Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, F-35 savaş uçaklarının ABD'den Türkiye'ye teslimiyle ilgili, "Öne sürülen şartlardan biri Rusya'dan hava füze savunma sistemi S400'ün alımından vazgeçilmesi. Böyle bir şart ileriye sürüldüğü zaman bunu normal, diplomatik ve ticari teamüller çerçevesinde kabul etmek mümkün değil. O zaman şantajın tanımına uygun bir durum ortaya çıkmış olur." dedi.

AA muhabirine açıklamalarda bulunan Canikli'ye, F-35 savaş uçaklarının Türkiye'ye teslimatının yapılmaması durumunda ABD'ye bazı yaptırımlar uygulanabileceğine yönelik açıklaması hatırlatılarak, "ABD tarafından Türkiye'ye F-35'lerin teslimi yapılacak mı? ABD, Rusya'dan S400 füzesi alınmaması şartını, F35'lerin teslimatı için öne sürebilir mi? Türkiye'nin böyle bir durumda sizin söz ettiğiniz olası yaptırımları ne olur?" sorusu yöneltildi.

Beklentisinin, F-35 savaş uçaklarının zamanında teslim edilmesi yönünde olduğunu dile getiren Canikli, "Beklentimize neden olan husus da şu, bu bir ticari anlaşma, sözleşme, alışveriş. Her iki tarafın da yükümlülükleri var. Biz bugüne kadar yükümlülüklerimizi harfiyen yerine getirmişiz. NATO üyesi 9 ülke Amerika'nın öncülüğünde bir araya gelmiş, F-35 savaş uçağının birlikte üretilmesi konusunda karar almışlar, uygulanmış ve şimdi teslim zamanı gelmiş." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin bütün taahhütlerini yerine getirdiğini vurgulayan Canikli, şöyle devam etti:

"100 uçak için toplam 11 milyar dolar civarında ödeme yapacağız. Şu ana kadar da 800 milyon dolardan fazla ödeme yaptık. Biz yükümlülüklerimizi yerine getirmişiz, şimdi karşı taraftan onların taahhütlerini yerine getirmelerini beklemek en doğal hakkımız yani F-35'lerin teslimini beklemek. Ayrıca yine anlaşma gereği birlikte üretim çerçevesinde F-35 uçaklarının önemli bir kısım parçaları da Türkiye'de TAİ tarafından yapılıyor."

Şantaj anlamına gelebilecek bir tavır"

Projenin teknolojiye yönelik önemli kısmının ABD tarafından sağlandığını söyleyen Canikli, "Tam teslim aşamasına gelmişken Amerika'da senato 3 karar teklifi sundu. (ABD) F-35'lerin Türkiye'ye tesliminin belli şartların gerçekleşmesi halinde yapılması yönünde birtakım karar tetkiklerini gündeme getirdi. Bu, doğru bir yaklaşım değil. Bu, bir tür şantaj anlamına gelebilecek bir tavırdır. Doğru değildir." diye konuştu.

F-35 savaş uçaklarının, kendi kuralları çerçevesinde bir proje olduğunu, anlaşmalara uygun şekilde yürütülmesi gerektiğini dile getiren Canikli, "Bunun birtakım olaylarla karıştırılmaması gerekiyor. Öne sürülen şartlardan biri de Rusya'dan hava füze savunma sistemi S400'ün alımından vazgeçilmesi. Böyle bir şart ileriye sürüldüğü zaman bunu normal, diplomatik ve ticari teamüller çerçevesinde kabul etmek mümkün değil. O zaman şantajın tanımına uygun bir durum ortaya çıkmış olur." ifadelerini kullandı.

S400 füze savunma sisteminin F-35 savaş uçakları başta olmak üzere diğer NATO unsurlarını tehdit etme potansiyeli taşıdığı yaklaşımının doğru olmadığını vurgulayan Canikli, "S400 sistemi hiçbir şekilde NATO unsurlarını tehdit etmiyor. Öyle bir durum söz konusu değil. NATO sistemine entegre olmayacak ama onlarla da çatışmayacak bir yapıda kuruluyor. Herhangi bir tehlike söz konusu değil." değerlendirmesini paylaştı.

ABD Senatosunca, F-35'lere ilişkin ABD Savunma Bakanı James Mattis'in vereceği rapora göre nihai kararın verileceğini bildirdi.

Bakan Canikli, konuşmasına şöyle devam etti:

"Biz kendilerinden bunu talep ettik. Herhangi bir tehlike içermiyor, bir problem yok. S400'lerin tehdit oluşturma gibi bir durumu söz konusu değil. Aksi halde olursa bu çok ciddi güven bunalımını da beraberinde getirir, her şeyi etkiler. Çünkü uzun yıllar önce başladığımız bir projede şartları, taahhütleri yerine getirmemize rağmen Amerika tek taraflı olarak, hiçbir hukuki gerekçesi olmaksızın iptal edebiliyorsa o zaman her şey tehlikededir, tehdit altındadır, şüphelidir. Hiçbir işlem yapamazsınız, hiçbir iş birliğine giremezsiniz. Bu açıdan da hakikaten tehlikeli sonuçları olabilecek, güven bunalımını beraberinde getirir. Bunu temenni, arzu etmiyoruz, açıkçası beklemiyoruz."

