Küresel aktörlerin Türkiye’de kamuoyunu yönlendirme ve iç siyaseti yeniden dizayn etme çabalarının gündemi belirlediği son günlerdeki tartışmalarda, MHP’den sık sık söz edildiği ve fırsattan istifade eski kirli defterlerin açıldığı gözlemlenmektedir.

Dün bir televizyon kanalında gazete manşetleri değerlendirilirken; Türkgün’ün gündem paralelinde attığı “Aynı senaryo aynı oyun!” manşeti de masaya yatırılmış, konu 57. hükümet döneminde olup bitenlere geldiğindeyse programa katılan gazeteci Ali İhsan Karahasanoğlu, MHP hakkında içinde biriken erik kurularını ortaya dökmüştür.

MHP muarızlığından beslenen gazetecilerden biri olan Karahasanoğlu’nun; gerek 57. hükümet dönemiyle, gerekse sonrasıyla ilgili isabetsiz ve yanlı değerlendirmelerinde; FETÖ’nün yol açtığı bilgi kirliliğiyle dolu çöp kutusu gibi bir hafıza, mahvolmuş karışık bir zihin, hakka tecavüzden sabıkalı kapkara bir vicdan sırıtmaktadır.

  Evvelce yüzlerce kere tekrarlanmış ve kamu vicdanına sinmiştir ki 57. hükümet, geçmişte Türkiye’nin egemenlik haklarını çiğneyen dış müdahalelerle uluslararası ölçekteki manipülasyonlara karşı çıktığı ve bağımsızlık yanlısı politikalar takip ettiği için dağıtılmıştır.

  O dönemde 57. hükümetin ayakta kalması ve ülkenin bir siyasi belirsizliğe sürüklenmemesi için MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli Başbakan Yardımcısı sıfatıyla elinden gelen azami gayreti göstermiştir.

Ancak gerek koalisyon ortaklarının oyuna getirilmesi ve gerekse küresel aktörlerin taşeronu olan Kemal Derviş’in birinci ortak DSP’yi bölüp ve yeni bir parti kurmak için içerideki kifayetsiz muhterisleri tahrik etmesi sonucu, hükümete güven sarsılmış, koalisyon daha fazla yürüyememiştir.

57. hükümet Türkiye’nin istikrarına göz dikenler tarafından parçalanmış ve alınan ekonomik tedbirlerin meyvesi toplanamadan da iktidardan inmiştir.

MHP, 2007’den itibaren Cumhurbaşkanlığı seçimi ve başörtüsü krizi gibi meselelerin çözümünde hep yapıcı ve eksikleri tamamlayıcı rol üstlenerek, Türk demokrasisinin dinamik unsurların engellemelerine takılmadan tıkır tıkır işlemesi için üzerine düşeni hakkıyla yerine getirmiştir.

MHP, Türkiye’ye dönük iç ve dış tehditler karşısında millî bilincin ve direncin kökleşip yerleşmesi için üstün gayret göstermiştir.

Küresel aktörlerin bölgede ve ülkede döndürdüğü dolaplarla ilgili her dönemde hükümetleri ikaz eden MHP, tehditlere karşı devletin elini güçlendirmek için millî mutabakat zemini oluşması yönünde çaba sarf etmiştir.

15 Temmuz ihanet kalkışması sırasında ve sonrasında milletimizin gösterdiği destansı varlık ve bütünlük refleksinin temelinde, MHP’nin hem fikriyatının hem de siyasi duruşunun harcı inkâr edilemez.

MHP’nin Türk siyasetinde oyun kurucu, dominant ama aynı zamanda yapıcı, birleştirici, kaynaştırıcı ve sorumlu siyasetinin Türkiye’ye getirisini tartmaya, elbette Karahasanoğlu gibi gazeteci müsveddelerinin mecali yetmez.

Bugün Türk siyasi hayatında görünen odur ki uluslararası dolar baronları tarafından, küresel sermayenin yakın mazideki mutemet adamı Kemal Derviş’in birbirinden kötü, üçüncü, hatta beşinci sınıf kopyaları ve versiyonları birer birer sahaya sürülmeye başlamıştır.

