Yeni yılı karşılarken!

div data-link="class{:~tag.contentRightClass(Layout.IsFullView, Layout.ReadingPaneMode)}">

Başlarken “biter mi” diye düşündüğümüz,

2015 duvar takviminin son yaprağını bugün kopartıyoruz.

Ancak ne var ki, son on gündür…

“Yılbaşı kutlanır mı, kutlanmaz mı” gibi…

Klasik Türkiye manzarasını,

Tekrar tekrar yeniden yaşıyoruz.

*

Birincisi;

Türkiye’de yaşayan Hristiyan vatandaşlar hariç kimse Noel kutlamıyor.

Zaten onların “Noel” dedikleri de 31 Aralık değil.

İkincisi;

Ülkemizde kimse 31 Aralık’a dini bir anlam da yüklemiyor.

Yeni bir yıla geçmenin sevinciyle o seneden iyi temenni ve güzel umutlar istiyor, hepsi o.

Kaldı ki,

Dileyen kutlar, dileyen kutlamaz kime ne?

*

Yani kardeşim bir inanan olarak söylüyorum,

İnsanlar yeni bir yıla umutla girmek istediği için “Hristiyan” falan olmuyor.

Tamam, sen yılbaşı gecesini kutlama ama…

“Çalıyorlar ama çalışıyorlar” diye de hırsızlığı kutsama…

“Altı yaşındaki kız çocuğu ile evlenilebilir” diye ahlaksız fetvalar verme…

“Bakara- makara, nasılsa yer fukara” diyerek dini siyasetine alet etme…

“Ne mutlu şehit ailelerine” diyerek insanların acısı ile dalga geçme…

“Ya Başkanlık, ya kaos” diyerek milleti terörle tehdit etme…

“Liderimiz Allah’ın vasıflarına sahip Peygamber gibi insan” diyerek toplumun inançlarını yerle bir etme…

“Günah işleme özgürlüğümüz var” diyerek rüşveti, adam kayırmayı, harama el uzatmayı aklamaya kalkma…

“Öcalan Türkiye’nin önünü açıyor” diyerek ihanete hizmet edip, bölünmeye izin verme…

*

İşte son yıllarda Türkiye’nin başına musallat olmuş,

“Hem İslamcı, hem devrimci” geçinen,

Bu “çeyrek aydın” görünümlü okumuş cahiller,

Tek kelimeyle “ayrışmanın körükleyicisi” oldular.

Hedef Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti olunca,

“Yetmez ama evet” diyerek ortalıklara dökülen bu baston bozuntuları,

Kin kusmayı ve nefret saçmayı hiçbir zaman elden bırakmadılar.

*

Demem o ki,

Memleketin bir yanında Başkanlıkla oturup, Başkanlıkla kalkanlar…

Diğer bir yanda “özyönetim” diye homur homur homurdananlar…

El birliği ederek,

Ülkeyi; Ekonomik, siyasal, hukuki, toplumsal, kültürel, dini ve ahlaki konularda zifiri bir karanlığa gömerken…

Devletin güvenlik güçlerinin kendi topraklarımızda il, ilçe ve belde sınırlarından içeriye giremedikleri yalan mı?

Ya da İçişleri Bakanımızın “sivil güvenlik” diyerek, AB talepleri doğrultusunda askerimizin sınırlardan çekilme hazırlandığı yalan mı?

“Demokratik Açılım” diye başlatılan sürecin millet nezdinde kan ve gözyaşı seline dönüşmesinin çanak tutanının AKP iktidarı olduğu yalan mı?

*

Şimdi siz bu yeni yıl karşılamasını,

Gözünüzde fazlaca büyütmeyin.

Bırakın kutlayan kutlasın, kutlamayan kutlamasın.

Hele ki bu işten kimse,

Asla ve asla “Müslümanlık ve Hristiyanlık” çatışması çıkarmaya çalışmasın.

13 yıldır başımızda duran,

PKK, ABD, İsrail, ÖSÖ ve Cemaatlerin kandırdığı,

“Yılın safı” bu iktidar olduğu sürece,

Bizlere “ölümü gösterip, sıtmaya razı” ederek,

Daha çok “zoka” yuttururlar demedi demeyin.

Ne diyeyim;

Bin yıllık kardeşliğin bozulmadığı,

Birlik ve beraberlik içinde,

Nice yıllara Türkiye’m!

Temennim o ki,

Yeni yılda sizlere güzel şeyler yazmayı umut ediyorum.