Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, 2021 yılının "İstiklal Marşı Yılı" ilan edildiğini belirterek, "İstiklal Marşı milletimizin ortak değeri, anayasamızın temel paradigmasıdır" dedi.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışını gerçekleştirmek üzere Ankara’ya gelişinin 101. yıl dönümü dolayısıyla TBMM Şeref Holü’nde TBMM ve Anıtkabir tabloları sergisi açıldı. Serginin açılışına TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve milletvekilleri katıldı. Şentop, açılışta yaptığı konuşmada 2020 yılının TBMM’nin 100. yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, “Birkaç gün sonra başlayacak olan 2021 yılı da tarihimizdeki birçok önemli olayın 100. yıl dönümlerini içeriyor. Bunlardan en önemlisi, İstiklal Marşımızın kabulünün 100. yılı olan 12 Mart. İstiklal Marşımızın kabulü, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin istiklal mücadelesini kazandığımıza dair kararının tescili anlamına gelmektedir. Ayrıca İstiklal Marşı milletimizin ortak değeri, anayasamızın temel paradigmasıdır. Bu önemli yıl dönümünün büyük hatırasına ithafen 2021 yılının İstiklal Marşı Yılı olarak ilanına ve vatan sathında her köşede kutlanmasına dair bir kanun teklifi gece geç saatlerde Genel Kurulda kabul edildi. Bu teklifi ilk öneren Sayın Cumhurbaşkanımıza, hazırladığımız teklif metnine destek veren bütün siyasi partilerimizin genel başkanlarına, ittifakla teklifimize destek veren bütün milletvekillerimize teşekkür etmek istiyorum. İstiklal Marşı her zaman istisnasız ortak değerimizdir, bunu bir kez daha tescil ettik” değerlendirmesini yaptı.

Şentop şöyle konuştu:

“Bugün ise Mustafa Kemal Paşa’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışını gerçekleştirmek üzere Ankara’ya gelişinin 101. yıl dönümü olan 27 Aralık münasebetiyle bütün bu etkinlikleri, sanatın insan ruhundaki ve dimağındaki sarsıcı etkisini yaşatarak taçlandırmak istedik. Milli Mücadele’yi ve bu mücadelenin kahramanlarını resmeden seçki tablolardan teşekkül eden bu sergiyi hazırladık. Sergimizde Türkiye Büyük Millet Meclisi koleksiyonuna ait 14 eser, Anıtkabir Müzesi koleksiyonuna ait 18 eser bulunmaktadır. Bazen tek bir tablo binlerce kelimenin izahta kifayetsiz kaldığını anlatmaya kâfidir. TBMM çatısı altında açılan bu sergiyi gezerken Milli Mücadele’nin neredeyse her safhasına şahitlik edebilecek o günkü duyguyu, heyecanı ve coşkuyu hissedebileceksiniz diye ümit ediyorum. Şahsen bu sergideki tablolardan çok etkilendiğimi ifade etmek istiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk Meclis olarak açıldığı günü resmeden tablonun önünde sanki o günü ve heyecanını yaşamak mümkün. Sakarya Meydan Muharebesi’ni, Büyük Taarruz’u resmeden tabloların karşısında aziz milletimizin ’Ya istiklal ya ölüm’ diyen sarsılmaz çelikten iradesini ruhumuzun derinliklerinde hissetmek mümkün. Kurtuluş Savaşı’na cephede, cephe gerisinde katılan kadınlarımızın cefakâr hallerini görünce bu aziz milleti kimsenin esir edemeyeceğine inancımız bir kat daha artıyor” ifadelerini kullandı.

Şentop, Anıtkabir’in en önemli ve en büyük İstiklâl Savaşı müzesi olduğunu hatırlatarak, “Devletimizin yeniden kuruluşuna ve milli uyanışımıza tanıklık etme imkânı sunan müzede İstiklâl Savaşı süreci ve sonrası ressamlarımızın gözünden tablolara yansıtılmıştır. Bu serginin yaşanmış destansı kahramanlıkları, her şart altında aziz milletimizin var olma, ayakta kalma iradesini, onun mücadele ruhunu, çocuklarımıza, gençlerimize ve tüm topluma aktarmamıza vesile olmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu.

Atatürk ile ressam İbrahim Çallı arasında geçen diyalogdan bahseden Şentop, “Gazi, sanatçının açmış olduğu sergiyi gezerken gördüğü ‘Zeybekler’ isimli tablosunu dikkatle değerlendirir. ‘Kurtuluş Savaşı yıllarında yiyecek bulabilmenin çok zor olduğunu, oysaki tablodaki atın besili göründüğünü’ söyler. ‘Savaşa katılan herkesin bunu çok iyi bildiğini, askerler dâhil hayvanların da bir deri bir kemik kaldığını’ ifade eder. ‘Atları ve savaşçılarımızı kuvvetli göstererek, Sakarya’nın değerini küçültmüş oluruz’ der. Çallı, bu eleştiriyi haklı bularak tabloyu tekrar ele alır ve bazı düzeltmelerde bulunur. Sanatın ve sanatçının gelecek nesilleri etkileyecek eserlerinde ne denli hassasiyet göstermesi gerektiğini belirten bir önek olması bakımından bu hassasiyet ve bu olay önemlidir” diye konuştu.

(Ahmet Umur Öztürk/İHA)