Bir önceki yazımızda Türkiye geneli, Ankara ve İstanbul’da zilletin belediyeleri nasıl kazandığını değerlendirmiştik. Bu kez Adana, Mersin, Hatay, Şanlıurfa ve benzer illerdeki duruma bakalım.

Adana’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde Cumhur İttifakı oyları 24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçimlerine göre 58.128 azalmıştır. Millet İttifakı oyu ise 159.762 artmıştır. HDP oyu ise 172.663 azalmıştır. Diğer bir ifade ile HDP’nin 159.762 oyunun Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde Millet İttifakına yöneldiği ifade edilebilir.

Hatay’da ise Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde Cumhur İttifakı oyları 70.877 azalmış, Millet İttifakının oyları ise 149.544 artmıştır. Artan oyların 98.649’unun HDP’den Millet İttifakına giden oylar olduğu söylenebilir.

Mersin’de HDP’nin 24 Haziran 2018 seçimlerindeki 186.653 oyu 31 Mart 2019 Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde CHP’ne yönelmiştir. Bu oyun 66.118’i ise Belediye Meclisi seçimlerinde HDP’de muhafaza edilmiş gözüküyor. 2018’de 151.894 olan İP oyunun ise bir kısmının CHP’ye, bir kısmını ise DP’ye gittiği söylenebilir. Bu olay Mersin’deki Millet İttifakının stratejik davranışını göstermesi açısından önemlidir. İP adayının hangi manevra ve kumpaslarla adaylığının engellendiğine dair ipuçları vermektedir denilebilir mi?

Cumhur İttifakının Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde Şanlıurfa’da iki seçim arasında Cumhur İttifakının oyları 1.302 azalırken, HDP’nin oyları ise 247.073 azalmış ve Saadet Partisine yönelmiştir. Haziran 2018 sonuçları dikkate alındığında Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Saadet Partisinin aldığı 308.510 oyun 247.073’ünü HDP, 14.957’sinin İP, 28.832’sini CHP’den geldiğini söylemek çok güç olmayacaktır. Zaten HDP’nin bu ilde Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Belediye Meclisi oyları arasındaki fark 174.103’tür.

Yukarıdaki sonuçlar incelendiğinde MHP’li Adana ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlıklarının CHP’ye geçmesinde İP’nin ve HDP’nin birlikteki dolaylı ittifakının ne kadar aleni olduğu ortaya çıkmaktadır. HDP’nin açıklamalarında bu illerde kayyum atamasında Milliyetçi demokratlar ile CHP’li demokratların memnuniyeti nedendi?

Adana ve Mersin’e ilave olarak Hatay’ın da CHP’ne geçmesinde HDP’nin desteğinin ortada olduğu görülmektedir. Mersin’deki destek ise daha stratejiktir. Başlı başına bir tartışma konusudur. İlgili partilerin bu stratejik ortaklığı topluma anlatmaları gerekir.

Önceki yazımızda;

Bu sonuçlar, HDP oylarının 31 Mart seçimlerinde millet ittifakına katkısını açıkça ortaya koymakta, millet ittifakının Ankara ve İstanbul’daki ve benzer illerdeki sonuçlar nedeniyle HDP’ye bir anlamda diyet ödeyeceğini, bunun da bir beka meselesi teşkil ettiğini göstermektedir. HDP yöneticilerinin seçim öncesi ve sonrasındaki ifadeleri de bu olayı doğrular niteliktedir.

31 Mart seçimlerinde HDP ve FETÖ tarafından zillete verilen desteğin karşılığında ödenecek diyetler, hemen seçimin ertesi günü görünür hale gelmeye başlamıştır. KHK’larla ihraç edilenlerin belediyelerde istihdam edileceklerine yönelik çıkan haberler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı mazbatası alan şahsın hiç vakit kaybetmeden Demirtaş’a güzellemeler yapmaya başlaması, HDP tarafından gelen Ankara, İstanbul, Mersin, Adana, İzmir ve Antalya gibi Belediyelere kayyum atadıklarını söyleyecek kadar ileri giden pervasız açıklamalar, zillet ittifakının bekaya nasıl bir tehdit oluşturduğunu göstermeye başlamıştır.

MHP’nin seçimlerde elde ettiği sonucu küçümsemek isteyenler, MHP oylarının sadece İç Anadolu ve Batı Karadeniz bölgelerinde arttığını gösterme gayreti içerisindedir. Diğer bölgelere ilişkin hiçbir araştırma ve değerlendirmeye dayanmayan bilgilerle kamuoyunun MHP’ye karşı olumsuz düşünmeye yönlendirilmektedir.” Demiştik.

CHP ise yaptığı seçim değerlendirmesinde, terör örgütünün uzantıları ile yaptığı ittifakı gizlemek için sosyal demokratlar, milliyetçi demokratlar, muhafazakâr demokratlar ve kürt demokratlar ittifakı ile sözde seçim başarısının kazanıldığını iddia etmektedir.

Oysa rakamlar zilletin büyük şehirlerde belediye başkanlıklarını terör örgütünün uzantıları ile yaptığı ittifakla kazandığını gözler önüne sermektedir.

Zillet ittifakı kendi bileşenlerini ve kumpaslarını gizleme çabasındadır. Oysaki zilletin kamburu meydandadır. İhanet, ittifak ve kumpaslar gizlenemeyecek kadar açık ve ortadadır.