Yunanistan'da serbest bırakılan FETÖ üyesi askerler

Yunanistan'a kaçan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi askerlerden serbest bırakılanların askeri kampta saklandığına ilişkin iddialar hatırlatılarak, "Başta Yunanistan olmak üzere Avrupa ülkeleri neden FETÖ üyelerinin iltica taleplerine olumlu yanıt veriyor?" sorusu üzerine Canikli, FETÖ mensuplarından yurt dışına kaçanların dünyanın her yerinde takip edildiğini söyledi.

Canikli, "O ülkelerde gereken her türlü baskıyı uyguluyoruz ve sonuç da alıyoruz. Mesela en son İngiltere'de, 15 Temmuz'dan sonra geri çağrıldığı halde gelmeyip orada kalan, NATO çerçevesinde görevli, FETÖ üyeliği tespit edilen subaylar var. Onların kaldıkları yerleri biz tespit etmiştik, askeri konutlarda kalıyorlardı. Bu bilgileri muhataplarımızla paylaştık, İngiltere Savunma Bakanı ile birkaç kez görüşmemizde söyledik. 11 kişiydi yanlış hatırlamıyorsam, 8'ini konutlardan çıkardılar, diğerlerini takip ediyoruz yani desteği kestiler. Şimdi bize teslim etmelerini istiyoruz." şeklinde konuştu.

Yunanistan'ın darbecilere açıkça destek veren politika uyguladığına dikkati çeken Canikli, "Buna üzülüyoruz, yani Yunanistan sonuçta komşumuz. Aynı zamanda NATO bünyesinde müttefikimiz." dedi.

Canikli, 15 Temmuz darbe girişiminin demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına bir saldırı olduğunu belirterek, "Darbe teşebbüsüne katılan subayları bunlar. Hem de helikopterleriyle kaçtılar, sonra helikopteri verdiler ama onları koruyorlar maalesef." ifadelerine yer verdi.

"İlişkilerimizin iyileştirilmesine katkı sağlamaz"

Yunanistan'ın daha önce Türkiye'de de terör faaliyetlerinde bulunanları koruduğunu, onlara destek verdiğini vurgulayan Canikli, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Onlar, oradan aldıkları cesaretle Türkiye'de birtakım saldırılar yaptılar. Maalesef o konuda Yunanistan iyi komşuluk ve müttefiklik ilişkilerine yakışmayan bir tavır ve yaklaşım içinde. Temenni ediyoruz bundan vazgeçerler. 65 yıl sonra Cumhurbaşkanımız ziyaret etti. Bizim Yunanistan ile ilişkilerimizin her alanda iyileştirilmesi, geliştirilmesi, sorunlarımızın, itilaflarımızın çözülmesinde ne kadar samimi ve istekli olduğumuzu göstermek açısından Cumhurbaşkanımızın ziyareti gerçekleşti. Sayın Başbakanımız da zaman zaman telefonla Sayın Çipras ile görüşüyor. Sorunlarımızı çözebiliriz ama bu tür yöntemler ilişkilerimizin iyileştirilmesine katkı sağlamaz."

Canikli, nerede olurlarsa olsunlar eninde sonunda ülkenin güvenliğine, birlik ve bütünlüğüne tehdit teşkil eden darbecilerin yakalanıp Türkiye'ye getirilerek yargılanacağını anlattı.

Yunanistan'a sağduyu çağrısında bulunan Canikli, darbecilerin Türkiye'ye teslim edilmesi gerektiğini kaydetti.

"Yunanistan'ın gündeminde her zaman Türkiye var"

"Yunanistan'ın bu tür kararlar almasında ekonomik sıkıntısının rolü olabilir mi?" sorusunu Canikli, şöyle yanıtladı:

"Yunanistan eskiden beri Türkiye'yi iç siyasette kendi seçmenini konsolide etmek için kullanıyor. Yunanistan, bizim gündemimizde olması gereken kadar var ama Yunanistan'ın gündeminde her zaman Türkiye var. Çoğundan da bizim haberimiz yok. Onlar kendi kendilerine birtakım söylemler içinde bulunuyorlar. Maalesef tamamen tahrik eden siyasetçiler. Siyaset onun üzerine kurulu ve onun üzerine şekilleniyor. Konsolidasyon Türkiye üzerinden gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Bunlar doğru yöntemler değil, Yunanistan'ın da lehine değil. "

Türkiye'den Yunan adalarına binlerce turist gittiğine işaret eden Canikli, "Biz Yunanlıların mantığıyla hareket etsek onları (Türk turistleri) durdurmamız lazım. Çünkü hakikaten dosta, komşuluğa yakışmayan bir politika içerisindeler ama biz her alan daha orta ve uzun vadeli, günlük ve konjonktürel gelişmelerden etkilenmeyen bir politika izliyoruz." şeklindeki görüşlerini dile getirdi.