Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişi sırasında Borsa İstanbul binası önünde göğsünden vurularak şehit edilen Fatih Satır'ın babası Turan Satır, oğlunun kanlı bayrağını bir an olsun yanından ayırmıyor.

Borsa İstanbul binası önünde vurulan oğlunun kanıyla daha da kırmızı bir renk alan bayrağı çerçeveleten baba satır, o bayrağı işe giderken ofisine de götürüyor.

Sadece bayrak değil, oğlundan kalan bazı eşyaları da titizlikle muhafaza ettiğini anlatan Turan Satır, bayrağa bambaşka bir değer verdiğini söyledi. Baba Satır, 15 Temmuz'un birinci yılına birkaç gün kala, şehidin kanıyla boyanmış ve daha sonra çerçeveletilmiş bayrakla birlikte İstinye Mezarlığı'nda oğlu Fatih'in kabri başında açıklamalarda bulundu.

Satır, "Bu bayrak benim için dünyanın en kıymetli şeyi. Oğlumun kanı var üzerinde, yanımdan ayırmıyorum. Şimdilik bazen evimde bazen de büromda tutuyorum. Bu her zaman içimde. Bunu asla bir şeye değişmem." dedi.

Gelecek nesillerin bu bayrağın taşıdığı mananın bilicinde yetişmelerinin önemine işaret eden Satır, "Evladımdan geriye kalan çok değerli bir şey var yanımda. Belki ileride gelecek nesillere miras olması için bir müzeye bağışlarım. Daha fazla insanın görmesi için hatıra amaçlı olarak bir müzeye verebilirim. Çünkü bu bayrak en güzel yere layık." diye konuştu.

"Bu millet, FETÖ'den gelecek tehditleri unutsun"

Hain darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen FETÖ'cü darbecilere yönelik öfkesinin azalmadığını aksine her geçen arttığını dile getiren Satır, şunları aktardı:

"Bu millet FETÖ'den gelecek tehditleri unutsun. Onlar silahlarla geldi, biz yüreğimizle gittik. Kim kazandı? Bir, iki değil isterlerse bin sefer daha gelsinler yine biz kazanacağız. Onlarda iman kuvveti var mı? Allah inancı var mı? Bakın, bu bayrağı oğlum kanıyla yıkadı. Göğsündeki bayrağı sallarken vurdular onu. Onun gibi binlerce Fatih var. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın dediği gibi 'Bir avuç çapulcuya mı bırakacağız bu memleketi?' Şehitlerin kanıyla yoğurulmuş bu bayraklar bizde olduğu sürece bizi kimse yenemez."

Oğlu Fatih'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın darbeye karşı "direniş çağrısını" duyduktan sonra sokağa çıkmak istediğini, annesinin karşı çıktığını kendisini ise gayriihtiyari, "Bir şehit de bizim evden çıksın. Bırakın gitsin. Bu vatanı kim kurtaracak?" dediğini hatırlatan Satır, "Bunun üzerine oğlum abdestini aldı. 'Baba ben gidiyorum.' dedi ve gitti. Onun yaşadıkları anlatmakla bitmez. Oğlum Borsa İstanbul'un önünde 6-7 kurşunla yaralanan Fatih Yazıcı adındaki birisini kurtarıyor. Adaşını kucaklıyor ve o gence 'Korkma sana bir şey olmaz. Allah senin ömrünü uzun eylesin.' diyor. Sonra onu alıp hastaneye götürüyor. Tekrar geliyor. Ters yönden ilerleyerek insanlara yardım ediyor." ifadelerini kullandı.

"Namuslu insan vatana ihanet eder mi?"

Darbeye direnirken geri kaçanın olmadığını ancak darbecilere kaçacak köşe bucak bırakmadıklarını dile getiren Satır, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bizimkiler tankın altına yattı, tankın üstüne, silahın üstüne yürüdü. Namusuna hakim olamayan şerefsizler dünyaya nasıl hakim olacaklar? Namuslu, asil bir insan ekmeğini yediği vatana ihanet eder mi, devletin silahıyla o ülkenin insanına ateş eder mi? Bunlar ettiler. Çünkü bunlarda adalet, Allah inancı ve korkusu yok. Onlar haramzadenin önde gidenidir. Bunlara karşı hep dimdik durmamız lazım. Onları sevindirmem. Bazen duruşmalara katılıyorum. Hepsinin iğrenç insanlar olduğunu görüyorum. Yaptıklarını utanmadan inkar ediyorlar. İnsanların gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar. Onların insanlıkla alakası yok. Elimden geldiğince onların iğrençliklerini haykıracağım. Onların hepsi perişan oldular. 249 şehidimizin mekanı cennet olsun."