Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, 19 Mayıs 1919'un, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden milli mücadele sürecinin başladığı, Türkiye'de ve yurt dışında her yıl gururla kutlanan bir tarih olduğu belirtildi.

Açıklamada, "Bu anlamlı günü gölgelemeye yeltenen Yunanistan'daki bazı radikal grupların, tarihimize yönelik hayal ürünü iddialarını, Türkiye'ye yönelik nefreti körüklemeyi hedefleyen etkinliklerini ve Yunanistan'daki bazı siyasetçilerin iç politika saikleriyle tarihi olguları çarpıtan açıklamalarını kabul etmek mümkün değildir." ifadesi kullanıldı. 

Gerçek dışı iddiaların sahiplerine, Yunan ordusunun Anadolu'yu işgali sırasında, savaş hukukuna da aykırı yaptığı mezalimden Yunanistan'ın sorumlu olduğunun ve tazminat ödemeye mahkum edildiğinin Lozan Antlaşması'yla kayıt altına alındığı hatırlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"İşgalci Yunan ordusunun Türklere uyguladığı katliamlar akıl almaz boyutlara ulaşınca, Yunanistan'ın bizzat müttefikleri tarafından bir Tahkikat Komisyonu kurularak, Yunan ordusunun gayri insani suçlarının tespit edildiğini dikkatlerine getiriyoruz. Hal böyleyken, tarihimize yönelik mesnetsiz iddiaların akıl, vicdan ve hakkaniyetle ilgisi olmadığı açıktır. Bu söylemler, ikili ilişkilerimizi ilerletmeye yönelik hedeflerle bağdaşmamakta ve gelecek nesillere kötü bir miras bırakmaktadır."

Açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra Yunanistan Başbakanı Elefterios Venizelos'un, 1934'te Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü Nobel Barış Ödülü'ne aday göstermesinin, iki ülke arasında sorumsuz siyasetçilerin ve radikal Yunanların iddia ettikleri gibi tarihi bir mesele bulunmadığını gösteren en açık kanıt olduğu vurgulandı.