Derler ki;

“Konuşmak, anlaşmak için ilk koşuldur.”

Ancak her sözle…

Çok sözle…

Boş sözle pilav pişseydi,

Deniz kadar yağ getirenin haddi hesabı olmazdı.

*

Görüyoruz ki;

Milli duruş, Milli bakış, Milli düşünce, Milli hedef…

Ve hepsinden önemlisi,

“Ülküsü” yükselmek ve ileri gitmek olan Türk Milletinin,

Milli direnişini “kontrollü tiyatro” diye nitelendirenlerle,

Aynı safta bulunan,

Milli görüşçü sözde “milli gömlek” giymişlerde!

Aynı dili kullanıyorlar.

Ne diyor CHP’liler; “15 Temmuz Kontrollü darbe”.

Ne diyor HDP’nin devrik eş başkanı; “15 Temmuz Kontrollü darbe”.

Peki, ne diyor Milli görüşçü Temel Karamollaoğlu;

“Demirtaş cezaevinden çıkarılsın”.

Ya da ne diyor CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı İnce;

“Demirtaş cezaevinden çıkarılsın”.

*

Zihniyete ve ortak ağıza Bakar mısınız?

Eşikte ki dededen, beşikte ki bebeye kadar kurşun sıkan PKK terör örgütüne “yardım ve yataklık” suçundan tutuklu bulunan,

HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş cezaevinden çıkmalıymış.

Görüyor musunuz?

Vicdan depremine uğramış “tamam” çığırtkanı bu tamtamcılar tayfası,

Hemen, nasıl da aynı safta toplanı veriyorlar.

Ve aynı söylemde birleşiveriyorlar.

*

Şimdi,

“Şehitler ölmez vatan bölünmez sözünden tiksindiğini” söyleyenlerin CHP’den Milletvekili adayı yapıldığı…

Devlete “seri katil” diyenlerin yönetici koltuklarına oturtulduğu…

“Türkiye ile İran savaşsa ben İran’ı tutarım” diyenlerin Milletvekili yapıldığı…

Her cümlesine “ar, edep, siyasi ahlak ve omurga” kelimelerini sıkıştıranların hile hülle ile 15 vekil üzerinde “al gülüm, ver gülüm” yaptığı…

“Biz Ülkücü ve Milliyetçi bir parti değiliz” diyenlerin sahte milliyetçilik naraları attığı siyaset arenasında,

Genetiği bozulmuş bu siyasi partiler ve siyasetçilerin,

Aynı dili konuşması,

Aynı terminolojiye hâkim olması,

Aynı duyguları paylaşması,

Ve aynı projede rol alması sizce normal mi?

Karar sizin!