Ülkücülük Bir Medeniyettir

 

Medeniyet kelime manası ile şu şekilde ifade edilmektedir. "Bir topluluğun, hayat tarzı, bilgi seviyesi, sanat gücü, maddî ve manevî varlığı ile ilgili vasıflarının bütünü."

Milletler medeniyetlerini oluştururken, yaşadıkları tarih ve coğrafyanın etkileri, yaşadığı mutluluk ve acılardan sonuç çıkartırlar.

Bilimin ışığında yapılan icatlar, tıp alanındaki gelişmeler, folklor, musiki ve güzel sanatların tamamı, milli heyecan, milli refleks ve milli ihtiyacın bir sonucu olarak toplum hayatındaki yerini alır ve dizayn eder.

Dil, vatan ve bayrak gibi değerler medeniyetlerin vazgeçilmezleridir.

Bütün milletler medeniyetini inşa ederken, dinden ve inançlarından beslenirler.

Bundan dolayıdır ki; batı medeniyeti, Hristiyan dini altında şekillenmiştir. Uzak doğudaki milletler, Budizm inancının temelleri altında bir medeniyet oluştururken, Araplar, İslam dini gölgesinde medeniyet oluşturmuşlardır. Biz Türkler 'de medeniyetimizi inançlarımız gölgesinde oluştururken, İslamiyet'i kabul edişimizin ardından, büyük ve yüksek karakterli Türk kültürünü, İslam dininin güzellikleri altında şekillendirerek, Türk İslam medeniyeti oluşturduk.

Bin yılı aşkın bir zamandır, insanlık âlemine kattığı değerler açısından, mensubu olduğumuz Türk İslam medeniyeti, iftiharla söyleyebilirim ki, bütün medeniyetlerin üzerinde bir kaliteye sahiptir.

Kurduğumuz on altı imparatorluğun devamında, son bin yıla damgasını vuran, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti devletleri, Türk İslam medeniyetinin, süreli ve sürekli sahipleri olmuştur.

Yünden ipliğe, iplikten renge, renkten desene yolculukta, kilime estetik katan marifet, cami adabının, cemaat bereketinin ve yüksek İslam ahlakının en muazzam uygulayıcısı olmuştur.

Yüce kitabımız Kuranı kerimi ve efendimiz Peygamberimizi en doğru anlayan, yaşayan ve yaşatan necip Türk milleti, o muhteşem kubbe altında oluşturduğu medeniyetini, kıyamete kadar taşıma azmindedir.

Büyük, Türk İslam medeniyeti gölgesinde, Başbuğ Alparslan Türkeş önderliğinde kurduğumuz, "ülkücülük" bazı milletlerin medeniyetlerini dahi geride bırakacak üstünlükte bir medeniyettir.

Türk İslam medeniyeti gölgesinde yeşeren, tarihten gelen değerleri, Türkçe ve Türkçü değerlendiren, yüce dinimizi hak ettiği kutsallıkta yaşayan ve yaşatan, ahlak, kültür ve ilimde hakkı, hakça gözeten "ülkücülük" asırların kazanımı Türk İslam medeniyetini geleceğe taşıma vazife ve bilinciyle, tarihteki yerini hakkıyla almıştır.

Büyük "ülkü" medeniyeti, Anadolu Türklüğü başta olmak üzere, Türk İslam âlemine öncülük edecek erdem, bilgi ve donanımla geleceği kucaklamaya kararlıdır.

Hepimizin alın teri ve inançlarıyla inşa edilen bu muhteşem "ülkü medeniyeti" başbuğumuzun çizmiş olduğu istikamette yürümeye devam etmekte ve yarınlara umut dağıtmaktadır.

Mensubu olduğumuz Türk İslam medeniyetinin gölgesinde, sahibi olduğumuz "ülkü" medeniyetini korumak azminden asla vazgeçmeyeceğiz.