İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Terör örgütünün kimyası altüst oldu. Teröristlerin strateji ve taktikleri çöktü. 15-20 kişilik gruplarla dolaşırlarken, 2-5 kişilik gruplara düşmeye başladılar. İnsansız Hava Araçları, bizim aldığımız istihbaratlar, değerlendirmelerimiz, izlemelerimiz sonucunda bunların hareket etme kabiliyetlerini büyük ölçekte ortadan kaldırdık." dedi.

Soylu, konuk olduğu Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

"Terör operasyonlarıda kullanılan silahlı ve silahsız İHA'lar terörle mücadeleye nasıl bir katkı sağladı? PKK'ya yönelik 2015'ten bu yana kentlerde ve arazide yapılan operasyonlar terör örgütüne katılımları nasıl etkiledi? Terör örgütünün Türkiye içindeki hareket kabiliyeti ne durumda?" sorusu üzerine Soylu, "Nisandan itibaren terör örgütüne ciddi şekilde zaiyat verdireceğiz." dediklerini hatırlattı.

O zaman diliminde, terörle mücadele kabiliyetini, kapasitesini yükseltecek birtakım enstrümanlarla uğraştıklarını belirten Soylu, bunların silahlı ve silahsız İnsansız Hava Araçları (İHA) olduğunu anlattı.

Hava araçlarıyla izleme süresini 2 bin 600 saate çıkardıklarını, bunun büyük bir rakam olduğunu dile getiren Soylu, Hakkari'den, Şırnak'tan Kars'a kadar olan hattın tamamında, birçok yerde, gerek gelen istihbaratlar, gerek keşif, gerekse takiple ilgili yeni bir modelleme oluşturduklarını söyledi. Bakan Soylu, şöyle devam etti:

"Bir avantajımız var. O da şu: Bunu çok iyi kullanabilen ve buna çok iyi akredite olan bir beşer unsuru oluşturduk. Şu anda dünyada bunu bu kadar iyi kullanabilen ülke sayısı çok az. Peki bu bize ne getiriyor? Bu bir kere tam anlamıyla söylemek gerekirse, terör örgütünün kimyası altüst oldu. Bu nasıl oldu? Teröristlerin strateji ve taktikleri çöktü. 15-20 kişilik gruplarla dolaşırlarken, 2-5 kişilik gruplara düşmeye başladılar. Gerek üstlenmeleri, gerek lojistik destek sağlamaları, gerekse özellikle bu konuda terörü gerçekleştirme kabiliyetlerini ortaya koyabilecekleri eylemleriyle ilgili olarak İnsansız Hava Araçları, bizim aldığımız istihbaratlar, değerlendirmelerimiz, izlemelerimiz sonucunda bunların hareket etme kabiliyetlerini büyük ölçekte ortadan kaldırdık."

Soylu, şu anda sahanın her tarafında tüm teknik kabiliyetleri en üst seviyede kullandıklarını dile getirerek, özellikle plaka tanıma sisteminin bütün Türkiye'de kullanıldığını bildirdi.

Yeni teknolojileri iyi şekilde yaydıklarını, özellikle jandarmanın, polisin ve güvenlik kuvvetlerinin bu teknolojileri anında görmesini sağladıklarına işaret eden Soylu, terörü ortaya koyabilecek tüm etkenleri kotrol altına almaya çalıştıklarını söyledi. Soylu, "Biz, tüp bayilerinden gübre bayilerine kadar, bunların satılmasına kadar, bu konuda tüm süreçleri izleyen, takip eden, teknik birtakım kabiliyetlerden yararlanan bir anlayış ortaya koyduk." diye konuştu.

- "Bu özgüven modeli"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında, yol kontrol noktalarından üstlenme bölgelerindeki karakollara ve korucularla ilgili alınan kararlara kadar bunların her birinin Türkiye'nin terörle mücadele konusundaki kabiliyetlerini en üst seviyeye getirdiğini vurgulayan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şehirde, özellikle terörü finanse eden unsurların tamamına yönelik sürekli bir operasyonumuz var. Buna belediyeler, sözde sivil toplum örgütleri, birtakım kendilerini siyasi niteliğe büründürmüş ve bunun üzerinden teröre destek sağlayan unsurlar diyebilirsiniz. Terörün baskısını azaltabilmek, bunu ortadan kaldırabilmek ve vatandaşın orada huzur ve refah içerisinde yaşayabilmesini temin etmek için bütün adımlar peyderpey gelişerek atılmaktadır. İHA ve SİHA'da esas itibariyle bunun hava denetimi olarak gelmiştir. Özellikle İHA ve SİHA'larla ilgili şunu söylemem gerekir ki belki de Türkiye'nin son yıllarda övünebileceği en önemli icraatlarından birisi oluşmuştur. Hem yapılması, bizim milli İHA'mız olması, hem de bunun kullanımındaki beceriler... Bunların kullanımı da havaya kaldırdınız, teröristi gördükten sonra imha ettiniz, böyle bir şey söz konusu değil. En az 8-10 ayrı aşamadan geçiyor, aynı zamanda da birkaç karar vericinin mekanizmasıyla ortaya konuyor. Bir koordinasyon, iki uyum, üç otorite ilişkisi."

