Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Irak'ın değişik bölgelerinden çok sayıda PKK teröristinin Türkiye'ye gelip saldırılar gerçekleştirdiğini belirterek, "Şimdi de Sincar'ı ikinci bir Kandil yapmak istiyorlar ve biz uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızı ve yetkilerimizi kullanarak PKK'nın Irak'taki yapılanmasına da bundan sonra daha aktif müdahale edeceğiz ve burada PKK yapılanmasına da müsaade etmeyeceğiz. Ve sınırımızda bizden tarafta ve diğer tarafta aldığımız ve alacağımız tedbirlerle de bu bölgenin bizim için güvenli bölge olmasını, sınırlarımızın daha güvenli hale gelmesini de sağlayacağız." dedi.

Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanlığı Resmi Konutu'nda Fransız mevkidaşı Jean Marc Ayrault ile görüşmesinin ardından düzenlediği ortak basın toplantısında, Ayrault ve Fransa halkına 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'ye verdikleri destek ve gösterdikleri dayanışma için teşekkürlerini iletti.

İki ülke arasındaki ilişkileri daha iyiye götürmek için bir stratejik çerçeve mekanizması oluşturulduğunu ve 2014 yılında Paris'te ilk toplantının yapılarak ticaretten ekonomik işbirliğine, ulaştırma, tarım, eğitim, kültür gibi birçok önemli konunun yer aldığı bir eylem planının kabul edildiğini anlatan Çavuşoğlu, bugün ikinci toplantıyı Ankara'da yapmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Çavuşoğlu, bugünkü toplantıda gelecek 3 yıllık eylem planının çalışmalarını yapacaklarını belirterek, "Fransa bizim ekonomik ilişkilerimizin çok iyi olduğu bir ülke. Dış ticaretimizde her zaman ilk 10, hatta ilk 7 içinde yer almıştır ama 20 milyar dolar hedefimize ulaşmak için biraz daha fazla gayret sarf etmemiz gerekiyor." diye konuştu.

- "Yatırımların artmasını arzu ediyoruz"

Türkiye ile Fransa'nın birçok alanda yakın işbirliği yürüttüğünü vurgulayan Çavuşoğlu, bunlardan birinin de Sinop'ta kurulacak nükleer enerji santrali projesi olduğunu söyledi.

Türkiye'ye güvenip yatırım yapan çok sayıda büyük Fransız firması olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, ortak ekonomik komisyon, iş forumu gibi mekanizmaları daha aktif şekilde hayata geçirip yatırımların artmasını arzu ettiklerini kaydetti.

- "Terörle mücadele konusunda dayanışma mevcut"

Türkiye ve Fransa'nın terör saldırılarından en çok etkilenen iki ülke olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, dolayısıyla terörle mücadele konusunda iki ülke arasında işbirliği ve dayanışmanın mevcut olduğunu ifade etti.

Ayrault ile görüşmelerinde Türkiye'nin terörle mücadelesi ve özellikle Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik aldığı tedbirler konusunda mevkidaşına bilgi verdiğini söyleyen Çavuşoğlu, "En son İslam İşbirliği Teşkilatı'nın Taşkent toplantısında ve daha önce Körfez İşbirliği Konseyi toplantısında FETÖ'nün terör listesine eklendiğini ve bu kararı oy birliğiyle aldığımızı da kendisine ilettim." şeklinde konuştu.

- "Bölgedeki gelişmeler konusunda görüşlerimiz örtüşüyor"

Bölgedeki gelişmeler konusunda Türkiye ile Fransa'nın sadece yakın işbirliği içinde değil aynı zamanda görüş birliği içinde olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Özellikle Suriye konusu, Halep'te ateşkes, siyasi çözüm, Esed konusunda ve Irak konusunda bölgenin gerçeklerini en iyi şekilde tespit eden ve gündeme getiren iki ülke olarak görüşlerimiz tamamen örtüşüyor.

Özellikle Suriye, DEAŞ ile mücadele konusunda Fransa'nın inisiyatifleri ve özellikle de çabalarını takdirle karşıladığımızı bir kez daha vurgulamak isterim. Rejim ve destekçileri Halep'i ele geçirmek için acımasızca sivil insanları öldürme pahasına Halep'i bombalamaya devam ederken, biz ateşkes diyoruz, insani yardımlar ve siyasi çözüm diyoruz."

