Türkiye kayıp Başbakan'ını aranıyor!

Ekonomide, eğitimde, sporda fiyasko...

AB, Kıbrıs, Suriye politikasında fiyasko...

Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadelede fiyasko...

Tarım ve hayvancılık politikasında fiyasko

Terörle mücadelede fiyasko...

Kadına şiddet ve kadın cinayetleri konusunda fiyasko...

Süleyman Şah, Kandil ve Musul'da fiyasko...

Sözün özü "din, diyanet" diyen AKP iktidarının,

13 yılı "bakara, makara" ile fiyasko.

*

Erdoğan konuştukça dolar çıldırıyor,

Piyasalar allak bullak oluyor,

İşçi, memur, emekli, esnaf kan ağlıyor,

Cari açık, işsizlik, enflasyon rekor kırıyor,

Çarşı, Pazar, mutfak alev alev yanıyor,

Kadın cinayetleri artarken, Özgecanlar tecavüze uğruyor,

Zina ve Domuz eti satışı serbest bırakılıyor,

Ama ülkenin Başbakanından çıt çıkmıyor.

*

Yani...

"Bipp.. Sesinden sonra mesajınızı bırakın" deyimiyle,

"Aradığımız Başbakan'a şu an ulaşılamıyor"

Erdoğan konuştukça ülkede gerilim artıyor,

Şimdilerdeki oy oranıyla yüzde 36 evde zor tutuluyor,

Ayrışma, ötekileştirme, kutuplaşma devam ediyor,

Fırat Çakıroğlu, Ali İsmail Korkmaz, Cengiz Akyıldızlar ölüyor,

Türk bayrağı iniyor,

Terörist heykel dikilirken, Atatürk büstleri yıkılıyor.

Ama gelin görün ki,

Dikkat dikkat anonslarıyla,

"Türkiye Cumhuriyetinin kayıp Başbakan'ı aranıyor!"

*

Erdoğan konuştukça "Camide içki içtiler" yalanı boşa çıkıyor,

Kabataş'ta "başörtülü bacımız taciz edildi" oyunu açığa düşüyor,

Sümeyye Erdoğan'a "suikast yapılacaktı" kandırmacası deşifre oluyor,

Bülent Arınca suikast tuzağı ve kozmik odaya giriş tezgâhı "kumpas" çıkıyor,

"Dışişleri Toplantısı dinlendi" tapeleri ve mahkemeden bir daha haber alınamıyor,

Kürt meselesi ve baldıran zehri safsataları "Ne Kürt sorunu kardeşim" çıkışıyla inkâr ediliyor.

PKK sivil toplum örgütü, Öcalan ideolojik rehber, Barzani Mesut abi yapılıyor,

Anonsu bir kez daha tekrar edelim;

Dikkat dikkat;

"Türkiye Cumhuriyetinin kayıp Başbakan'ı aranıyor!"

*

Peki, tüm bunlar olup biterken, Davutoğlu ne yapıyor?

Davutoğlu "yolsuzluk yapan kardeşim olsa kolunu keserim" diyor,

Erdoğan "sırdaşım bakanlara dokunanın sesini keserim" diyor.

*

Davutoğlu "Mal bildirimi ve Şeffaflık yasası paketi çıkartacağız" diyor,

Erdoğan "Çekin bu paketi, çalıştıracak il başkanı bulamayız " diyor.

*

Davutoğlu "Bakanlar Kurulu Başbakanlıkta olacak" diyor,

Erdoğan "Bakanlar Kurulunu İsraf Sarayında topluyorum" diyor,

*

Davutoğlu "Başbakan benim hükümete oy isteyeceğim" diyor,

Erdoğan "senin Başbakanlığına değil benim Başkanlığıma oy isteyeceksin" diyor.

*

Davutoğlu "Merkez Bankası kendi kararını kendisi verir" diyor,

Erdoğan "Vatan hainliği ile suçladığı Merkez Bankasına tatlıya bağladık" diyor.

*

Davutoğlu "Hakan Fidan Milletvekili Aday adayımız" diyor,

Erdoğan "Fidan sır küpüm aday olmayacak" diyor.

*

Davutoğlu reklam filminde "dağa taşa selam tek Türkiye" diyor,

Erdoğan "alt kimlik, üst kimlik, 36 etnik köken" diyor.

*

Davutoğlu "Adım Serok Ahmet Kobaniye selam gönderiyorum" diyor,

Erdoğan "Kobani'de teröristten başka kimse kalmadı" diyor.

*

Davutoğlu "izleme heyeti yoluna devam ediyor" diyor,

Erdoğan "benim bu heyetten haberim yok" diyor.

*

Bu ve benzeri örnekleri epeyce çoğaltabiliriz.

Çünkü "kimsesizlerin kimsesi olacağız" vaatleriyle iktidara gelip,

"Adaleti temin edeceğiz" yalanıyla milleti kandırıp,

"Anayasayı tanımıyoruz" noktasına gelen AKP iktidarı ve Başbakan Davutoğlu,

Anayasaya göre tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanının,

"Fırça postası" haline gelerek,

Seçimlere 2 ay kala partisinin milletvekili listelerini bile oluşturamayıp,

Şarkılarla "yaylaya, ovaya, bayıra, çayıra" selam gönderiyor.

Ne diyelim;

"Türkiye Cumhuriyeti kayıp Başbakan'ını aranıyor!"