Soylu, bunun Türkiye'nin teknolojiyle beraber karşı karşıya kaldığı problemi çözmeye yönelik adım atma kabiliyetinin gelişmesinin en önemli örneklerinden bir tanesi ve bir özgüven modeli olduğunu ifade etti.

 İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bölücü terör örgütü PKK'ya katılımda son 30 yılın en düşük seviyesindeyiz. Bu, terör örgütünü ciddi bir şekilde demoralize ediyor." dedi.

Soylu, konuk olduğu Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

PKK ve FEÖT mensuplarının mevcut gerçekliği görmeme eğiliminde olduklarını belirten Soylu, şöyle devam etti:

"Mesela FETÖ'de cezaevinde başka bir hal var, dışarıda başka bir Türkiye var. FETÖ'nün Türkiye içerisinde hareket etme kabiliyetini bitirdik. Ama gerek kendilerine yönelik buraya hala bağlılıklarını iddia edeneler, cezaevindekiler farklı bir dünya içerisindeler. Onlara her 15 günde bir, bir ayda bir, her bir buçuk ayda bir eski günlerinin gelebilecek ümidini vermeye çalışıyorlar. Yani gerçeklikten kopuklar. Aynı zamanda PKK'lı teröristler de gerçeklikten kopuklar. Terör örgütleri, mensuplarını tamamen yanlış ve eksik bilgilerle sahaya sürüyorlar. Hem kahraman evlatlarımız, hem teknolojik kabiliyetlerimiz bunun gereğini yerine getiriyor. Burada elde edilen bu tecrübe gösteriyor ki bizim şu anda elde ettiğimiz kabiliyetlerden terör örgütünün tepesindekilerin haberi var ama detay bilmiyorlar."

- "Lider kadroları sorgulanır hale geldi"

Soylu, Türkiye'nin terörle mücadelede İnsansız Hava Aracı'nın (İHA) yanında, Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA), helikopterler ve F16 uçaklarının da kullandığını belirterek, "Türkiye bütün kabiliyetini burada en üst şekilde kullanabilme fırsatını ortaya koyuyor. Buradaki en önemli meselelerden bir tanesi, biz İHA ve SİHA ile yaptığımız operasyonlarda ne bir tek şehit, ne bir tek yaralı verdik." bilgisini verdi.

İHA ve SİHA'ların operasyonların maliyetini de düşürdüğüne dikkati çeken Soylu, "Bu Türkiye'ye çok ciddi avantaj kazandıran bir süreç. İHA ve SİHA'larla terör örgütüne atak yaptığınızda yaralı teröristlerin tedavi imkanları da azalıyor. Erzak temininde ciddi bir şekilde sıkıntıya düşüyorlar. Bütün bunlarla birlikte yine kendi içlerinde şöyle bir problem yaşıyorlar. Lider kadroları sorgulanır hale geldi. Telsiz konuşmalarında terörist, sözde lider kadrosuna 'kolaysa gel sen mücadele et' diyor. Bizim bu konuda attığımız adımların ve bugüne kadar edinilen tecrübelerin ne noktaya geldiğini gösteriyor." ifadesini kullandı.

- "DEAŞ ile ilgili tedbirlerin en önemlisi Fırat Kalkanı"

Bakan Soylu, Yapılan operasyonlar ve alınan tedbirler neticesinde terör örgütüne katılımların düştüğünü bildirdi.

Soylu, "2016'nın 9 ayında 598, bu yılın aynı döneminde 90. Yüzde 85'in üzerinde azalış söz konusu. Nereden söz konusu? Bu dağa gidişlerde, terör örgütüne katılışlarda söz konusu. Katılımda son 30 yılın en düşük seviyesindeyiz. Bu terör örgütünü ciddi bir şekilde demoralize ediyor." dedi.