- Sorular

Bakan Çavuşoğlu, iki ülkede terör saldırıları sonrası uygulanan olağanüstü hale (OHAL) ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'deki OHAL ile Fransa'daki OHAL arasında bir fark olmadığını belirtti. Her iki OHAL'in de kapsamı ve hedefinin aynı olduğunu, terör örgütlerini hedef aldığını anlatan Çavuşoğlu, Fransa'yı hedef alan teröristler hukuk çerçevesinde hangi muameleyi görüyorsa, Türkiye'de darbe girişiminde bulunan FETÖ'ye bağlı teröristlerin de yargıya teslim edildiğini dile getirdi.

Mevlüt Çavuşoğlu, iki ülkedeki OHAL'in de Fransız ve Türk vatandaşlarının özgürlüklerini kısıtlamadığını vurguladı. Atılan adımların anayasa ve hukuk çerçevesinde olması gerektiğini her zaman söylediklerini belirten Çavuşoğlu, "Çünkü bizler devletiz. Devletler, kamu kurumları, teröristler gibi davranamaz. Bu sürecin şeffaf olması da önemli ve ikimiz Avrupa Konseyi üyesiyiz. Avrupa Konseyine düzenli bir şekilde bilgilendirmede de bulunuyoruz. Fransa'da senatoda kabul edilen özellikle ifade özgürlüğünü kısıtladığını düşündüğümüz, bu yönde endişede bulunduğumuz konuyla ilgili daha önce telefonda da görüştük, bugün de gündeme getirdik. Esasen oylamadaki sayıya baktığımız zaman çok sayıda Fransız milletvekili ve senatörün de bundan endişe duyduğunu görüyoruz. Çok az bir oy farkıyla geçti." değerlendirmesinde bulundu.

İfade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü gibi demokrasinin temel değerlerinin Avrupa Konseyi üyesi tüm ülkeler için geçerli olduğunu ve ayrıca İnsan Hakları Mahkemesinin bu konudaki kararlarının bağlayıcı ve iç hukukun üstünde olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, Ermeni soykırımını inkar edenlerin cezalandırılmasını öngören yasanın Fransız Senatosunda kabul edilmesine ilişkin olarak da kararın konseyden dönmesini temenni ettiklerini söyledi.

- "Musul operasyonuna çok yönlü katkı sağlıyoruz"

Bakan Çavuşoğlu, Irak'taki gelişmeler konusunda Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamalarının hatırlatılması üzerine, şunları kaydetti:

"Şu anda devam eden Musul operasyonuna çok yönlü şekilde katkı sağlıyoruz. Kuzey Irak'ta eğittiğimiz Peşmerge güçleri aktif bir şekilde Musul operasyonuna katıldılar. Aynı şekilde Başika Kampı'nda eğittiğimiz ve Ninova Kuvvetleri dediğimiz yerel güçler de aktif şekilde DEAŞ'a karşı operasyonun içindeler.

Diğer taraftan dört F-16 jetimiz de koalisyonun içinde yer alıyor hava operasyonlarına katılmak için. Bu hava operasyonlarının ya da havadan desteğin nasıl yapılacağını koalisyon içindeki ülkelerle birlikte askerlerimiz karar veriyor.

Başika Kampı'nda bulunan kuvvetlerimiz Musul operasyonuna kadar 700'den fazla DEAŞ teröristini etkisiz hale getirmiştir. Cerablus bölgesindeki katkımız da ortada. Sanırım hiçbir ülke tek başına bu kadar DEAŞ'a bağlı teröristi etkisiz hale getirmemiştir. Ve Musul operasyonu başladığı günden bu yana oradaki kuvvetlerimizin fırtına obüsü atışları, tank atışları, havan atışlarıyla 17 teröristi öldürmüştür.

Hepimizin ortak amacı, Fransa ile birlikte Türkiye'nin de ortak hedefi Suriye ve Irak'tan DEAŞ'ı temizlemektir. Irak bizim komşu ve kardeş ülkemizdir. Irak'ın toprak bütünlüğü, güvenliği ve istikrarı bizim kendi güvenliğimiz kadar önemlidir."

Suriyelilerin yanı sıra Irak'tan da bugüne kadar 300 bin civarında mültecinin Türkiye'ye geldiğine işaret eden Çavuşoğlu, Türkiye'nin Kuzey Irak'ta kurduğu üç kampa da yerinden edilmiş 40 bin civarında kişinin ihtiyaçlarını karşılayacak yardımları ulaştırdıklarını anlattı.

