Bir kez daha şiir dedik, meramımızı yine şiirle anlatalım diye. Bu şiirimiz daha uzundur lakin sıkmasın, bunaltmasın diye uygunu budur kanaatindeyim. Muhabbetle...

trong>ANKARA

Soluk sarı yer, mavi gök...

Kadim payitaht medresesi,

Ve hatta arefesi İstanbul'un,

‘Bayram, Bayram' ilmi şarkın...

‘Semerkandî nefes'i Anadolunun...

* * *

Çandarlı hüznünde tarihi,

Değil atları, hanları nallı şehir.

Bir yeşilbaşlıya sevdalı,

Derviş heybesi ve gölge.

Seccadeye düştü çınar dalı...

* * *

Sarayın taşlarından köşkümüz.

Köşkün taşından ne ola...

Ellerini uzatsan çıkrıkçılara,

Nasır tahtına bulaşır.

Ayaklarım küstü çarıkçılara...

* * *

Eski hamam önünde cenabet,

Meclis önünde lâlim...

Esenboğa ovasında,

Yıldızıyla savaşta hilalim,

Han, cihangirlik davasında...

* * *

Çok ölüm gördüm salâsız.

Ezanların göğün mü acep,

Neden yerden yükselir sesi?

Annen yazmasından da silindi,

Vefa ve hatır busesi...

* * *

Kırık ney, kırk saz şehri.

Kızılay kan, Ulus kan pıhtısı,

Kanıyor Hilal-i Ahmeriye...

Aşk ile radyondan,

Bir de ‘Hay' de Sıhhıye...

* * *

Efenin yarası Ankara,

Sen de bir yarasın bende.

Yollarında bir milyon ölü,

Yarana tuz basmak niyetim,

‘vay' de Tuz Gölü...