Türkiye'nin terörle mücadelede ortaya koymuş olduğu yeni stratejinin en önemli parçasının tehdidin bulunduğu yerde etkisiz hale getirebilmek olduğunu vurgulayan Soylu, şu görüşlere yer verdi:

"DEAŞ, dünyanın bütün ülkelerinde tehdit oluşturuyor. Kendilerine ait, tanımlayamadığımız ve anlayamadığımız motivasyonları söz konusu. Burada Türkiye, DEAŞ ile ilgili çok önemli tedbirler aldı ama bunların en önemlisi Fırat Kalkanı'dır. Yani o bölgeye sağlam basmasıdır. Geçen gün İngiltere İçişleri Bakanı geldi, ona da anlattım. Hangi ülke var ki Azez'e gideceksiniz, El-Bab'a gideceksiniz, Cerablus'a gideceksiniz, sanki orada bin yıldır kalıyormuş gibi karşılanacaksınız ve bütün unsurlarınızla beraber de onların danışmanlığını gerçekleştireceksiniz ve orada stabilizasyonu sağlayacaksınız. Dünyada böyle bir ülke yok. Böyle bir kültür ve medeniyet de yok. Sadece terörizme karşı yürüttüğünüz sıcak operasyonlar değil. Aslında 'soft-power' dediğimiz yumuşak operasyonlar da Türkiye'yi çok üst bir noktaya taşıyor. Terör örgütlerine alan daraltılmasını sağladığınız andan itibaren onların etkilemeye çalıştığı ve bir şekilde etki altına almaya çalıştığı insan kabiliyetine yönelik bir yumuşak gidiş söz konusu. Bütün kültürümüzde, medeniyetimizde, benliğimizde, anlayışımızda bu terör kaynağını sadece terörist olarak kurutmuyor, mantal olarak da terörün kaynağını kurutuyor."

- "DEAŞ, Türkiye'de taban bulmakta zorlanan bir örgüt"

Son bir yılda 68 bin 464 operasyon yaptıklarını, bunun 40 bini PKK, 25 bini FETÖ, 2 bin 109'u da DEAŞ'a yönelik operasyon olduğu bilgisini paylaşan Soylu, DEAŞ'ın Türkiye'de taban bulmakta zorlanan bir örgüt olduğuna işaret etti.

Soylu, şunları kaydetti:

"DEAŞ, Türkiye'de taban bulmakta zorlanan bir örgüttür. Türkiye'ye aslında ithal gelen bir örgüttür. Dünyanın başka yerlerde elde etmiş olduğu fikir ve eylem yaygınlığı Türkiye'de rahat bir şekilde bulabilme kabiliyetine sahip değiller. Yani bizim inancımız ve İslam anlayışımız buna müsaade etmiyor. Bunu nereden mi biliyoruz? Cezaevlerine düşen DEAŞ mensupları ve sempatizanlarıyla birebir mülakatlar yaptık. Mülakatlarda aslında Adalet Bakanlığıyla birlikte nasıl bir terör örgütüyle, nasıl bir mekanizmadan, dinamikten hareket eden bir terör örgütüyle karşı karşıya kaldığımızı çözmeye çalıştık. Profil oluşturduk. Orada enteresan sonuçlar aldık. Bu enteresan sonuçları terörle mücadelemizde arkadaşlarımızla beraber kullanıyoruz."

 İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanlığına ataması yapılan ancak güvenlik soruşturmasını bekleyen personelin güvenlik soruşturmalarının bugün Sağlık Bakanlığına iletileceğini, yarından itibaren de gerekli prosedürlerin başlayabileceğini bildirdi.

Soylu, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk oldu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve açıklamalarda bulundu.

Sağlık Bakanlığına ataması yapılan personelin bir süredir beklediği güvenlik soruşturmalarının ne zaman tamamlanacağına ilişkin soru üzerine Soylu, "Bugün arkadaşlarımız güvenlik soruşturmalarını Sağlık Bakanlığına iletiyorlar. İşin istihbarat boyutu var. Çok zor bir dönemden geçtik. Biraz anlamalarını rica ediyoruz. Yeniden devletin içerisine fesat tohumları ekmelerine müsaade etmemeliyiz. Ben sorumluluğu alamam, kimse kusura bakmasın. Geleceğe ait bir sorumluluk üzerime alamam. Arkadaşlarımıza bu konuda çok ciddi ve dikkatli olun diyorum." dedi.

