MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu "31 Mart’ta; 50 yıllık mazimizin mahremlerine el uzatanlara had bildirecek ülkücüler; Zillet İttifakına unutulmaz bir ders vermekle kalmayacak Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk Milletinin birliğinin teminatı olduğunu bir kez daha gösterecektir" dedi.

MHP MYK Üyesi ve İzmir Milletvekili Tamer OsmanağaoğluTBMM'de basın toplantısı düzenledi.

Osmanağaoğlu'nun açıklaması şu şekilde:

Değerli basın mensupları;

Yükselmek için değil, Türk milletini yükseltmek için hayatını ortaya koyan, özlemle ardından koştuğu Kızıl Elmasına varamadan uçmağa varan Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun ülküsü, Türk gencinin gözünde sonsuza kadar parlayan bir ışık olmuştur!

Diyordu ya şair;

Bu yolda herkes bir, ey delikanlı!

Diriler şerefli, ölüler şanlı.

Yurt için dövüşen başı dumanlı,

Her zaman bu şandan, o şana gider!

Bu vesileyle; sözlerimin başında,

20 Şubat 2015 tarihinde Ege Üniversitesinde eğitim ve öğrenimini sürdürürken, PKK’lı teröristlerin kalleşçe saldırısı sonucunda şehit olan, ülküdaşımız Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nu rahmetle anıyorum. Ruhu şad mekanı cennet olsun.

Değerli Basın Mensupları;

31 Mart yaklaştıkça; gerçekleştirilecek olan yerel seçimlerin devletimizin birliği, milletimizin dirliği için ifade ettiği anlam daha net anlaşılmaktadır.

Esasen millete hizmet götürmek, halkın en temel ihtiyaçlarını karşılamak iddiasıyla sahaya inen adayların yarışması gereken bu seçimde; maalesef ki bu hususlar hariç her konu gündeme gelmektedir.

Seçim sathı mailine girdiğimiz şu günlerde kimin Türk insanına daha iyi hizmet edeceği; kimin daha huzurlu, emniyetli, sağlıklı şehirler inşa edeceği tartışılmamaktadır.

Yerel seçim konusunda yaşadığımız bu odak kaymasının sebebi; yanlış muhalefet anlayışına dört elle sarılan dörtlü Millet İttifakı çetesinin tavır ve davranışlarıdır.

Milli muhalefet anlayışını özümsemek yerine, kuralsız, kaidesiz, etik dışı bir muhalefet yöntemini benimseyen bu ittifak; son ortaklarını da yanlarına alarak ekiplerini tamamlamışlardır.

Sırtını dağda teröriste, Suriye’de Amerikan ordusuna dayayan PKK’ya taşeronluk yapan HDP de Millet İttifakı’na fiili olarak iştirak etmiştir. Her ne kadar ülkücülerin umutlarını pazara düşürerek siyaset üreten İP’in kadroları bunu inkâr etse de tablo açık ve nettir.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli; Millet Meclisi çatısı altına yakışmayan laflar sarfederek Kürdistan’da kendilerinin kazanacağını, batı illerinde ise MHP ve AK Parti’ye kaybettireceklerini söylemiştir.

Yine diğer Eş Genel Başkan Pervin Buldan; AK Parti ve MHP’yi faşist bir ortaklık olarak niteleyerek, kafalarındaki düşman figürünü ortaya koymuştur.

CHP cenahında ise; milletvekili Özgür Özel’in ağzıyla zemin hazırlamak için yumuşak geçiş cümleleri sarf edilmiştir. Meclis’in konuşkan vekili Özgür Özel çıkıp; utanmadan sıkılmadan HDP ile gönül ittifakları olduğunu beyan edebilmiştir.

PKK ile suç ortaklığı yürütenlerin; Mustafa Kemal’in partisiyle gönül ittifakı sürdürmesi ancak CHP’nin kodlarıyla oynayanların eseri olabilir.

