Ülkücü Kahramandır; Yalnız Ve Kimsesiz

Sahip olduğu inanç ve taşıdığı değerler açısından, ülkücü kimsesizdir.

Bugün yedi milyarın üzerindeki dünya nüfusunun sadece milyonlarla ifade edilecek bir parçasıdır ülkücüler.

Bunca kalabalık insanlık arasındaki kimsesizliği, aynı zamanda kahramanlığından gelmektedir.

“Komünizme, faşizme ve her türlü emperyalizme” karşı olduğunuzda aynı zamanda, milyarlarca insanında karşısında olmuş oluyorsunuz.

Rusya’ya karşı olduğunuzda yalnızlaşıyorsunuz.

Amerika’ya karşı olduğunuzda yalnızlaşıyorsunuz.

Batıya karşı olduğunuzda yalnızlaşıyorsunuz.

Çin’e karşı olduğunuzda yalnızlaşıyorsunuz.

Aynı kıbleye yöneldiğiniz İslam âlemi içerisinde dahi, yalnızlığa itilmek kaderiniz oluyor.

Ülkücülerin kavgalı olduğu emperyalizmin, dünyadaki temsilcileri tarafından desteklenen, har alanda her türlü yardımı alarak, iktidar erkini ele geçiren yahut da, “atanan” iktidarların ülkücülere düşmanlığı ise, daha acımasız, daha ahlaksız ve daha sert olmaktadır.

Milli mefkure sahibi olmak işte böyle bir şeydir.

Ülkücüler; tarihten ve dinden gelen değerlerini satmayan insanlardır. Hiçbir kazanım için, makam ve mevki için, mal mülk ve servet için, iktidar için, hiçbir güce boyun eğmeyen, onurlu, arlı insanlardır.

Ülkücüler mücadele azmini, “güneşi bir elime, ayı bir elime verseler, vallahi bu davamdan vazgeçmem” diyen Allah’u Teala’nın kutlu Resulünden almaktadır.

Yalnızlaşmak ve kimsesizleşmek ülkücü için asla hiçbir zaman son olmamıştır. O yürüyeceği kutlu yolun sahibine sığınarak menziline varacaktır.

Hiçbir tehdit, düşman ve yalnızlık onu korkutamayacaktır. Onun elinde, insanlık âleminin en büyük cengâveri, Hz. Ali’nin Zülfikar’ı vardır.

Bu yüksek irade, ahlak ve kahramanlık, ona değer biçenlere, ona pazar kuranlara her zaman engel olacaktır.

Ülkücü, aldatılamayacak kadar inançlı, aldatmayacak kadar ahlaklıdır.

Bugün insanlık âlemi içerisindeki kimsesizliğimizin sorumluları, elbette yine bizleriz. İnancımız, ülkümüz ve eyvallahsızlığımız, yalnızlığımızın sebebidir.

Lakin hak bildiğimiz yolda yürümeye devam ettikçe, yolunda yürüdüğümüz yüce Allah kimsemiz olacak, kardeşliğe denk ülküdaşlarımızla, yalnızlığımızı yeneceğiz.

İnsanlık âlemi içerisinde “kimseye uşak olmadan, kimseyi uşak etmeden”

Biz bir birimizin kimsesi olacağız.