Soylu, güvenlik soruşturmaları yapılırken 1, 1,5 ve 2 aylık süreçlerin oluştuğunu, bazen daha kısa sürede tamamlandığını ancak 12 bin 500 gibi çok sayıda personel olduğu için bu sürecin yaşandığını söyledi.

Güvenlik soruşturmaları konusunda dikkatli olmak zorunda olduklarını vurgulayan Soylu, "Temmuz'un 20'si gibi bize iletildi. Biz de 2 aylık süreç içerisinde 12 bin 500'ü tamamladık." bilgisini paylaştı.

Sağlık Bakanı Ahmet Demircan'ın da kendisini dün arayarak, güvenlik soruşturmasının ne zaman tamamlanacağını sorduğunu aktaran Soylu, "Onların da çok doğal olarak çalışan personele ihtiyacı var. Hizmetlerin de aksamaması lazım. Biz de haklıyız. En kısa zaman dilimi içerisinde bunu halletmeye çalışacağız. Yarından itibaren gerekli prosedürler başlar düşüncesindeyiz." ifadelerini kullandı.

- "11 milyon 238 bin yeni kimlik kartı verildi"

Bakan Soylu, yeni nüfus kağıdı, ehliyet ve pasaportla ilgili de "Şu ana kadar 11 milyon 238 bin yeni kimlik kartı verildi. Yaklaşık 20 tanesinde hata çıktı, o da bireysel hata. Girişten kaynaklanan hatalar söz konusu. Bunlar da olabilir 11 milyonda 20, bir hata sayılmayabilir. Keşke hiç olmasa tabii." değerlendirmesini yaptı.

Yeni kimlikler için günde 70-75 bin müracaat olduğunu anlatan Soylu, bu müracaatların okul, hac ve yaz öncesi dönemlerde biraz daha arttığını belirtti. 

Süleyman Soylu, pasaport, ehliyet ve nüfus kağıtlarının nüfus idarelerinden alınacağını, böylece parmak izi alınması gibi konularda kolaylıkların sağlanacağını ifade etti.

- "Bir maliyet yükselmesi söz konusu olmayacak"

Yeni pasaportların yıpranmaya karşı polikarbonlu olacağı için daha kullanışlı olacağına dikkati çeken Soylu, şöyle devam etti:

"Yeni kimlik kartları ilk başta 2-2,5 ayda gidiyordu. Şimdi artık 5 artı 2 güne indirdik. 5 gün şehir içleri, merkezde 2 günde, kırsal ve köylerde toplam 6-7 gün içinde müracaat ettikten sonra verilebiliyor. Ehliyetlerde, pasaportlarda da inşallah aynı anlayış gelecek. Ne zaman başlar? Biz 2018'in Martı gibi diyoruz. Bu arada trafik tescilleri de noterlere vereceğiz. Yapabilirsek daha önce yapacağız ama bütün hazırlıklarımızı 2018'in Martı için yapmıştık ama öne çekebilirsek bir şekilde çekmeye çalışıyoruz. Trafik tescilleri de noterler yapacak bundan sonra yani hem devlet içerisinde bu konuları bir yerde standardize etmeye çalışıyoruz hem de devletin bir takım üzerindeki taşımaması gereken yükleri de başka türlü kurumlara aktarmaya çalışıyoruz, noterler gibi. Orada da bir maliyet yükselmesi söz konusu olmayacak."

Trabzon Milletvekili olması dolayısıyla Trabzonspor'un mevcut durumuna ilişkin değerlendirmeleri de sorulan Soylu, Trabzonspor'un çok iyi oyuncuları olduğunun altını çizerek, "Özellikle altyapıdan gelen Abdülkadir, Yusuf ve diğer oyuncular bana göre çok kabiliyetliler, çok başarılılar." dedi.

İçişleri Bakanı Soylu, bu oyunculara "çabuk havaya girmemeleri" tavsiyesinde bulunarak, sürdürülebilir başarıya sahip olmanın önemine dikkati çekti.

Özellikle son yapılan transferlerin bu futbolculara çok iyi örnek olacağını kaydeden Soylu, "Ben iyi futbol ortaya koyacaklarını düşünüyorum, sonuç da gelir zaten." değerlendirmesinde bulundu.

 İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Fetullahçı Terör Örgütü'nün dünya genelindeki yapılanmasına yönelik operasyonlara ilişkin, "Türkiye aslında yuvarlağın en ortasındaki ülkeydi. Biz buraya ciddi bir hamle yapınca diğer etki alanlarında da bir sarsılma yaşadılar. Biz aslında momentumlarını bozduk. Sadece Türkiye'ye ait bir süreç değildi. Biz tam merkezindeydik." dedi

Bakan Soylu, konuk olduğu Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Soylu, Türkiye'nin terör örgütleri tarafından yeni bir tehdit algılamasıyla karşı karşıya olup olmadığına yönelik soruya cevaben, terör örgütlerine yönelik son bir yıllık süreçte yaklaşık 91 bin gözaltının gerçekleştiğini bildirdi.

Aynı zamanda 2 bin 242 teröristin etkisiz hale getirildiğini aktaran Soylu, Türkiye'nin konumu itibarıyla zor bir bölgede olmasına karşın tedbir, gereğini yerine getirebilme ve teröririzmle mücadele konusunda çok önemli adımlar atıldığını urguladı.

Soylu, "Şu anda bir komşumuzdan sol bir örgüt hareketlenmeye çalışıyor. Biz sadece onu engellemeye çalışıyor değiliz. O komşumuzla münasebet kuruyoruz, onu orada enterne etmeye, buradaki bağlantılarını ciddi bir şekilde takip etmeye çalışıyoruz."  ifadelerini kullandı.

- "Terör örgütlerinin bir tek isteği var, Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak"

Bakan Soylu, terör örgütlerinin farklı saldırılar düzenlediğine işaret ederek,  "Terör örgütlerinin bir tek isteği var, Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak ve bu devleti yönetilemez bir hale getirmek. 15 Temmuz'dan sonra hepimiz gördük ki aslında en zayıf, travmatik bir dönemimizde Türkiye kendi içerisinde gerek moral gerek motivasyon olarak öyle bir toparlandı ki geçmiş dönemlerde belki de zorlandığımız birtakım operasyonları 15 Temmuz dinamiğiyle beraber daha rahat yapabilme kabiliyetine sahip olduk." dedi.

Terör örgütlerinin Türkiye'nin turizm bölgeleri veya ekonomik gelişmelerle ilgili de atak yapmaya çabaladığını belirten Soylu, bunların tamamına karşı tedbirler alındığını kaydetti.

Soylu, FETÖ'nün Türkiye'ye, devlete ciddi zararlar verdiğini, devlet kabiliyetinin içini, istihbari kabiliyetleri, kurumları boşaltmaya çalıştığını anlatarak, örgütün oluşturduğu yöntemle akıllı, devlete katkısı olabilecek insanların önemli bir bölümünü enterne ettiğini söyledi.

- "Terör örgütü olarak kabul etmemek için direnenleri biliyoruz"

Halihazırda birçok ülkede bunları anlatarak açık bir dille uyardıklarını vurgulayan Soylu, "Türkiye aslında yuvarlağın en ortasındaki ülkeydi. Biz buraya ciddi bir hamle yapınca diğer etki alanlarında da bir sarsılma yaşadılar. Biz aslında momentumlarını bozduk. Sadece Türkiye'ye ait bir süreç değildi. Biz tam merkezindeydik." dedi.

Soylu, FETÖ ile kapsamlı mücadelenin önemine işaret ederek, "Biz bugün güçlüyüz, ayaktayız. Eğer biz bir zafiyete düşersek bunlar dışarıdan tekrar içeriye yönelik bir yüklenmeyle karşı karşıya kalabilirler. Bunu da yapabilirler. Arkasındaki uluslararası güçleri, onları hala kendi yandaşları olarak gören, onlardan medet umanları da takip ediyor, biliyoruz. Terör örgütü olarak kabul etmemek için direnenleri biliyoruz." şeklinde konuştu.

İçişleri Bakanı Soylu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bazı belediyelere kamuoyunda "kayyum" olarak bilinen "belediye başkan vekilleri"nin atandığı anımsatılarak, "Kayyumlar bölgede yaşayan vatandaşların hizmet beklentilerini karşılayabiliyor mu?" sorusu üzerine, bu konuda çok iyi verilerin oluştuğunu bildirdi.

Soylu, "Çok isabetli ve çok doğru bir karar oldu. Bu, birçok açıdan içimizi acıtıyordu. Oradaki belediyelerin teröre sağlamış oldukları finansal, lojistik, moral destekler vardı. Van'da sabah sıcak ekmek pişiyordu, Faraşin Yaylası'na, terör örgütüne, birçok noktaya sıcak ekmek gidiyordu. Bunlar hep belediyelerin araçları ile gerçekleşti. Şimdi burada Türkiye iyi bir karar verdi. Terör her ne olursa olsun bizim süpürmemiz gereken bir olaydır." değerlendirmesinde bulundu.

