ANKARA (AA) - AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Avrupa Parlamentosunun oylayacağı Türkiye raporu ile ilgili, "Şöyle bir şey söz konusu değil: 'Türkiye ile AB arasında katılım müzakereleri olmasın, onun yerine terör, göç ya da diğer alanlarda güçlü bir iş birliği' şeklindeki tekliflerin hepsini elimizin tersiyle itiyoruz. Bu tekliflere kapı açanlar esasında birilerinin Avrupa projesini baltalamasına da kapı açıyorlar. Bunlar sağlıklı teklifler değil. Bir gün Türkiye ya da 28 AB ülkesi böyle bir karar vermeye yaklaşırsa o başka bir meseledir." dedi

Bakan Çelik, Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn ile AB Bakanlığı'ndaki görüşmesinden önce gazetecilere açıklama yaptı. Çelik, Avrupa Parlamentosunda bugün oylanacak Türkiye raporunda müzakerelerin askıya alınması çağrısı yapılacağı haberlerini, ayrıca üyelik müzakereleri yerine güçlü iş birliği çağrılarını nasıl değerlendirdiği sorularını yanıtladı.

Çelik, Türkiye-AB arasındaki ilişkinin omurgasının katılım müzakereleri olduğunu belirterek, "Katılım müzakerelerinin dışında herhangi bir teklif Türkiye-AB arasındaki bütün anlaşmalara ve şimdiye kadar yürütülen ilişkinin doğasına aykırıdır." diye konuştu.

Bu çağrının yıllar önce ilk olarak Avrupa projesine de karşı olan aşırı sağ kesimler tarafından dillendirildiğini hatırlatan Çelik, şöyle devam etti:

"Bunlar esasen Avrupa değerlerine de karşı kesimler. Sonra zaman içinde bunun maalesef bazı ana siyasi akımlara da sirayet ettiğini gördük. Şöyle bir şey söz konusu değil: 'Türkiye ile AB arasında katılım müzakereleri olmasın, onun yerine terör, göç ya da diğer alanlarda güçlü bir iş birliği' şeklindeki tekliflerin hepsini elimizin tersiyle itiyoruz. Bu tekliflere kapı açanlar esasında birilerinin Avrupa projesini baltalamasına da kapı açıyorlar. Bunlar sağlıklı teklifler değil. Bir gün Türkiye ya da 28 AB ülkesi böyle bir karar vermeye yaklaşırsa o başka bir meseledir. Ama bugün böyle bir karar verilmemişken ilişkinin doğasını buraya çevirmek, aramızdaki ilişkiyi buraya kodlamaya çalışmak Avrupa projesini sabote etmeye çalışanlara fırsat verir ve çok büyük bir yanlış olur."

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Avrupa Parlamentosunun oylayacağı Türkiye kararı hakkında, "Türkiye'nin parlamentosu bombalanmış, Avrupa Parlamentosunun başkanı aylar boyunca Türkiye'yi eleştirip 3-4 ay sonra Türkiye'yi ziyaret etmiştir. Böyle bir dönemde Avrupa Parlamentosundaki sayın milletvekillerinden beklentimiz Türkiye ile güçlü bir dayanışma içinde olmalarıydı ama onun yerine 'katılım müzakerelerini keselim' gibi çağrılar gelmesi son derece yanlıştır." dedi.

Bakan Çelik, AB Komisyonunun Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn ile AB Bakanlığındaki görüşmesinden önce gazetecilere açıklama yaptı.

Çelik, dünyanın çeşitli yerlerinde istikrarsızlıklar bulunduğunu, transatlantik ilişkilerde çeşitli tartışmalar yaşandığını belirterek, Türkiye ile AB arasında kriz çıkarmaya dönük yaklaşımların kimseye faydası olmayacağını vurguladı.

AB'nin, tam üyelik müzakereleri yürüten bölgesel güç Türkiye ile ilişkiler konusunda çok verimli politikalar üretmediğini ifade eden Çelik, en önemli gündem maddesinin demokratik dayanışma olması gerektiğini söyledi.

Bakan Çelik, "Ama 15 Temmuz darbe girişiminde bu yana bunu da güçlü bir şekilde gördüğümüzü söyleyemem." diye konuştu.

