyorum, bunlar zor kararlar ve zor seçimler, farkındayım ama bu çok açık faydalı tartışmalar olmaya devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakan gün içindeki bu tartışmaları dikkate alacaklar. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim, ABD ve Türkiye bu koalisyonun ortağı olmaya devam edecektir."