Bölgede kaynak, para ve yatırımın bir dönem teröre gittiğine ve vatandaşların hizmet alamadığına dikkati çeken Soylu, şöyle devam etti:

 "Şimdi Hakkari'nin 90 kilometre olan şehir şebeke suyu tamamen yenileniyor, tamamen. Ayrıca özellikle daha önce evlere 2 saat su veriliyordu. Bu on yıllarca böyle gitti. Şimdi 10 saat su veriliyor, inşallah bu yılın sonu itibarıyla su problemi tamamen Hakkari'de çözülecek. Sadece Hakkari'den bahsediyorum, kanalizasyon sistemi yoktu 130 kilometre kanalizasyon sistemi yapıldı. Şırnak'ta ilk kez 105 kilometre sıcak asfalt yapıldı."

- Belediye başkan vekillerinin vatandaşlarca benimsenmesi

Bakan Soylu, "Halkta bir benimseme var mı?" sorusuna karşılık, bunun olmamasının mümkün olmadığını vurgulayarak, Doğu ve Güüneydoğu illerinde vatandaşları merkeze alan projeleri tablolarla anlattı.

Soylu, Şırnak'ın İdil, Diyarbakır'ın Kulp, Van'ın Erciş ve Ağrı'nın Tutak ilçelerinde yapılan çalışmalardan örnek verdi.

Aynı zamanda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ gibi kuruluşların bölgede yenileme projelerini sürdürdüğünü anımsatan Soylu, sadece terörle, teröristle değil aynı zamanda terörizmle mücadelenin de yürütüldüğünün altını çizdi. Ramazan ayında on binlerce insanın Erciş'in etrafında iftar yaptığını anlatan Soylu, bunun muhteşem bir iklim olduğunu dile getirdi.

Bu iklimin oluşmasında söz konusu çalışmalar, bölge ekonomisinin gelişmesine yönelik adımlar ile batıda, kuzeyde, güneyde bulunan diğer belediyelerin bölgedeki belediyelere "Biz kardeşiz" duygusunu hissettirmesinin ve destek olmasının etkili olduğunu vurguladı.  Bakan Soylu, terörün vermiş olduğu zararı ortadan kaldırmak için samimi bir gayret gösterildiğini kaydetti.

- "Esnafa 590 milyon borç ödendi"

Bakan Soylu, Şemdinli'de de önemli çalışmalar yapıldığını belirterek, şunları kaydetti:

"Neye rağmen bu? Muhammet Safitürk'ün katledilmesine rağmen. Yani terör örgütü boş durmuyor. Terör örgütü orada kendi tabanını kaybedeceğini düşündüğü için hala bizim kaymakamlarımızı hedef alıyor. Bu arkadaşlarımız orada kahramanca bir iş yapıyorlar. Şunu da söylemem lazım, kim memnun belediyelerin bu hizmetlerinden? Esnaf. Alışveriş oluyor. Belediyeler borçlarını ödeyemiyorlardı, esnafa 590 milyon lira borç ödendi bu alandaki kayyum belediyelerde şu ana kadar.

Yani orada hem hayatın olağan akışının en iyi şekilde sağlanmasını hem devlet ve millet arasındaki kucaklaşmayı hem birtakım nedenlerden oluşturulan sürtüşmelerin tamamen ortadan kaldırılmasını sağlayabilen ciddi bir adımdır."

Spor, semt sahaları, çevre dostu otobüsler gibi binlerce hizmet alanında her bir belediyenin başarılı çalışmalar yürüttüğünü aktaran Soylu, "Anladım ki bizim kaymakamlarımız da aslında belediyecilik konusunda iyi bir gözlem edinmişler." dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Türkiye gibi insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ile beraber terörle mücadele eden başka bir ülke söz konusu değil. Düzensiz göçle ve terörle mücadele edeceksiniz, turizmi büyüteceksiniz, sanayi üretimini artıracaksınız, ülkeyi büyüteceksiniz, seçim ve referandum yapacaksınız, bütün bunları yaparken de treni raydan çıkarmayacaksınız." dedi.

