Malumunuz, memlekette futbol ile siyaset iç içe geçmiş durumda. Hatta bir ara mevcut başbakan her bir siyasi hadiseyi, bir futbol terimi yahut olayı ile izah etmeye çalışırdı. Başarılıydı da bu işte.

Neden böyle olduğunu çok düşündüm vaktiyle.

Kararım; siyaset bir meslek alanı, siyasetçi olmak da bir meslek değildir. Bu ancak bir konumdur. Bu durumda siyasetçinin mesleği ister istemez siyasetine sirayet eder. Başbakan biraz kabzımal biraz da topçu olduğu için siyasete baktığı pencereler de tüccar ve topçu penceresidir.

Memleketi sattı, satıyor, satacak... Bu manşetler akla ilk kimi getiriyorsa o adam kesinlikle ticaret kafasıyla siyaset yapan adamdır. Tabiri caizse ‘al gülüm ver gülüm'... yahut ‘paranın dini, imanı olmaz'.

Irak, Kıbrıs, Suriye, İran, Rusya, Yunanistan ve Arap ülkeleriyle yaşanan tüm krizler, bu ruh halinin sonucu değil midir? Yabancıya toprak satışından Heybeliada Ruhban Okulu'na, Kürt Sorunu tanımından ‘ne kadar oy, o kadar yatırım' yaklaşımına kadar...

Ben, 2003'te Kıbrıs'ın, Başbakan hazretlerince ‘sırtımızda yük' imalarını duyduğumda fark etmiştim bu adamın siyasetine tüccarlığın etkisini. Hükümet için, köprü ve otoyollar, Toki, arazi satışları, vergi güncellemeleri, pompa(vergi) vergi daireleri, bedelli askerlik, üniversite öğrencileri vs... hep bir gelir kapısı değil midir?

Diğer mevzu da futbol terim ve hadiseleri ile siyaset izahı.

Oldukça becerikli olduğu bir alandı bu. Lakin iş, futbol terim ve olaylarında bitmedi. Şimdi kulüp başkanı gibi davranıyor Sayın Başbakan.

Bir zamanlar Fenerbahçe de böyleydi. (Fenerli dostlarımız alınmasın ama kahir ekseriyet bana katılacaktır) Fenerbahçe rakip takımların iyi futbolcularını alır, yüksek meblağlara bitirilen bu transferler yedek kulübesinde bedava maç izlerdi. Hatta 1987-88 sezonudur zannederim, Fenerbahçe Karşıyaka maçı var. Karşıyaka'da Ülgen (hafızam beni yanıltmıyorsa) isminde bir futbolcu var, her hafta gölü var adamın. Sol açık ama golcü bir futbolcu Ülgen.  Fenerbahçe, Karşıyaka maçını yapacağı hafta Ülgen'i transfer etti. Sonra bir daha görene aşk olsun. 

Malumunuz şimdilerde siyasetin gündemini transferler meşgul ediyor.

Has Parti, Numan Kurtulmuş. Ülgen'in kaderini yaşar Numan Bey, kısa vadede kurtulsa da o kurtuluş ‘muş'lu geçmiş zaman ekiyle atide maziye düşer.

BBP, Yalçın Topçu, Mustafa Destici... BBP'nin resmi internet sitesinde Mustafa Destici'nin ağzından reddedilen birleşme iddiası, BBP'nin AKP'ye karşı duruşu noktasında sevindirici bir gelişme. BBP üzerinden MHP ve Ülkücü camiadan ‘ülkücü' çalmaya kalkışan AKP, BBP'den yüz bulamazsa yeni hamleleri fert bazında birkaç transfer olacaktır. Şimdiden hayırlı olsun.

Bedavadan grup konuşması dinlemek isteyen ‘karşı yaka' sakini, sana bir hatırlatma; Şeytanla anlaşma yaparken ilk kural, ‘yapma!'...

Selametle...