Sözün Namusunu Korumak

 

Namus kavramı toplumumuzda yüksek bir değer olarak ele alınır ve önemsenir.

Kelime mana açısından, "namus" kavramının taşıdığı başka değerlerde vardır.

Türk Dil Kurumu "namus" kelimesine iki ayrı tanım daha yapmıştır. Bunlar; 1. Bir toplum içinde ahlak kurallarına ve toplumsal değerlere bağlılık 2. Dürüstlük, doğruluk:

Bu değerler toplumun bütün fertleri için önemlidir. Toplumun bütün bireyleri ahlak kurallarına uymalı ve dürüst olmalıdır, Türk Dil Kurumunun sözlük tanımına göre, namuslu olmalıdır.

Toplumun öne çıkardığı isimler bu konuda daha duyarlı olurlar, olmalılar.

Siyaset ve devlet adamlarımız içinse vazgeçilmez olmalıdır.

Toplumun ahlak kurallarına uymak, siyasetçinin öncelikli vazifesidir.

Toplumsal değerlere bağlılık devlet adamlarının vaz geçilmezidir.

Meseleye bu açıdan baktığımızda;

Koalisyon görüşmeleri sırasında, Davutoğlu ve Sayın Bahçeli arasındaki konuşmaların ne olduğunu kamuoyu bilmemektedir. Ancak Davutoğlu tarafından miting meydanlarında, Sayın Bahçeli'ye atfen, her şeye hayır dediler söylemlerinin yalan olduğu, Sayın Bahçeli tarafından açık ve net şekilde dile getirilmiş ve ispatlanmıştır.

Ve milletimiz MHP'nin Türk milletinin bekası için istediği 4 maddeye AKP "evet" deseydi koalisyonun kurulacağını Bahçeli'nin açıkladığı ve gösterdiği dosyalardan anlamış, asıl "hayır" diyenin AKP olduğunu görmüştür. PKK'nın 10 maddelik talebine Dolmabahçe'de "evet" diyen AKP, MHP'nin Türk milletinin bekası için istediği 4 maddeye "hayır" demiştir.

İki saati aşkın görüşme esnasında, Davutoğlu'nun söylediği ve Sayın Bahçeli'den açıklanmamasını rica ettiği konular olmuş ve Sayın Bahçeli bunu emanet kabul edip uymuş, Başbakan ise olmayanları bile olmuş gibi anlatarak uymamıştır.

Bugün dahi o görüşmelerdeki Davutoğlu'nun söylediği o sözlerin mahiyeti Sayın Bahçeli'de mahremliğini korurken, konuşulmuş ve söylenmiş laflar, muhatabında muhafaza ediliyor olmasına rağmen, Başbakan Davutoğlu, söylenmemiş lafları söylenmiş gibi meydanlara taşımakla, sadece Sayın Bahçeli'ye değil, kendisine de ayıp etmiştir.

Ülkücü Hareket geçmişten geleceğe "İslam ahlak ve fazileti" düsturundan asla vaz geçmez.

Milliyetçi Hareket hiçbir değeri oy uğruna feda etmez.

Biz bize emanet edilen sözün namusunu koruduk.

Bu konuda muhataplarımız başarısız olmuş ve sınıfta kalmışlardır.

Sözün mahremiyeti kaybolmuş, sözün namusu meydanlarda kirletilmiştir.