Aşikârdır ki Kemal Kılıçdaroğlu ve çalışma arkadaşları; CHP’yi Cumhuriyet’in kurucu değerlerinden uzaklaştırmışlar ve Gazi Paşa’nın emanetini payümal etmişlerdir.

Toplam çizgisini çektiğimizde ittifakların yarışında taraflar ortadadır.

Bir tarafta tarihimizin gördüğü en büyük ihanet kalkışmalarından biri olan 15 Temmuz akabinde; Türkiye’nin düşmanlarına karşı ortak bir cephe oluşturan MHP vardır. Cumhur İttifakı vardır!

Diğer tarafta ise FETÖ’nün yazarlarına yoklama çektirip, Adana’daki CHP mitinginde “Nazlı Ilıcak burada! Ahmet Altan burada!” diye haykırtan Kemal Kılıçdaroğlu vardır.

Bir tarafta Afrin’e bozkurt işaretleriyle giren Mehmetçiğin ardında dimdik duran Cumhur İttifakı vardır. Diğer tarafta ise Mehmetçik Afrin’e girerken “Afrin harekâtı BOP’un parçasıdır” diyen İYİ Parti kurmaylarından Aytun Çıray gibileri vardır.

Bir tarafta PKK’yı mağaralarına gömmek için yerli savunma sanayiine ivme kazandırmak isteyenler; diğer tarafta ise SİHA’ların sivilleri vurduğunu, HDP ile gönül bağı olduğunu söyleyen CHP’li vekiller vardır.

Milli güvenlik açısından risk faktörü olan bütün şer unsurları, bir tarafta toplanmıştır. Fakat terör uzantılarıyla işbirliği yapmakta beis görmeyen kadrolar; Millet İttifakı unsurlarına oy veren samimi seçmeni maniple etmek için her yolu denemektedir. Zillet İttifakı kurmayları; oy avcılığı söz konusu olduğunda kullanılabilecek kavram, değer, algı malzemelerinin tümüne bir vampir edasıyla saldırarak, can damarına dişlerini geçirmeye çalışmaktadır. Alçak sandık siyasetlerinde en çok göz diktikleri kitle de maalesef ülkücü harekettir.

Çünkü onların zihin algısında “ülkücüler kolayca yönlendirilebilen”, kandırılabilen, başka yollara sevk edilebilen bir kitledir.

Onlar; ülkücülerin hafızasında canlı olan bir takım hatıralara temas edildiğinde, yiğit bozkurtların gönül kapılarının aralanacağını sanmaktadırlar.

Ülkücüler; bir taraftan geçmiş hatıralarına hırsızca el atıp diğer taraftan da katillerine övgüler dizen Kemal Kılıçdaroğlu’na da, onun ortağı olan İyi Parti kadrolarına da kanmayacak kadar irfan ehlidir.

Evet... Ülkücüler Türk milletinin umudu, Türk devletinin yılmaz bekçileri, Türk siyasetinin duruşuyla hayran kaldığı bir kitledir. Bu anlamda ülkücülerin helâl oylarına hevesle bakan şer cephesi; iştahlarını kabartmakta haklıdır. Fakat Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve ortaklarının hevesi doğru fakat hesabı yanlıştır."

Üç hilâlin ışığıyla hak yolunda ilerleyen bozkurtlar; Müslüman mahallesinde salyangoz sattırmayacak, helâl oylarını haram oyunlara malzeme etmeyeceklerdir.

31 Mart’ta; 50 yıllık mazimizin mahremlerine el uzatanlara had bildirecek ülkücüler; Zillet İttifakına unutulmaz bir ders vermekle kalmayacak Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk Milletinin birliğinin teminatı olduğunu bir kez daha gösterecektir.

31 Mart 2019’da gerçekleştirilecek olan yerel seçimlerin, ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyor, siz; basınımızın güzide temsilcileri de saygı ve muhabbetlerimle selamlıyorum.