Avrupa kurumları içinde Avrupa Parlamentosunun darbe girişimine uğramış Türkiye ile dayanışma konusunda sınıfta kaldığını dile getiren Çelik, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin parlamentosu bombalanmış, Avrupa Parlamentosunun başkanı aylar boyunca Türkiye'yi eleştirip 3-4 ay sonra Türkiye'yi ziyaret etmiştir. Böyle bir dönemde Avrupa Parlamentosundaki sayın milletvekillerinden beklentimiz Türkiye ile güçlü bir dayanışma içinde olmalarıydı ama onun yerine 'katılım müzakerelerini keselim' gibi çağrılar gelmesi son derece yanlıştır. Bu tarihe kötü bir karar olarak geçecektir."

Avrupa Parlamentosunda Türkiye ilgili kararların sağlıklı verilmediğini kaydeden Çelik, Avrupa kurumlarında olmaması gereken yaklaşımların söz konusu olduğunu söyledi. Çelik, "Türkiye'nin dış politikasının hassas konularında taraf olan ya da Türkiye'nin halkoyuyla gerçekleşen anayasa değişikliği konusunda kendi görev alanına girmeyen bir şekilde bu sonucu tanımayan açıklamalar yapan bir parlamento kararı bizim için tabii ki saygıdeğer olmaz." ifadesini kullandı.

Çelik, Avrupa Parlamentosunun Türkiye hakkındaki kararının bugün çıkmasından sonra konuyla ilgili değerlendirme yapacağını aktardı.

- Fasıllar açılması

Müzakere başlıklarının açılması için çalışmaları sürdüreceklerini belirten Çelik, AB'den bazı konularda Türkiye'ye yapılan eleştirileri konuşma mekanizmasının müzakere başlıkları olduğunu vurguladı.

Çelik, "Ama Güney Kıbrıs'ın blokajı ya da başka sebepler derken aslında AB kurumları kendilerinin en temel mekanizmalarının kilitlenmesine müsaade etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, fasılların açılmamasının, AB'nin sorun çözme mekanizmalarının ortadan kaldırılması anlamına geldiğini bildirdi.

- Hahn ile görüşme

AB Bakanı Çelik, Johannes Hahn ile görüşmesinde ele alacakları konular hakkında bilgi verirken de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 25 Mayıs'ta Brüksel'de AB Konseyi, AB Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu başkanları ile yaptığı görüşmelerin ardından gelecek dönemde yapılabilecekler üzerinde çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Diyaloğun güçlendirilmesi bakımından bazı adımlar atılacağını aktaran Çelik, bu kapsamda Hahn ile görüşmesinin önemine değindi. 25 Temmuz'da bakanlar ve komiserler düzeyinde siyasi diyalog toplantısının Brüksel'de yapılacağı bilgisini veren Çelik, kendisinin de Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi toplantısına katılmak üzere gelecek günlerde Brüksel'e gideceğini aktardı.

Çelik, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinde ilerleme sağlanmasının en öncelikli gündem maddesi olduğunun altını çizerek, "Bunların yanı sıra ekonomi, enerji, terörle mücadele ve dış politika gibi AB ile diyaloğumuzun yoğunlaşacağı alanlar olacak. Diyaloğumuzun en üst düzeyde geliştirilebilmesi için daha önce de mutabık kaldığımız bu yıl içinde Türkiye-AB Zirvesinin düzenlenmesine önem veriyoruz. Vize serbestisi ve Gümrük Birliği'nin güncellenmesi de diğer önemli gündem maddeleri olacaktır." diye konuştu.

Düzensiz göçün önlenmesi ve Suriyeli mültecilerin ihtiyaçlarının karşılanması gibi konuların da öncelikli ele alınan konuların başında geldiğini bildiren Çelik, "Türkiye 18 Mart uzlaşısı çerçevesinde ahde vefa ile hareket etmiş ve üzerine düşeni yapmıştır. Bu durum AB Komisyonunun yayınladığı son raporla da teyit edilmiştir." diye konuştu.

Başta FETÖ ve PKK olmak üzere terörle mücadelede AB'den daha açık ve somut destek beklediklerini vurgulayan Çelik, terör tehdidi göz önüne alındığında terörle mücadelenin en çok iş birliği yapılması gereken alanlardan olduğunu kaydetti.