ADANALIYIK...

Partimizin “Milli Değerleri Koru ve Yaşat” mitingleri bolluk ve huzur içerisinde devam etmekte, Başbakan Erdoğan’ın uykularını kaçırmaktadır.

Türk milleti Bursa’da ve İzmir’de Milliyetçi Hareket Partisi’ni bağrına basınca, geceleri karabasana dönmüş AKP, Adana’yı görünce ne hale gelecek varın siz tahmin edin…

Çukurova’nın bereketli bağrına doğru yola çıkmak için partimizin genel merkezinde bir araya gelmeyi kararlaştırdığımız dostlarımızla buluştuğumuzda, Balgat pazarı yeni kurulmaya başlamıştı, bizlerde yola çıkmaya hazırdık.

Yol arkadaşlarımız insana huzur ve güven veren, bütün Ülküdaşlarımız gibi samimi ve sadakatli idi. Hep birlikte besmele ile yola çıktık, sırtımız Ankara’da, gönlümüz Adana’da haydi bismillah…

Adana Ülkücü hareketi hiç üzmemişti biliyorduk ama yine de çok heyecanlı ve meraklı idik.

Sohbetine doyamadığımız dostlarla doya, doya sohbet ederken Pozantı’ya nasıl geldiğimizi fark etmemişiz bile, o gün ev sahibimizin ağalığı her zamanki gibi üzerindeydi, Halil İbrahim sofrası tadında bir sofrada Genel Başkanımızı yad ede ede huzur ve tadı dünyaya değer bir yemek yedik…

Akşam Adana il başkanlığımızı ziyaret edip istirahate çekildik, Cuma günü Osmaniye’ye gittik, namazımızı Bahçeli Camii’nde eda ettik.

ADANADA

Güneş her taraftan sıcaklığını hissettiriyor, sanki sadece gökte değil yerde de güneş varmış gibi, kaldırım güneş, asfalt güneş, bina duvarları işyeri camları güneş olmuş, Adana alev, alev…

Bizler gezdikçe anladık.

Adana’nın alevi yakmak için değil, sarmak içinmiş…

Bizler gördükçe anladık.

Adana’nın alevi sıkmak için değil, sevmek içinmiş…

Bizler yaşadıkça anladık.

Bir annenin yavrusunu kucakladığı sıcaklıkla Adana bizi kucaklamış…

Adana yeni bir ruh ile kendisini mitinge hazırlamış, güneş üç hilalli bayrağın aşkına yandıkça yanmış, güneş kendisini yakmış ama bizleri sıcak şefkati ile sarmıştı.

Caddelerde sokaklarda herkesin yüzü gülmekte, gözü gülmekte vatan bir aşk olmuş insanlar miting alanına yürümekte…

Meydan rengârenk, bayraklar ellerde sallanmakta, sanki binlerce gelin meydanda oynamakta, çocuklar tam çocuk bu günü bayram bilmekte…

Miting alanındaki püskevitler sigara altı, küçük bir kahvaltı…

Meydan er meydanı, yiğitler bir yiğit ses beklemekteler…

MİTİNGDE

Davullar sustu, nefesler tutuldu, lider meydanda Ülküdaşları ile buluştu…

Merhaba dediğinde Adana’da, vatana merhaba demişti.

Türkmen beyi beyce selamladığında ülküdaşlarını, güneş meydanda Mete Hanı görmüş gibiydi, gücü azaldı ateşi zayıfladı…

Edebalinin inanç ve bilgeliği Türkmen beyinde her haliyle görünmekteydi…

Kürsüden yükselen ses, Niğbolu’dan geliyordu sanki.

Sanki Fatih sesleniyordu, üç hilalli yüzbinlerce Ulubatlıya…

Çukurova’ya bereket sadece toprağında değil, insanında da Allah vergisi. Yiğitler düşman çatlatırcasına Türkmen beyinin yüzüne bakmakta…

Sağ eli kalktığında Asya’ya doğru, Türk dünyasının geleceğini müjdeler gibiydi, sol eli evladı Fatiha’na müjde gibiydi…

Çakmak, çakmak gözlerinde Kürşat vardı, Bilge Kağan vardı, Sultan Alparslan vardı, Fatih Sultan vardı, Mustafa Kemal vardı, Başbuğ Türkeş vardı..

İçindeki Yunusu anlamayanlara Yavuz duruşu her halinden belliydi…

O gün hepimiz Adanalıydık, Allah’ın adamıydık…

Ve bütün bunlara güneş şahitti.

Her nefes bir yemin gibi alınıp verilmekte, kalpler aynı şeyi söylemekte…

Türkmen beyi haydi durma ilerle, Türk milleti seninle…

 

İrfan Topçu

***

Sizde bu bölümde yazmak isterseniz sitemizin ilkelerine ters düşmeyen yazılarınızı [email protected] mail adresine gönderin sizin adınızla yayınlayalım.

Not: Yazılarınızda isminizi ve kullanılacak mail adresinizi yazmayı unutmayınız.