Türkçe ile Felsefe;

 

1. Varlığın ve bilginin bilimsel olarak araştırılması

2. Bir bilimin veya bilgi alanının temelini oluşturan ilkeler bütünü

3. Bir filozofun, bir felsefe okulunun, bir çağın öğretisi

4. Dünya görüşü

5. Bir konuda soyut düşünüş. (Türk Dil Kurumu)

Büyük Türkçe Süzük’te söz, deyim, terim ve ad olmak üzere toplam 616.767 söz varlığı bulunmaktadır. (Türk dil kurumu)

Şehirlerimiz be bölgelerimizdeki dil ağızlarından dolayı sözlükte yer almayan fakat yaşayan Türkçeyi ’de bu rakama dâhil ederseniz, milyonları aşan bir dille karşı karşıya olursunuz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Türkçe ile felsefe yapmanın zorluğunu söylemesi şaşırtıcıdır.

Eğer siz; 616.767 söz varlığından haberdar değilseniz, Türkçeyi, sadece kullandığınız kelimelerden ibaret bir dil olarak görüyorsanız, bu sizin için büyük bir yanılgı ve yanlıştır.

Kaldı ki; Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 yıllık Başbakanlık döneminde, Türk Dil Kurumunun kendisine bağlı bir birim olduğunu biliyor olmalıydı.

Cumhurbaşkanının; başbakanlığı döneminde partisinin gurup konuşmalarında kullandığı kelime sayısı, toplantı ve mitinglerde kullandığı kelime sayısı ve cumhurbaşkanlığı makamında kullandığı kelime sayısı 5000 i geçmemiştir.

Bütün bu çalışmaları, kalabalık bir kadro hazırlamış olmasına rağmen.

Bunu kâinat bilir ki;

Dünyada binlerce yıldır “Türkçe” ile felsefe yapılmakta,

Türk bilim adamları, “Türkçe” ile insanlığa ışık tutacak buluşlar icat etmekte,

Yüz binlerce insan Türkçe ile düşünmekte ve fikirlerini beyan etmektedir.

Bir insan, sadece Yunus Emre’yi okumuş olsa bile, “Türkçeye” âşık olur ve büyüklüğü görürdü.

Adına “Milli Görüş” denilen ve görüşleriyle bir kısım insanların ilgisini çeken fikir de “Türkçe” ile doğmuş, büyümüş ve kendi kitlesine “Türkçe” ile ulaşmıştır.

“biyografisinde, gençlik yıllarından beri siyasetle uğraşan” diye bahsedilen Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun yıllar içerisinde, kendisini ifade ederken ve felsefe yaparken kullandığı başka bir dil mi olmuştur?

Bütün bu rakam ve değerlendirmelerden sonra diyeceğimiz şu ki;

Doç. Dr. Ruhi Ersoy’un, Yıldıray Çiçekle Ortadoğu gazetesinde yapmış olduğu röportajda açıkça ifade edildiği gibi, gerçekle ve bilimle alakası olmayan, sadece gündem değiştirmek için sarf edilen bir sözdür.

Ve kıymetsizdir.