Çavuşoğlu "Maalesef Irak'ın değişik bölgelerinden çok sayıda PKK teröristi ülkemize geliyor ve saldırıları gerçekleştiriyor. Şimdi de Sincar'ı ikinci bir Kandil yapmak istiyorlar ve biz uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızı ve yetkilerimizi kullanarak PKK'nın Irak'taki yapılanmasına da bundan sonra daha aktif müdahale edeceğiz ve burada PKK yapılanmasına da müsaade etmeyeceğiz. Ve sınırımızda bizden tarafta ve diğer tarafta aldığımız ve alacağımız tedbirlerle de bu bölgenin bizim için güvenli bölge olmasını, sınırlarımızın daha güvenli hale gelmesini de sağlayacağız." ifadelerini kullandı.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault, Fransa'da 1915 olayları hakkındaki Ermeni iddialarının inkarının cezalandırılmasına dair Senato'da kabul edilen yasa tasarısı ile ilgili, "Burada bütün bu tartışmaların tarihçilere ait olduğunu bir kere daha ifade etmek istiyorum. Tarihi olaylar tarihçilerin perspektifiyle ele alınmalı. Bizler politikacılar olarak bu konuda bir söz sahibi olamayız." dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile baş başa görüşmelerinin ardından Bakanlık konutunda ortak basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Ayrault, ziyaretini Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimini kınamak ve Fransa'nın Türk halkıyla dayanışma içerisinde olduğunu belirtmek için gerçekleştirdiğini söyledi. Türk halkının gösterdiği cesaret ve kararlılığa vurgu yapan Ayrault, farklı siyasi grupların birlik içerisinde demokratik kurumları nasıl savunduğunu görmenin çok önemli olduğunu kaydetti. Ayrault, TBMM'nin en ağır hasarı almış kurumlardan biri olduğunun altını çizerek, bütün mağdurlara saygılarını iletti.

Türkiye ve Fransa'nın terörle karşı karşıya iki ülke olduğunu belirten Ayrault, her şekilde dayanışma içinde olduklarını da gösterdiklerini bildirdi. Türkiye ve Fransa'da yaşanan terör saldırılarının ardından iki ülkenin sembolleri Eyfel Kulesi ve Boğaz Köprüsü'nü karşılıklı bayrakların rengiyle aydınlattıklarını hatırlatan Ayrault, bunun da iki ülke arasındaki dayanışmanın bir göstergesi olduğunu dile getirdi.

Bu travmanın ardından insanların ve kurumların normal işleyişine devam edebilmelerinin önemine dikkati çeken Ayrault, "Çünkü demokrasiler hiçbir zaman sarsılmadan yollarına devam etmek zorundalar." diye konuştu. Ayrault, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin darbe girişiminin faillerini yargıya taşıma isteklerini anlıyoruz, bunun çok da normal bir şey olduğunu düşünüyoruz. Karşı karşıya kaldığınız tehditleri de küçümsemediğimizi söylemek isterim. Ancak şunu da ifade etmem gerekiyor ki ülkeler olarak temel hak ve özgürlükler, kamu veya özel olsun, bunların etrafında daha da kuvvetlenmemiz gerekiyor. Hukuk devletini hiçbir zaman göz ardı etmememiz gerekiyor çünkü bizler ülke olarak Avrupa Konseyinin temel prensiplerinin etrafında buluşan, aynı topluluklara üye iki ülkeyiz."

Böyle zor bir dönemde iki ülkenin ortaklığının çok daha büyük bir önem kazandığını söyleyen Ayrault, iki ülke arasında eski ve köklü ilişkiler olduğunu anlattı.

Ayrault, Türkiye ile Fransa arasında stratejik işbirliği için kurulan mekanizmanın ikinci toplantısı için mevkidaşıyla bir araya geldiklerini ve ekonomi, ulaştırma, enerji, güvenlik, kültür, eğitim, savunma sanayisi gibi alanların işbirliği için öncelikli olduğunu belirtti. Konuk bakan, iki ülkenin ilişkilerini "sürekli ilerleyen ve çok yakın" şeklinde nitelendirerek, bu kapsamda gelecek 3 senelik eylem planının da görüşüleceğini ifade etti.

"Tabii ki terörle mücadele bu eylem planının önemli başlıkları arasında olacak." diyen Ayrault, Türkiye'nin DEAŞ'le mücadele konusundaki işbirliğinin altını çizdi.

