Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı Gülpınar köyünde bulunan Apollon Smintheus Tapınağı'nda sürdürülen kazı çalışmalarında, bin 700 yıl öncesine ait 68 adet altın sikke bulundu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü adına bölgedeki kazı çalışmalarının başkanlığını yürüten Prof. Dr. Coşkun Özgünel, Troya Müzesinde düzenlenen toplantıda gazetecilere yaptığı açıklamada, kazı çalışmalarına Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ve İÇDAŞ AŞ'nin resmi sponsorluğunda devam ettiklerini söyledi.

Bu yılki kazılarda Bizans dönemine ait küçük bir define bulduklarını anlatan Özgünel, bin 700 yıllık altın sikkelerin bazılarında İmparator 1. Iustinianus'un cepheden büstü, miğferli, zırhlı ve sağ elinde üzerinde haç olan globus tuttuğu, sol elinde ise figürlü kalkan yer aldığı görüldüğünü belirtti.

1980'den bu yana bölgede kazılar yaptıklarını ifade eden Prof. Dr. Özgünel, şunları kaydetti:

"Her dönem ayrı bir heyecanla ayrı bir buluntuyla yürüttüğümüz kazılarda bu yıl küçük bir define bulduk. Fakat bu yılki definenin en büyük önemi belirli bir tarihi içermesi. Yani İsa’dan sonra 5. yüzyılın ikinci yarısına ait. Aşağı yukarı 550-575 tarihlerine ait bir define. 68 adet altın sikke bulduk. 1 ve 2. Iustinianus dönemine ait. Bu sikkeler bir Bizans evinin duvarının dibinde bulundu. Bu da ortaya koyuyor ki Gülpınar köyündeki Apollon Smintheus tapınağı ve çevresi kazılarının tarihsel içeriği, geç Bizans dönemine kadar sürdüğünü ortaya koyuyor. 68 sikke 7 Ağustos günü ele geçti. Altın, bronz gibi paslanan bir madde değil. Yağıştan dolayı alanı su basmış ve alan çamur içindeydi. Çamurların temizlenmesinden sonra bu hatıl sikkelerden tam 68 adet irili ufaklı şekilde bulduk. Bunların gramları farklı yani çok az birbirleri arasında farklılıklar var. O da yaşanan imparatorluk dönemindeki para basan birimin hangi gramda hangi miligramda basacağıyla ilgili."

Bu sikkelerin Troya Müzesi’ne ayrı bir zenginlik katacağını dile getiren Özgünel, şöyle devam etti:

"Buna biz bir hazine diyoruz ama bu bir birikim. Bunun sahibi muhakkak geleceğiyle ilgili bir takım endişeleri vardı ve altın sikke biriktiriyordu. Zamanında da dedelerimiz, babaannelerimiz büyüklerimizin de altına karşı olan bir ilgisinin İsa’dan sonra 5 ve 6. yüzyılda da bu güzel kutsal topraklarda da bu altın sevgisinin altın birikiminin olduğunu ortaya koyması yönünden çok önemli. Hem sosyolojik yönden önemli hem etnolojik yönden önemli. Tabi kazılarda bu takım bulguların ortaya çıkmasına hepimiz çok seviniyoruz."