Sözüm maya bozukluğunda zirve yapmışlara!

Yine kan,

Yine Şehit,

Yine acı,

Yine ağıt.

Artık hemen her gün,

Çift rakamlı Şehit haberleri duymaktan,

Kahroluyor, mahvoluyoruz.

*

Bir ses beklemek asker ve polis evladından bir ses,

Soluk beklemek.

Suskunluğun en acımasız olduğu zamanlarda,

Hiç bu kadar uzun gelmez insana zaman.

Çünkü anasının kuzusu...

Can paresi...

Kurban olduğu uzaklardadır.

Ses kesilir,

Soluk susar,

Kapı çalar.

Kara haber tez gelir Elazığ'dan, Bitlis'ten.

*

Karabasanlar çöker çatıya.

İşte o an ateş düşer bacaya.

Bahçede ki gül bile eğer başını.

Çünkü gün kara, bulutlar kapkaradır.

Matem bir kez oturdu mu şehit haberinin verildiği sofraya,

Ne yaparsan yap yutkunmadan,

Düğüm düğüm olmadan,

Bir daha yutulmaz o lokma.

Çünkü artık o evde şehit vardır.

Nur içinde yatsınlar.

*

Ya sonra.

İşte kanıma en çok dokunan da sonrası!

Çünkü teröriste terörist bile diyemeyen şerefsizlerin,

"Kardeş kavgasına son verilsin" beyanları,

Kara haberi daha da karartıyor.

Maya bozukluğunda zirve yapmış bu insan müsveddeleri,

PKK ile bizi kardeş göstermeye çalışıyor.

Ey gafil; İhanetin telafisi, kahpeliğin bahanesi olur mu?

Dini, İmanı, İnancı, Kuran'ı ve Kıblesi olmayan bebek katili bu teröristlerle,

Biz nereden kardeş oluyoruz?

*

Siz vatanı bölmeye çalışırsınız,

Biz; Vatanımız için verecek birden fazla canımızın olmadığına üzülürüz.

Bayrak indiren sizsiniz...

Asker ve Polisimizi öldüren sizsiniz...

Karakola saldırıp okul yakan sizsiniz...

Esrar, kadın, silah satan sizsiniz...

Emzikli bebeğe kurşun sıkan sizsiniz...

Şimdi söyleyin bize şerefsiz tetikçiler,

Türk Dil Kurumu tabiriyle;

"İt" değil de, başka nesiniz?