Vatan sevgisi olmayanın imanından söz edilemez

 

Bugün,

Yeni bir gün…

Yeni bir diriliş…

Yeni bir silkiniş…

Kendisine yeni bir yönelişin,

Kısaca Türk’ün “Çanakkale geçilmez” diyerek,

Destan yazdığı, büyük zaferin 100’ncü yıldönümüdür.

*

Çanakkale; Ruhtur, İmandır, İhlastır…

Çanakkale; Aşktır, Diriliştir, Destandır…

Çanakkale; Yürek gücünün, Tüfek gücünü alt etmesidir.

Çanakkale; İnancın kibre, Türk’ün yedi düvele meydan okumasıdır.

Çanakkale; Evliyaların dualarıdır.

Çanakkale; Aynı siperde oğlunu, kardeşini, kocasını şehit veren anaların hicranıdır.

Çanakkale; Heybesinin içine Şehitlik ve Gazilik duygusundan başka bir şey koymayan Mehmetçiğin alın yazısıdır.

Çanakkale; Aynı siperde oğlunu, kardeşini, kocasını şehit veren anaların hicranıdır.

*

Çanakkale, sadece Türk’ün değil,

Aynı zamanda, Ortadoğu sınırının ardında kıvranan,

İslam ülkelerinin de kurtuluşudur.

Zaten Çanakkale müdafaasını,

Peygamberin komutanlık ettiği Bedir Savaşı’na benzetip,

Bedr’in aslanlarına atfettiği şanı, Çanakkale yiğitlerine de atfeden Mehmet Akif;

“Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid’i…” diye seslenmişti mısralarında.

*

Biliriz ki, Çanakkale ruhu;

Geri dönmeyi düşünmeyenlerin şehadete güle oynaya gitmektir.

Biliriz ki, Çanakkale ruhu;

276 kg’lık top mermisini namluya süren Seyit Onbaşının azmi, cesareti, gücü ve kararlığıdır.

Biliriz ki, Çanakkale ruhu;

Türk milletinin namusunu çiğnetmeme davasıydı.

Biliriz ki, Çanakkale ruhu;

İslam’ı korumak, bu vatan topraklarında sadece hilali hâkim kılma davasıdır.

*

Atalarımızın dediği gibi;

“Vatan sevgisi olmayanın imanından söz edilemez.”

Yani Çanakkale ruhunu anlayıp, kutsamadan Türk tarihi yazılmaz, yazılamaz.

Yani tarih yazmak bir modarötöre “One Munite” demek değildir.

Tarih yazmak “İslam’ı getireceğim” diyerek “Papayı” getirmek değildir.

Tarih yazmak “Askeri siyasetten çekeceğim” diyerek “PKK’yı siyasetin merkezine” çekmek değildir.

Tarih Yazmak “Osmanlı’nın torunuyuz” diyerek, Osmanlı’nın atasının kemiklerini kaçırarak “savaşmadan toprak vermek” değildir.

Dahası önümüzdeki günlere seçim yatırımı olarak planlanan,

AB Toplantısına gidip “Üyeliğinizi artık biz istemiyoruz” diyerek, AB’ye racon kesip “sahte kahraman” olmak değildir.

Tarih yazmak söz konusu Saray değil, vatansa gerisi teferruattır diyebilmektir!