MHP İstanbul Milletvekili İzzet Ulvi Yönter, TBMM Genel Kurulu’nda 491 sayılı İş Mahkemeleri Kanun Tasarısı'nın 13. maddesi ile ilgili MHP Grubu adına söz aldı.

MHP İstanbul Milletvekili İzzet Ulvi Yönter yaptığı konuşmada; İşçi ve işveren alacak ve tazminatı ile işe iade taleplerinde dava açılmadan ara bulucuya başvurulmuş olması zorunlu hâle getirilmektedir. Bu yolla yargının iş yükünün azaltılacağı öngörülmektedir. Yargının hızlı işlemesi kesinlikle çok önemlidir ve bizim de görüşlerimiz arasındadır. Önemli olan yargının hızlı işlemesinin yanında aynı zamanda adil olması, adil işlemesidir. Milliyetçi Hareket Partisinin seçim beyannamesinde, parti programında yargılama sürecinin hızlı, güvenli, etkin, adil, süratli bir şekilde yapılması, temin edilmesi hedeflenmiştir.

Tasarıyla zorunlu hâle getirilen ara buluculuk mekanizmasının yargıdaki iş yükünü hafifleteceği, davaları hızlandıracağı açıktır fakat yeni sistemde işçi ve işveren arasında adaletsizliği ortadan kaldıracak tedbirler maalesef yetersizdir. Bilindiği üzere, işverenler mevzuata ve uygulamaya hâkim olmalarına karşı çoğu işçimiz bu teknik bilgilere maalesef sahip değildir. İşçiler hem sosyal hem ekonomik anlamda işverenler karşısında dezavantajlı pozisyondadır. Bu nedenle, bu süreç, tasarıda getirilen uzlaşma yöntemi ve ara bulucu sistemi işçinin aleyhine riskler taşımaktadır. Ara buluculuk mekanizması doğası gereği karşılıklı fedakârlığa dayanıyor. İşçi alacakları miktar olarak mahkeme önünde elde edilenlerden doğal olarak yine az olacak.

Kısaca işçiler, hakları olan alacaklarının bir kısmından vazgeçecekler ya da vazgeçmek zorunda kalacaklar.

Bugün işçi ve işveren arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin sorunlarına çözüm olmak için çalışıyor, bir şeyleri ortaya koymaya uğraşıyoruz. Yargıdaki iş yükünü hafifletmek için alternatif yaklaşımları masaya yatırıyoruz fakat iş hayatındaki asıl sorunları konuşmuyoruz, gündeme taşımıyoruz. Kayıt dışı çalışmanın, taşeronlaşmanın, asgari iş güvenliği uygulamalarının, yetersiz sendikalaşmanın önüne geçemediğimiz sürece ne işçiyi ne işvereni ne de ekonomimizi kurtarabiliriz. Her dönem söz verilmesine rağmen atanamayan öğretmenlerimiz sorunludur, atama beklemektedir, taşeron firmalarda çalışan kardeşlerimiz kadro beklemektedir, polislerimiz uzanacak el beklemektedir. Uzman çavuşlarımız, uzman jandarmalarımız, ön lisans mezunu kardeşlerimiz, lisan mezunu kardeşlerimiz hayatın her alanında haklarına ulaşmak istemektedir. Bu nedenle iş dünyasını düzene sokmadan, iş mahkemeleriyle ilgili bir hukuki düzenleme yapmadan önce aslında biz yaşadığımız sorunları tüm boyutlarıyla gözden geçirmek ve konuşmak durumundayız” dedi.