Dünyanın jandarmalığından bir türlü vazgeçmeyen ve Orta Doğu’da İngiltere’den devraldığı emperyalist misyonu sürdürme çabası içindeki ABD de, bölgenin bu en önemli ülkesini avucunda tutmak için 2009’dan itibaren Türkiye’de iç siyasete yön verme çabalarını hızlandırmıştır.

Tesadüf olmasa gerektir, bugün AK Parti’de “bir bölen” güruhundan Ali Babacan’ın arkasındaki cambaz oynatıcısı Abdullah Gül Cumhurbaşkanı iken; 2009’da sözde Kürt meselesi için iyi şeyler olacağını ilan etmiş, ardından da açılım ve çözüm adı altında çözülme süreci başlatılmıştır.

Şükür ki milletimizin feraseti yanında maşeri vicdanın sesi ve millî egemenliğimizin, varlık azmimizin gönüllü bekçisi olan MHP’nin tavizsiz, kararlı ve sağlam politikalarının da katkısıyla bu kirli süreç başarısızlığa uğratılmıştır.

Başını ABD’nin çektiği küresel aktörler, aynı dönemde FETÖ’yü devreye sokmuş; bu kanlı örgüt, millî direnişin merkezindeki MHP’yi ele geçirmeye çalışmış ama başarılı olamamıştır

Tarihin tekerrür ettiği tezi şüphe yok ki büyük ve acı tecrübelerin sonucunda ortaya atılmıştır.

Türk siyasetinin bugün arz ettiği hazin manzara da göstermektedir ki tarih tekerrür etmekte, 2023 küresel güç vizyonuna doğru emin adımlarla ilerleyen Türkiye’nin önünü kesmek için yeni senaryolar sahneye konmaktadır.

Uluslararası aktörler kendilerine yeni piyonlar, yeni maşalar, bendeler ve taşeronlar bulmuş, günün dinamiklerine uygun cambazlar yetiştirerek bellerine ip bağlamıştır.

Sahneye yeni partiler, yeni oluşumlar çıkmaya başlamış; kendilerinde “gelecek” vehmeden bir takım yalancı pehlivanlar “yapraktan kispetler” giyinmeye başlamıştır.

Pensilvanya’dan esen rüzgârların kaldırdığı yapraklar, topraklarımızda esen Cumhur İttifakı fırtınasının önünde sürüklenip savrulacaktır.

Geçmişte sayısız örneği görülmüştür, millet ana gövdeden kopan dalları odun niyetine sobaya doldurmuş, serseri rüzgârların savurduğu yaprakları da faraşa doldurup çöpe atmıştır.

Atalarından miras kalan kültür ve medeniyet birikiminin ufkunda, ülkesinin güneş gibi yükselişine ve geleceğine göz dikenleri, Türkiye’nin büyük yürüyüşünü durdurmak isteyenleri, bizzat millet etkisiz hâle getirecektir.

Milletimiz, kendi kaderinin havada uçuşan yapraklarla aynı akıbete uğramasına geçmişte izin vermemiştir; bugün de, gelecekte de vermeyecektir.

Hep hatırlatıyoruz, bir kez daha hatırlatalım:

Cumhur İttifakı sıradan bir siyasi çıkar işi birliği değil, Türkiye’nin yarınlarına göz dikenlerin kirli emellerinin boşa çıkarılması, 2023 hedeflerine kazasız belasız ulaşılması için millî mutabakat zemininde oluşturulmuş bir kader ortaklığıdır.

MHP’siz Meclis hayalleri kuran bahtsızlara da diyeceğimiz şudur:

Böylesi rüyalara yatanlar kâbuslarla uyanmış, MHP’ye geçmişte kabir yeri öngörenlerin mezarını bizzat millet kazmıştır.

  MHP, bugünlere kirli oyunları bozarak, alçakça tezgâhları dağıtarak gelmiştir.

MHP; kuruluşundan beri üstlendiği tarihî misyondan asla vazgeçmeden, uğrunda mücadele ettiği değer ve ilkelerden asla kopmadan; Türkiye’ye dönük, milletimize yönelik hainane hesapları yıkmaya devam edecektir.