İnsanlık tarihinin en büyük mucizelerinden birisi olan Osmanlı cihan İmparatorluğu, içte ve dışta sayısız düşmanlara, ihanetçilere dayanma gücünü kaybettiğinde topraklarını da kaybetmeye başlamıştı. Var olma ya da yok olma günü geldiğinde, Türk milletinin kaderi için fikir ve eylem adamları arasında görüş ayrılıkları imparatorluğun yıkımı kadar çetin geçmekte idi.

Osmanlıcılar, İslamcılar, mandacılar ve Türkçüler olarak yakın tarihimize damgasını vuran görüşler ve sahipleri, yıkılan devleti kurtarmak gayreti içinde olduğu kadar, idareye sahip olma arzusu da taşıyorlardı.

Osmanlıcılık fikrinin öncüleri, Anadolu da yapılacak olan kurtuluş mücadelesi yerine, küçülmüş, karar alma yeteneği olmayan imparatorluğu ayakta tutma fikrinde ısrar etmelerine rağmen, bunun artık mümkün olmadığını anlamaları, görmeleri kaçınılmaz olsa da, idareyi ellerinden kaçırma kaygısı yüzünden Türk milliyetçilerine pek sıcak bakmıyorlardı.

İslamcı fikir akımının ana hedefi ise, Müslüman olmayan azınlıkların isyanı ve ardından teker teker bağımsızlıklarının ilanı ile başlayan yıkım süresini, Müslüman azınlıklarla bir araya gelerek engelleme ve devleti ayakta tutma gayreti idi. Halifenin cihat çağrısına rağmen, Osmanlı askerlerinin İslam coğrafyasında uğradığı ihanetler bu fikrinde uygulanabilirliğini kendiliğinden yok etmişti.

Mandacı düşüncenin kabul edilmesi zaten Türkün yüksek karakterine uygun değildi, buna rağmen mandacılık fikrinin sahiplerinin, sayıları azımsanmayacak kadar çoktu.

Osmanlıcılık ve müttefik düşüncesi olan İslamcılık akımının önde gelen isimleri, üçüncü yol olan mandacılık fikrine sıcak bakarken, Türkçülerin tam bağımsızlık görüşü karşısında aleni şekilde ittifak etmişlerdi. Amerika ve İngiltere mandasında küçülmüş bir saltanata evet diyen, asırların Türk devleti Osmanlıyı, kukla iktidarlarla yönetmeye rıza gösteren bu insanların en büyük gayeleri, idare edebilme arzusundan daha ileri bir şey değildi. Bu yüzden bütün baskılara evet demeyi doğru kabul ettiler.

Türkçülük akımının mandacılığı reddiyesi ve bağımsızlık arzusu, gerekirse yeniden savaşabilme inanç ve ısrarı, ruhunda bağımsızlık yatan necip milletimize daha cazip geldi. Batının propaganda baskısı karşısında, istiklal rüyaları gören Türk milliyetçilerinin sesine ses veren, gücüne güç katan insan sayısı artınca, kurtuluş mücadelesinin kaçınılmaz olduğu da anlaşılmıştı.

Mustafa Kemalin önderliğinde başlayan var olma kavgasına seyirci kalan manda ittifakçıları, hayalcilik ve dinsizlikle suçladıkları din kardeşlerine, ‘'dine uygun olmadıklarını bile bile'' iftira atmaktan geri kalmadılar. Milletimizin temiz süt emmiş evlatları kurtuluş çağrısına cevap verdikçe kaybettiklerini anlayan mandacılar, gerçek niyetleri sadece idare etmek olduğundan dolayı başarıya ortak olma yarışına girdiler.

Kazanmanın ve başarmanın sinsi ortakları olarak, sürekli bozgunculuk ve iftira metotlarını kullanmaya, batılı dostlarından aldıkları akla uygun davranmaya, yer yer ayaklanmaya kalkışsalar da, Cumhuriyet treni, başarmanın verdiği güçle yoluna devam etmeye başlamıştı bile.

Dinsizlikle suçladıkları insanların Allaha olan yakınlıklarından, dine olan bağlılıklarından, dindara olan sevgisinden rahatsız olan, batılılara verdikleri sözü tutamamanın utancı ile ittifaklarını güçlendirmiş, düşmanlıklarını sinsileştirmiş, sahte ‘'Milliyetçiler ve Cumhuriyetçileri'' de yanlarına alarak Türk milletinin gerçek ve tek hamisi olan Milliyetçileri ve Milliyetçiliği saf dışı bırakmanın yollarını aramaya başlamışlardır.

Tarihin her döneminde, her dönemecinde var olma kabiliyeti gösteren necip Türk milleti ve onun hamisi Türk milliyetçileri yarınlara emin adımlarla yürüyebilmek istiyorsa, dünden gelen tehdit ve tehlikeleri görmeli, kendilerine karşı yapılan ittifaklara milli bir ittifakla cevap vermelidir.

Dün bunun için doğru bir gündü, bugünde doğru bir gündür, her gün doğrunun günüdür...


İrfan Topçu

***

Sizde bu bölümde yazmak isterseniz sitemizin ilkelerine ters düşmeyen yazılarınızı [email protected] mail adresine gönderin sizin adınızla yayınlayalım.

Not: Yazılarınızda isminizi ve kullanılacak mail adresinizi yazmayı unutmayınız.