Bakan Soylu, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Okul servis araçları ile ilgili Ulaştırma, Milli Eğitim ve İçişleri Bakanlıklarının bir araya gelerek çalışma yaptığını, bakanlar olarak kendilerinin de ayrıca değerlendirmede bulunduğunu ifade eden Soylu, bir yönetmelik taslağı hazırladıklarını kaydetti. Söz konusu yönetmelik taslağının Başbakan Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile değerlendirdikten sonra kısa süre içerisinde çıkartılacağını belirten Soylu, çok önemli tedbirlerin alınacağını söyledi.

İhale süreçlerinden araç sürücülerine, araçlardaki güvenlik önlemleri ve kontrol tedbirlerine kadar her bakanlığın kendine ait alanlarda ciddi tedbirler alacağını ifade eden Soylu, "Karşı karşıya kaldığımız süreçleri tekrar yaşamak istemiyoruz." diye konuştu.

Soylu, "Emniyet kemerinin yeni modelde nasıl olacağından araç takip sistemine, kimlerin bu araçları sürebileceğinden bu araçların hangi kusurlarla görevden men edileceğine kadar atılacak bütün adımlara karşı ciddi çalışma ortaya konuldu. Bir iki redaksiyonu yaptıktan sonra Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile görüştükten sonra kamuoyu ile paylaşacağız." ifadelerini kullandı.

- Türkiye'deki sığınmacılar

Türkiye'de 3 milyon 200 bin Suriyeli sığınmacı olduğunu, kayıtlara göre bunun 230 bin 744'ünün kamplarda bulunduğunu bildiren Soylu, Irak'tan yaklaşık 250 bin sığınmacı geldiğini ayrıca  Afganistan, Pakistan ve Somali'den gelenler bulunduğunu belirtti. Soylu, Türkiye'de yaklaşık 4,5 milyon göçmen olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye göç konusunda çok üst bir noktaya geldi. Bir günde 9 bin 800 Suriyelinin Yunanistan'a ait adalara geçişi gerçekleştiriliyordu. 2017 ortalamamız 70'tir. Ağustos ve eylül aylarında hava şartlarından dolayı arttı. Bir de başka bir durumla karşılaştık. Özellikle 13 Ağustos'tan itibaren ilk kez Karadeniz'de başladı, bin 71 göçmen yakaladık, 480 de Romanya'ya geçti. Yine aynı göç yolu üzerinden. Bunu anladığımız andan itibaren gerek hava gerek diğer taşıtlarımızla önlem aldık. Yaklaşık 18 gündür bir tane göçmeni öbür tarafa kaçırmıyoruz."

Bakan Soylu, düzensiz göçün Türkiye için en önemli problemlerden biri olduğuna değinerek, "Geçen gün Hakkari Şemdinli Derecik'te çok kötü ve acı bir olay yaşadık. PKK, Kuzey Irak tarafından oraya havan attı. Çok küçük bir çocuğu çok sıkıntılı bir duruma getirdiler. Türkiye'de sivillerle ilgili hassasiyet gösteren PKK'nın sözde partisi ve insan hakları savunucularına sesleniyorum; bir tekinin bile sesi çıkmadı. PKK böyle bir şey yapınca kimsenin sesi çıkmıyor. Böyle bir garip tablo ile karşı karşıyayız. 2017'nin başından itibaren 40 sivil hayatını kaybetti. Bunlar işçi, elektrik teknisyeni, öğretmen... Yalan, tezvirat ve Türkiye'yi terörle mücadeleden yoksunlaştırmak için zafiyet haline getirebilmek için söylenen sözlere insan hakları kılıfı koyuyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin çok ciddi ve dikkatli bir şekilde terörle mücadele ettiğini anlatan Soylu, "Türkiye gibi insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ile beraber terörle mücadele eden başka bir ülke söz konusu değil. Düzensiz göçle ve terörle mücadele edeceksiniz, turizmi büyüteceksiniz, sanayi üretimini artıracaksınız, ülkeyi büyüteceksiniz, seçim ve referandum yapacaksınız, bütün bunları yaparken de treni raydan çıkarmayacaksınız. Bir de demokrasiye sahip çıkacaksınız." dedi.

Soylu, "Biz hukuka ve demokrasiye uygun iş yapmasak ipliğimizi pazara çıkarırlar. Bu kadar basit. Yaptığımız doğru işlerde bile çoğu zaman saldırı ile karşı karşıyayız ki açık dahi bulamıyorlar." diye konuştu.

