Anayasa değişikliğine Türk milletinin ne diyeceğini belirleyecek referandum için 35 gün kaldı. Bu süre içinde siyasi partilerin kampanyaları daha da hızlanacaktır. Bütün mesele vatandaşın neyi oylayacağını iyi bilmesi ve kararını ona göre vermesidir. İşte tam bu noktada büyük bir bilgi kirliliği yaşanıyor.

İşin aslını konuşmak ve anlatmak yerine, çarpıtmak ve yanıltmak için çok yoğun bir faaliyet yürütülüyor. CHP lideri işi o kadar ileri götürdü ki, çarpıtma yapmaya uğraşırken Anaya değişikliğinin getirdikleri ile bugünkü fiili durumu birbirine karıştırıp, siyaset tarihine geçen bir gafa imza attı. Başka hiçbir gerekçe olmasa dahi, Anayasa değişikliğine kimlerin karşı olduğuna bakmak bir fikir sahibi olmak için yeterlidir. CHP, HDP, FETÖ, PKK aynı cephede buluşuyorsa, bize düşen otomatik olarak bunun karşısında durmaktır. Kaldı ki, değişikliğin muhtevası biraz ciddiyetle incelendiği zaman, bugünden çok daha ileri, çok daha faydalı, çok daha ihtiyaca cevap veren bir düzenleme yapıldığı, net şekilde anlaşılmaktadır.

MHP sözcüleri, ülkemizin her tarafına yayıldılar ve Anaya değişikliğinin ne getirdiğini Türk milletine anlatıyorlar. Önümüzdeki haftadan itibaren mitingler de başlayacak. 9 ilde Türk milletiyle kucaklaşma yaşanacak. MHP bunlarla da yetinmedi. Herkesin kolayca ulaşıp, bir solukta okuyup anlayabileceği broşür ve kitapçıklar hazırladı. Merak eden, meselenin aslını hala anlamamış olan veya kafasında soru işareti kalan herkes, oldukça özet ve kolay anlaşılan bu metinlerde aradığı her şeyi bulacaktır.

NE VAR

Çarpıtma ve yanıltma gayretleri en çok MHP'nin daha önce söylediklerinden vazgeçtiği yalanı üzerinden yürütülüyor. Oysa MHP geçmişte ne söylemişse, bugün de onu söylemekte ve onu yapmaktadır. Nitekim, hazırlanan broşürde, "MHP politikalarına sahip çıkmıştır" başlığı ile bu durum değerlendirilmiştir. Yapılan değişiklikte,

- Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olan Cumhuriyet vardır.

-Bölünmez bir bütün olan Türk milletinin ilelebet bağımsız kalacağının teminatı vardır.

-Devleti ve milletiyle bölünmez bir bütün olan üniter milli devletin garantisi vardır.

-Millet ve devleti milli çıkarlar temelinde buluşturan, ülkenin teminatı MHP'nin silinmez mührü vardır.

NE YOK

Yalan ve iftiralarla varmış gibi gösterilmek istense de, bu değişiklikte olmayanları bir defa daha hatırlatalım:

-Cumhuriyetimizin temel ilkeleriyle çatışma yoktur.

-İlk dört maddeyi değiştirmeye yönelik girişimler yoktur.

-Anayasa uymayan yöneticilerin sorumsuz kalması yoktur.

-Keyfi yönetime cevap verecek bir düzensizlik yoktur.

-Yönetenlerin işledikleri suçlardan cezasız kalması yoktur.

-Milli devleti parçalayan özerklik-federasyon yoktur.

-Türkçeden başka bir dile resmiyet kazandırılması yoktur.

-Türkçeden başka bir dilde eğitim yoktur.

-Türk'ün anayasasından Türk'ün adını çıkarma girişimi yoktur.

-Türk milletinin içinden ayrı bir millet inşa etme girişimi yoktur.

-Terör örgütüyle pazarlık, teröristlere af teröre taviz yoktur.

-Terörist başı, bebek katiline özgürlük yoktur.

-Paralel devlet yapılanmasına yer yoktur.

YASAMA VE YÜRÜTME AYRILIYOR

Anayasa değişikliği ile yapılmak istenen hükümet sistemini yenilemek ve yürütmedeki iki başlılığın meydana getirdiği krizlere son vermektir. Yasama yetkisi münhasıran TBMM'ye verilmekte, hükümetin "kanun teklif etme" yetkisine son verilmektedir. TBMM'de çoğunluğu elinde tutan hükümetin, kanun tasarıları ile yasamaya hakim olması engellenmektedir. Böylelikle, kanun yapmada hükumetin değil, TBMM'nin iradesi esas olacaktır. Hükümetin TBMM'den çıkma şartı kaldırılmakta iki kurum arasında zorunlu tekelleşme sona ermekte, katı güçler ayrılığı tesis edilmektedir. Gençlerin önü açılarak siyasete katılmaları sağlanmakta, TBMM'nin temsil gücü artmaktadır. Yasama ve yürütme arasındaki denge ve denetime ilişkin mekanizmalar arttırılmakta ve kuvvetlendirilmektedir. Tanın iki oy hakkıyla, yasamadan bağımsız bir şekilde yürütmeyi doğrudan seçme hakkı ilk defa vatandaşa verilmektedir. Yasama ve yürütmenin aynı partilerden olması zorunluluğu kalkmakta, farklı siyasi partilerin aynı anda ülke yönetiminde söz sahibi olabilmesinin yolu açılmaktadır.

SORUMLULUK ARTIYOR

Cumhurbaşkanı ve bakanları denetlemekle yükümlü tutulan Meclis, şimdikine nazaran daha az bir sayıda milletvekilinin onayı ile Cumhurbaşkanını Yüce Divan'a gönderme yetkisine salip olmaktadır. Cumhurbaşkanınca seçilen Anayasa Mahkemesi üye sayısı azaltılırken, TBMM'nin üyeleri belirlemekteki ağırlığı arttırılmaktadır. HSYK yeniden yapılandırılarak yargı üyeleri arasındaki kutuplaşma ve FETÖ gibi illegal oluşumların yargıya sızmasına zemin hazırlayan yapılar ortadan kaldırılmaktadır. İlk defa TBMM'ye HSYK üyelerini belirleme yetkisi verilmektedir.

YARGI BAĞIMSIZ OLACAK

Bir kişi en fazla iki kez Cumhurbaşkanı seçilebilecektir. Yargı bağımsız ve tarafsız olacaktır. Cumhurbaşkanı TBMM seçimlerini yenileme kararı alırsa, kendi görev süresi de sona erecektir. Parlamentonun feshi söz konusu olmayacaktır. Cumhurbaşkanlığı kararnameleri sadece yürütmeyle ilgili olacak, yasama ve yargının denetimine tabi tutulacaktır. Yürürlükteki kanunlara ve anayasaya aykırılık içeren Cumhurbaşkanlığı kararnameleri iptal edilecektir. Cumhurbaşkanı, her türlü eylem ve işlemlerinden sorumlu olacaktır. Cumhurbaşkanının yüce divana sevki için dörtte üç yerine, üçte iki oranındaki çoğunluk yeterli olacaktır. Hakkında soruşturma açılan Cumhurbaşkanı seçim kararı alamayacaktır. Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve Bakanlar da sorumlu tutulacaklardır. Cumhurbaşkanı bir kanunu veto etse dahi, TBMM salt çoğunlukla o vetoyu işlemden kaldırabilecektir. Üç ay içinde TBMM'de kabul edilmeyen OHAL kararnameleri kendiliğinden yürürlükten kalkacaktır.

Ortadoğu