Trabzon'un bıçaklarıyla ünlü ilçesi Sürmene'den İstanbul'a gelerek el yapımı bıçaklarını sergileyen Serdar Morçoloğlu, Sürmene bıçaklarının kalite ve keskinlik sırrının "alın teri ve emekte" gizli olduğunu söyledi.

Tarihi Sirkeci Garı'ndaki alışveriş festivaline minyatür bıçaklardan kılıçlara kadar birçok ürünle katılan Morçoloğlu, ziyaretçilerin ilgi odağı oldu.

Yaklaşık 20 yıldır dövme çelikten bıçak, bilardo topundan boynuza kadar birçok nesneden de bıçak sapı üreten Morçoloğlu, Sürmene bıçağının özelliklerini AA muhabirine anlattı.

"Sürmene bıçağı özenilerek ve gönülden yapılır"

Morçoloğlu, atalarından miras aldığı yüzlerce yıllık bıçak sanatını en iyi şekilde temsil etmeye çalıştığını dile getirdi.

Sürmene bıçağının hiç değişmeden nesiller boyunca aynı kalitede üretildiğini söyleyen Morçoloğlu,"Sürmene bıçakları bize Rumlardan kalan bir sanattır. İmalatında en önemli nokta bıçakların yunus balığı yağında ısıl işlem uygulanarak üretilmesidir. Sürmene'deki bıçakların en önemli özelliklerinden biri de sevilerek yapılmasıdır. Bunun için kalitesi, keskinliği, dayanıklılığı yüksektir. Aynı zamanda uzun ömürlüdür. Sürmene bıçağı özenilerek ve gönülden yapılır." dedi.

Bıçak sanatının usta-çırak ilişkisiyle öğrenildiğini vurgulayan Morçoloğlu, her bir detayın önemli olduğunu belirtti.

Morçoloğlu, bıçakların kalitesindeki sırrı ise şöyle anlattı:

"Sürmene, çeliğin sanata dönüştüğü bir yerdir. Çelikler ustaların elinde dövüle dövüle ince işçilikle bıçağa dönüşür. Titizlik, özen ve sevgi tüm bıçak ustalarımızın en çok hassasiyet gösterdiği üç kelimedir. Sürmene bıçağını keskin yapan ise alın teridir, emektir. Benim gibi birçok ustamız bu prensiple hareket etmektedir. Çakı, kılıç, gama gibi birçok alanda ustalarımız bu mirasla bıçak üretmeye devam ediyor.

İnsanlar bir kere kullanınca bir daha başka bıçak almıyorlar zaten. Ben bu işe gönlümü verdim ve sadece bir meslek olarak yapmıyorum. Bizim için bıçaklar bir sanat eseri gibi ve onu incelikle yapıyoruz. Yıllarca ustalarımdan eğitim aldım. 40 yaşımdayım. Şunu söyleyebilirim, bıçakların küçüğü ya da büyüğü fark etmez hepsi en az 41 aşamadan geçer. İnsanlara fiyatı biraz pahalı gelebilir ama tamamen emeğin ve saatlerce süren çalışmaların bir sonucu olduğu için bu son derece normaldir. Bıçaklarımız birkaç senelik, değil ömürlüktür."

"Boynuz için asla hayvanları öldürmüyoruz"

Bıçak ustası Morçoloğlu, tüm aşamalardan geçerek ortaya çıkarılan bıçakların, keskinliğini uzun süre koruduğunu anlattı.

Bıçakların keskinliklerini koruyabilmesi için kimyasallardan uzak tutulması gerektiğini belirten Morçoloğlu, bıçak saplarının üretimine ilişkin şunları söyledi:

"El yapımı bıçak yapan ustalar olarak sapların üretiminde çeşitli malzemeler kullanıyoruz. Örneğin mutfak tezgahlarında kullanılan corian denilen malzemeden yaptığım bıçak saplarımız var. Bilardo topundan, verzalitten, sıkıştırılmış kağıttan ve boynuzdan da saplarımız var. Altını çizerek söylüyorum, Boynuz için asla hayvanları öldürmüyoruz. Çiftliklerden aldığımız boynuzları hassasiyetle işleyerek bıçaklarımızda kullanıyoruz. Bunları genellikle avcılar ve kamp yapanlar alıyor. Bizim için bıçağın metali kadar bıçağın sapı da sanatın bir parçasıdır."

Morçoloğlu, Sürmene bıçağının tescillenmesine yönelik çalışmalara değinerek, "Bu kadar emekle ve özenle üretilen bıçaklarımızın haklarını korumak için de yeni girişimler oldu. Kısa zaman önce Sürmene bıçağına coğrafi işaret verildi. Ürünlerimizin tescillenmesi bizim için bir gurur kaynağı. Bıçaklarımızın dünyada eşi, benzeri yoktur. Biz ustalar olarak aynı sevgi, ilgi ve alın teriyle bıçak üretmeye devam edeceğiz." dedi.