Eylül 2014'ten itibaren DEAŞ'a katılmak isteyen 150 kişiyi Türk yetkililerinin tutuklayarak Fransa'ya iade ettiğini hatırlatan Ayrault, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu terör tehdidi konusunda da şunları söyledi:

"Türkiye başka bir tehdit altında da bulunmaktadır, o da PKK'nın terör tehdididir. PKK, çok sayıda terör saldırısı gerçekleştirmektedir. Fransa olarak her seferinde Türkiye'nin yanında olduğumuzu ve bu terör saldırılarını kınadığımızı en kuvvetli şekilde ifade ediyoruz. Fransa için çok açık ve nettir ki PKK bir terör grubudur, bu şekilde ele alınıyor ve alınacaktır. Türkiye bir ortaktır. Bölgesel ve uluslararası platformda da müttefikimizdir."

- Suriye'deki iç savaş

Suriye konusunda da iki ülkenin ortak bakış açısına sahip olduğunu dile getiren Ayrault, Halep üzerindeki Rusya ve Suriye rejiminin "yoğun" bombalama eylemlerinin son bulması gerektiğini bildirdi. Ancak bu şekilde ihtiyaç içindeki Halep halkına insani yardımın ulaşabileceğini söyleyen Ayrault, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2254 numaralı ateşkes kararının uygulanmasıyla kalıcı bir çözümün tesisi için müzakerelerin tekrar başlayabileceğini kaydetti.

Ayrault, "Türkiye doğrudan bu savaştan etkilenmektedir çünkü hemen yanı başında süregeliyor bu savaş." dedi.

Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılara yönelik "olağanüstü dayanışma ve taahhüt gösterdiğini" ifade eden Ayrault, 2,5 milyon Suriyeli ve 500 bin diğer ülkelerden gelenlerle birlikte toplam 3 milyon sığınmacı barındıran Türk hükümetinin bu çerçevede sarf ettiği bütün çabaların bilincinde olduklarını söyledi.

Ayrault, Türkiye'nin bu konuda dünyada birinci sırada yer aldığına dikkati çekti.

Mülteci kriziyle baş edebilmek için Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki işbirliğini "hayati" şeklinde nitelendiren Ayrault, "tarihi zorluklar"ın üstesinden beraber gelinebileceğini vurguladı. Taahhütler çerçevesinde ilerlenmesi gerektiğine dikkati çeken Ayrault, Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkileri geliştirme arzusunda olduklarını kaydetti. Ayrault, "Geleceğimizin inşası için beraber hareket etmemiz gerekiyor." diye konuştu.

Ayrault Gaziantep'teki sığınmacı kampını ziyaretinin hatırlatılması ve Calais kampındaki son durumunun sorulması üzerine, Fransa'nın taahhütlerini yerine getireceğini belirtti. Calais kampındaki koşulların "artık insani olmadığını" dile getiren Ayrault, bu kamptan çıkarılacak sığınmacıların Fransa'nın farklı bölgelerine yerleştirileceğini dile getirdi.

- 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları

Fransa'da 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının inkarının cezalandırılmasına ilişkin Senato'da kabul edilen yasa tasarısının demokrasi ve ifade özgürlüğüyle çelişip çelişmediğine yönelik bir soruya karşılık Ayrault, bu kanunun sadece nefret söylemini suç sayan çok genel bir kanun olduğunu söyledi. Fransız Bakan, "Burada bütün bu tartışmaların tarihçilere ait olduğunu bir kere daha ifade etmek istiyorum. Tarihi olaylar tarihçilerin perspektifiyle ele alınmalı. Bizler politikacılar olarak bu konuda bir söz sahibi olamayız." ifadelerini kullandı.

Olağanüstü halin (OHAL) Fransa'da dördüncü, Türkiye'de ise ikinci kez uzatılmasına rağmen Fransa'nın Türkiye'yi eleştirdiğinin hatırlatılması üzerine Ayrault, Türkiye'nin terörle mücadele çerçevesinde kendini savunma ve OHAL'i uzatma hakkına sahip olduğunu vurguladı. Türkiye ve Fransa'daki OHAL'in farklı hukuki temellere dayandığını dile getiren Ayrault, Türkiye'nin OHAL sürecinde hukuk devleti ile temel hak ve özgürlüklerin gözetilmesi gerektiğini ifade etti.

AA