- Uyuşturucu ile mücadele

Uyuşturucu ile mücadele ve okul çevrelerinde alınacak önlemleri de değerlendiren Soylu, Türkiye'nin uyuşturucu konusunda ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğunu söyledi. Uyuşturucu sorununun topyekun çözülmesi gerektiğini, bunun aynı zamanda bir terör sorunu olduğunu ifade eden Soylu, PKK'ya uyuşturucu gelirlerinden 1,5 milyar dolar para gittiğini kaydetti. Uyuşturucunun aynı zamanda Türkiye kültürünü de erozyona uğrattığını belirten Soylu, şöyle dedi:

"Ucuz uyuşturucular, bonzaiden kimyasal uyuşturucuların tamamına kadar hepsi Batı'dan geliyor. Türkiye sadece bir transit ülke değil aynı zamanda hedef ülke konumunda. Bu bizim gençliğimize yöneliktir aslında. Çocuklarımızı kimyasal uyuşturucularla beraber öldürmeye çalışıyorlar. Kimliğimizle, medeniyetimizle, ahlakımızla, anne-baba ve aile ilişkilerimizle oynuyorlar. Bu çok net bir şey. Biz bu konuda hükümet, devlet ve tüm kurumlarla, sivil toplum örgütleriyle bir seferberlik içerisindeyiz. Bunu daha da arttırmalıyız. 'Sivil toplum neyle uğraşmalı' derseniz bana göre en çok bu alanla uğraşması gerekir. Ağaç dikiyorsunuz başımızın üzeri, dikilen fidanlarımızı koparmaya çalışıyorlar."

İçişleri Bakanı Soylu, "Son bir yılda yakalamalarımız iki kat, operasyonlarımız ise üç kat arttı. Bu çok net. Birçok emniyet görevlimiz ihraç edildi. Buna rağmen 50 ile narkotimleri yaymaya çalışıyoruz. Tüm okul önlerine güvenli eğitim koordinasyon görevlisi oluşturuyoruz. Okul ve ailelerle, muhtarlarla, öğrencilerle... Okullarda dışarıyı gözetleyebilmek için kamera sistemi getiriyoruz. Bütün bunların adımlarını hızlı atıyoruz. Uyuşturucuyu kaynağında kurutmaya çalışıyoruz." diye konuştu.

Kurumsal hafıza oluşturmak için Uyuşturucu ile Mücadele Uygulama Politika Belgesi oluşturduklarını da kaydeden Bakan Soylu, vali, kaymakam, emniyet müdürleri ve jandarma komutanları ile bu politikaların paylaşıldığını anlattı.

Geçen yılın 8 aylık bölümüyle kıyaslama yapıldığında uyuşturucu miktarı yakalamada yüzde 212, uyuşturucu hap yakalamalarında ise yüzde 195 artış olduğunu bildiren Soylu, Lice, Faraşin gibi kenevir ekim bölgelerine ciddi operasyonlar yapıldığını, geçen sene kenevir ekilen yerlere bugün buğday ekildiğini ifade etti.

Türkiye'nin deniz ve kara sınırlarını kontrol altında tutmak için teknolojiyi en iyi şekilde kullandıklarını da belirten Soylu, bunun için de hiçbir maliyetten sarfınazar edilmediğini çünkü insan hayatının önemli olduğunu vurguladı.

- "Uyuşturucu konusunda sertiz, kimse bizden yumuşaklık beklemesin"

Trafik ve okul güvenliğinin sağlanmasına yönelik çalışmaların valilerin haftalık güvenlik toplantılarının gündemine alındığını da belirten Soylu, şunları kaydetti:

"Terör ve güvenlik, hükümetimizin öncelikli meselesidir. O açıdan bize yönelik bir pozitif ayrımcılık söz konusu. Bu pozitif ayrımcılığı istismar etmeden kaynaklarımızı da tutumlu kullanarak mücadelemizi aynı şekilde devam ettirmeye çalışıyoruz. Uyuşturucu meselesinde bir kere sertiz. Bunun bilinmesini isteriz. Hiç kimse bizden bu konuda bir yumuşaklık beklemesin. Benim güvenlik kuvvetlerimize, valilerimize bizzatihi bu konuda söylediklerim var. Kararlılığımız var. Türkiye'yi bu beladan kurtarabilmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz ve mesafe de alıyoruz. Ama bunun ciddi bir mesele olduğunun bilinmesi gerekir."

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, uyuşturucu ile mücadele kapsamında sokakların aydınlatılmasından metruk binaların yıkılmasına kadar birçok adımı seri bir şekilde attıklarını sözlerine ekledi.