Sizi gidi terör işbirlikçileri sizi!

Komşularıyla düşman…

Komşu olmayanlarla düşman…

Ama İsrail’in dostluğunu muhtaç!

Olsun.

Yandaş medyaya göre biz,

Ortadoğu’nun lider ülkesiyiz.

Eee durum böyle olunca,

Üç saatte Şam’a gireriz deyip,

İki aydır Sur’dan çıkamayan iktidarın,

10 maddelik eylem planını parlatmak ve pazarlamak ta,

Yine yandaş medyaya düştü.

Hani şu şanlı tarihimize “utanç”  hadisesi olarak geçen,

Terk edip kaçtığımız Süleyman Şah nakliyesini,

Kamuoyuna “zafer” olarak lanse eden medya ya!

*

Aynı medya şimdilerde,

Kendi topraklarımızı “fethimizden “ bahsedip,

Terörle mücadele eden asker ve polisimizin,

Türk bayrağı ile çekilmiş fotoğraflarını servis ediyor.

Hatta Başbakan Davutoğlu’nun 15 gün önce söylediği,

“Cizre ve Sur iki günde temizlenecek” sözlerini,

Sanki bugün söylenmiş gibi manşetlerine taşıyorlar.

Ne diyeyim,

Adamlar duble yol yapıyorlar ya gerisi önemli mi?

Acı olan şu ki,

Bunca olup bitenden sonra,

Kimse çıkıp da;

“Bire Müslüman, burası zaten bizim topraklarımız. Kendi topraklarımızda kendi bayrağımızı açmak ne zamandan beri kahramanlık oldu”demiyor.

*

Kaldı ki,

Daha geçtiğimiz yıl sokaklarda Türk bayraklarıyla gezmeyi “tahrik” sayıp suç kapsamına siz sokmadınız mı? 

Tabelalardan T.C ibaresini siz kaldırmadınız mı?

Diyarbakır garnizonunda indirilen Türk bayrağını siz seyretmediniz mi?

Bu milletin adın “Türk değil Türkiyeli” diye siz değiştirmeye kalkmadınız mı?

Ve en acısı terörü öyle bir noktaya getirip,

Ülkenin başbakanı olarak “bölünme” kavramını

Siz kullanmaya başlamadınız mı?

Hayırdır,

Ne oldu da “ayaklar altına aldığınız milliyetçiliği” bir anda kendinize kalkan yaptınız?

Ama yemezler çünkü siz suçunuzu da itirafa başladınız.

Ne diyorsunuz;

“Bundan sonra muhatap artık milletin ta kendisidir.”

İyi de muhterem sürekli olarak sizler “muhatabımız millettir” demiyor muydunuz?

Demek ki bu güne kadar milletle değil,

Teröristle muhataplık ediyormuşsunuz?

*

Gerçi sizin hangi söylediğiniz ötekini tutuyor ki,

Yıllardın “dost ve müttefikimiz” dediğiniz ABD ile…

PKK ve PYD’nin “terör örgütü” olup olmadığı konusunda bile ayrışmadınız mı?

ABD, her gün açıklama yapıyor:

“PYD, terör örgütü değildir” diyor.

Siz ne diyorsunuz?

“PYD ve PKK terör örgütüdür.”

Hatta devam ediyorsunuz;

“Ben miyim senin ortağın yoksa Kobani’deki teröristler mi?”

Geç kalınmış olmakla birlikte, doğru bir soru.

 Ancak…

ABD çıkıp ta size;

“Madem PYD terör örgütü, o zaman PYD lideri Müslim’i neden evinize kadar alıp, kozmik odalarınızda ağırladınız” dese ne cevap vereceksiniz?

Ya da,

“Müslim Suriye Kürtlerinin lideridir” diyen siz değil miydiniz dese.

Kaldı ki,

“Öcalan Kürtlerin lideridir. Öcalan’ın görüşleri bizim de görüşümüzdür” diyen de sizdiniz.

Şimdi kime ne soruyorsunuz?

*

Esat Suriye’den gitti mi?

Gitmedi.

Siz Emevi Camisinde Cuma namazı kıldınız mı?

Kılamadınız.

Sınırlarımız Esad’dan alınıp, PKK’ya verildi mi?

Verildi.

PYD Ortadoğu’da elini kolunu sallayarak “ABD kara gücü” gibi dolaşıyor mu?

Dolaşıyor.

Peşmergeyi Türk askerine eğittirdiler mi?

Eğittirdiler.

AKP kongresinde Barzani’ye “bu millet seninle gurur duyuyor” sloganı attırdılar mı?

Attırdılar.

“Kobaniye selam” diyen “Serok Ahmet’e” Kobani merkezli Kürdistan’ın kurulmasına zemin hazırlattılar mı?

Hazırlattılar.

Hepsinden öte üzülerek ve utanarak söylüyorum ki,

Büyük oyunu fark etmeyelim diye,

AKP iktidarını Cizre’de hendeğe gömdüler mi?

Gömdüler.

Eee, ne yapacağız şimdi?

ABD, Rusya, Almanya, İngiltere ve Fransa’ya,

Merhum Necmettin Erbakan gibi,

“Sizi gidi terör işbirlikçileri sizi” diye parmak mı sallayacağız.

Sizi gidi gulucular sizi.

Sizi gidi taklitçiler sizi.