Dertlere Deva Makamlar

Hepimizin sevdiği bir şarkı, türkü ya da bir müzik eseri mutlaka vardır.

Bir şarkı, bir türkü bize ne güzel duygular yaşatır. Bir saz eseri, bir taksim dinlediğimizde ne de iyi gelir. Sanki başka dünyalara gideriz. Adeta üzerimizden bir ton ağırlığı kaldırmış gibi oluruz.

Çoğumuz dinlediğimiz eserin makamını bilmesek de, hemen ardından aynı makamdan başka bir şarkıyı mırıldanmışızdır çok defa. Bazı makamlardaki şarkılar daha yakın gelir bize. Dinledikçe bir rahatlama, bir iyileşme hissederiz. Adeta tedavi oluruz.

Müzikle tedavi konusundan bahsetmek istiyorum.

Bu tedavi şeklinin geçmişi çok eski tarihlere dayanmakta.

Müziğin tedavi gücü, Osmanlılarda en parlak dönemini yaşasa da, psikolojik rahatsızlıklar üzerindeki etkisi, ilk çağlardan beri bilindiği söylenir.

Eski Türk topluluklarında hekim, ozan, din adamı ve hatta büyücü diye bilinen, Baksı ve Kam adı verilen kimseler hastaları müzik ve ritimle tedavi ederlermiş.

15. yüzyılda,  batılı ülkelerde, akıl hastalarına, ruhlarına şeytan girdi diye işkenceler yapılır ve yakılırmış. Oysa aynı dönemde, Sultan 2. Bayezit’in, Edirne’de Mimar Hayrettin'e inşa ettirdiği ''Edirne Şifahanesi'nde''(Dar-ü Şifa) hastalar müzikle tedavi ediliyormuş.

Trakya Üniversitesi Tıp Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ratıp Kazancıgil de "Sultan 2'inci Beyazıd Külliyesi" adlı eserinde, Müziğin, hastalığın tedavisinde yardımcı eleman olarak kullanıldığından bahsediyor " O dönemlerde hekimlerimiz, yaptıkları incelemede müziğin beynin belli kısımların uyararak, hangi makamın hangi hastalığa iyi geldiğini yazmışlar.'' diyerek, diğer tedavi sistemleri olmadan sadece müzikle de tedavi olmayacağının altını çiziyor.

İşte bazı makamlar, hangi hastalığa iyi geldiği ve makamı hatırlamanız için örnek bir şarkı listesi derledim.

Rast makamı: Akıl hastalığından ve felç illetinden kurtulmaya yönelik yardımcı ve destekleyici bir makamdır.

Eski dostlar

Irak makamı: Asabî mizaçlılara ve hafakana iyi gelir.

İsfahan makamı: Zihni açar, zekâyı keskinleştirir, anıları tazeler.

Fâriğ olmam eylesen yüz bin cefâ sevdim seni

Buselik makamı: Kulunç ve bel ağrılarının tedavisinde faydalar sağlar.

Rüzgar kırdı dalımı ellerin günahı ne

Hicaz makamı: Bevliye hastalıklarının tedavisinde destekleyici rol oynar

Bir bahar akşamı rastladım size

Uşşak makamı: Kalb, karaciğer, sıtma ve mide hastalıklarının tedavisinde yardımcı bir metottur.

Akşam oldu hüzünlendim ben yine

Nihavend makamı: Kan dolaşımı, karın bölgesi ve bacaklardaki ağrıların tedavisinde olumlu tesirleri vardır. Kişiye güven hissi verir.

Doymadım sana ağlarım âh ederek yana yana

Hüseyni makamı: Kişiyi ferahlatır. Kişinin kendine güveninin artmasına ve ferahlamasına yardımcı olur. Otistik ve spastik hastalara faydalıdır.

Keklik dağlarda çağılar.

Müzikle tedavi konusunu sizlerle paylaşmama sebep, yakın zamanda bu konuda yayınlanan bir eser. İsmi ''Makamdan Şifaya''. İş Bankası yayınları tarafından yayınlanan bu kitapta, ayrıca iki adet CD hediyeli. Müzikle tedavi konusu detaylıca işlenmiş. Müziklerle örneklendirilmiş. Bu güzel eseri hazırlayan çok değerli arkadaşlarım Halil Erseven ve M.Fadıl Atik'e ve Levent Öztürk'e teşekkür ve tebriklerimi sunuyorum.

Eser hakkında çok değerli isimlerin görüşlerini de sizlerle paylaşmak istiyorum.

Selahattin Beyazıt , "Müzikle Tedavi"nin ilk yapıldığı yerlerden biri olan Beyazıt Külliyesi'nden de manevi güç alarak harekete geçen, "Müzikle Tedavi" konusunda geçmişten hareketle günümüze ışık tutan, eski söylenmişlerin dışında ilk kez yeni şeyler söyleme cesareti gösteren ve bunları somutlaştıran, yine bu önemli konuyu, "Müzikle Tedavi" konusunu bilimsel bir çerçeveye oturtma gerekliliğini savunan ve bunun için çaba sarf eden; Sevgili Doç. Dr. Levent Öztürk, Halil Erseven ve M. Fadıl Atik'i kutluyorum." diyor.

Tamburi Necdet Yaşar ise,''Musikinin din, ulus ayrımı yapmadan tüm insanlığa sadece musiki olarak değil, geç kalınmakla birlikte tedavi amaçlı da sunulması gerektiğini düşünüyorum. Makamdan Şifaya kitabı belki bizde de kanıta ve bilime dayalı bu tip uygulamaların başlangıcı için bir ilk olur. Böyle bir kitabı hazırlamalarından dolayı yazarları kutlar, musikinin bir gün insanları hastaneden içeri adım atarken hoş bir sedayla karşılamasını dilerim.'' diyor

Ülkemizde Türk müziğinin kronik ve psikiyatrik hastalıkların tedavisinde kullanılmasına dair çalışmalar halen, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırma Enstitüsü Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Birimi'nce yürütülüyor.

Müzikle tedavi konusunda yazılmış başka eserlerde var tabi ki.

Sağlık Bakanlığı tarafından geçen yıllarda yayınlan, geçmişten günümüze 'Müzikoterapi'nin tarihi ve önemi ortaya konulurken, Türk müziği makamlarının hastalıklara etkisinin örneklendiği 'Şarkılarda Sağlık, Sağlıkla İlgili Şarkılar' kitabı da bu konuda başvurulacak eserler arasında yerini almış durumda.

Trakya Üniversitesi Tıp Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ratıp Kazancıgil'de "Sultan 2'inci Beyazıd Külliyesi" adlı eserinde, konuya geniş yer ayırarak, musiki makamlarının hangi hastalıklara iyi geldiğini yazdı.

TÜMATA grubu kurucusu Doktor Oruç Rahmi Güvenç'in de müzikle tedavi konusunda uygulamalı çalışmaları söz konusu.

Uşak makamında bir taksim dinleyeyim de mide ağrılarımı birazcık hafifleteyim.

''Müzik ruhun gıdasıdır'' demişler. Ne kadar da doğru söylemişler.

Ben de yazımı ''Ruha gıda, dertlere devadır müzik.'' diyerek bitiriyorum.

 (Kaynaklar: Görkem Özkur, Zülfe Eyles(İçtimai-Ekim -2004), Yard.Doç.Dr. Rahmi Oruç Güvenç, Yrd. Doç. Dr. Ratıp Kazancıgil)