MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın ““Siyasi hilkat garibesi” gibi tepinen Akşener; üslubunu alçaltarak, dilini kirleterek, duruşunu çirkinleştirerek, saygısızlığı bir elbise misali örtünerek “ar şişesini” çoktan kırdığını göstermiştir” dedi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, gün geçtikçe seviyesizliğin dozajını arttıran Meral Akşener’e cevap verdi.

Semih Yalçın’ın açıklaması şu şekilde:

Türk milleti zekidir, feraset ve basiret sahibidir. Hainin havfli olduğunu da, dostun acı söylediğini de bilir.

Türk milleti; kimlerin ihanet şebekeleriyle iş tutup kırıştırdığını, kimlerin emperyalizme taşeronluk ederek Pensilvanya’ya, Washington’a Türkiye’nin geleceğini peşkeş çekmeye çabaladığını da iyi bilir.

Milletimiz; gerçekleri yalanlardan çok mükemmel tefrik eder, dostla düşmanı da birbirinden ustaca ayırt eder.

Sandık önüne geldiğinde de herkesin hakkını avcuna koyar.

İP Müdiresi Akşener, “mevhum” tehditlere pabuç bırakmayacağını öne sürerek yalancı pehlivanlar gibi peşrev çekip sahte kabadayılar misali efelenmektedir. Ama millete ters giydirmeye çalıştığı FETÖ pabucunun ne kadar pahalıya patladığını sandıkta görecektir.

İP’in Müdiresi “Bahçeli koltuk için adam vurur” diyerek yine siyasetini bayağılaştırmıştır. Sayın Genel Başkanımıza edepsizce, seviyesizce dil uzatan Meral Akşener; bir hanımefendide bulunması beklenen ağırbaşlılık, zarafet, nezaket ve nezahetten yoksun olduğunu bir kez daha ispatlamıştır.

İlahî kudretin kendisine sunduğu nazif ayrıcalıkları inkâr edercesine “siyasi hilkat garibesi” gibi tepinen Akşener; üslubunu alçaltarak, dilini kirleterek, duruşunu çirkinleştirerek, saygısızlığı bir elbise misali örtünerek “ar şişesini” çoktan kırdığını göstermiştir.

Hazret-i Ali’nin “Susmak vakardır.” sözünü yalanlarcasına her geçen gün daha da gevezeleşerek “dırdır makinesi” hâline gelen İP Müdiresi, “yılın politika vırvırcısı” unvanını fazlasıyla hak etmektedir.

Töre, örf ve âdet, gelenek, adabımuaşeret gibi konulardaki fukaralığını ve nasipsizliğini her vesileyle belli eden İP Müdiresi Akşener’in düştüğü durum; sıradanlıktan ve siyasi düşkünlüğünden de öteye kepazelik, rezilliktir.

Akşener; kamuoyuna yansıyan kulak tırmalayıcı, cırlak ve çatlak sesi, itici ve çirkin üslubuyla geleneksel kenar mahalle dedikoducularına bile rahmet okutmaktadır.

İP Müdiresi Akşener, “Pensilvanya’nın cumhurbaşkanı adayı” unvanını hak etmek için doğrusu elinden geleni yapmaktadır.

Bütün bu çirkinlik ve yakışıksızlıkların; Pensilvanya Kardinali tarafından kendisine pek yakıştırıldığına, üzerinde işlemeli bir şal, bir samur kürk gibi durduğunun düşünüldüğüne şüphemiz yoktur.

Merak ettiğimiz şey şudur: Bu hanım; 15 Temmuz ihanet teşebbüsünün failleriyle aynı kulvara savrulduğunun farkında değil midir, yoksa bir bildiği mi vardır?

15 milletvekilini İP’e muta nikâhıyla gönderen ve siyasetin ahlakını yerle yeksan eden CHP’lilerinse bu konuda söz söyleme hakları yoktur.

CHP sözcülerinin MHP Liderine bu hususta laf yetiştirmeye çalışmalarının nedeni, kirli tezgâhlarının ve ahlak dışı tutumlarının bu vesileyle ayan beyan ortaya çıkmasından telaşlanmış olmalarıdır.

Telaş etmekte de hakları vardır, çünkü sandık adaletinin ve millî iradenin yeniden tecellisi yaklaşmaktadır.

CHP’liler; millet terazisinde tartılmanın, sözde adalet için yolları arşınlamaya benzemediğini 24 Haziran’da göreceklerdir.

Unutulmamalıdır ki FETÖ, algı çalışması ve operasyonları konusunda sabıkalıdır.

Bu ihanet şebekesi geçmişte kazı koz, pireyi deve, kediyi aslan, tavşanı kurt, çakalı sırtlan gösterme konusunda mahirane algı operasyonları yapmıştır.

Aslanı kediye, kurdu tavşana boğdurmak için her türlü oyunu sahnelemiştir.

FETÖ, siyasetçilerin onurları ve haysiyetleri ile oynanarak, haklarında akıl almaz iftira ve yalanlar üretilerek onların milletin gözünden düşürülmesi konusunda hayli birikim sahibidir.

FETÖ sanılandan daha tehlikeli ve derin bir örgüttür.

Henüz siyasi ayağı da tamamen deşifre edilememiştir.

Yurtta Sulh Konseyi’nde siyaset kulvarından kimlerin yer alacağı konusu açıklığı kavuşturulamamıştır.

Hâl böyleyken seçim sathımailine girildiği bir zaman diliminde FETÖ’nün boş durmayacağı, seçmen algısına yönelik çabalara girişeceği, kripto bütün unsurlarını harekete geçireceği muhakkaktır.

çerçevede FETÖ mensuplarının rövanşist bir mantıkla hareket ederek intikam almak ve kâr sağlamak üzere sandık sonucuna etki etmek isteyeceğini, hatta bu yolda şimdiden pabuçları giyip kolları sıvadığını söylemek abartı olmayacaktır.

Örgüt mensupları, FETÖ ile mücadele eden iktidarın, bu mücadeleye güç kazandırmak ve başarıyla sonuçlandırmak niyetiyle oluşturulan cumhur ittifakının aleyhinde sinsi çabalara girebilir.

Hepsi azılı birer propagandist, algı mühendisi olup çıkabilir.

Emre Uslu’nun verdiği mesajı değerlendiren kripto FETÖ unsurları ile onları çeşitli kanallardan destekleyenlerin, 100 bin imza ameliyesine omuz vermeleri pekâlâ mümkündür.

Bunun araştırılması devletin güvenlik birimlerinin yalnızca meşru hakkı değil, aynı zamanda görevidir.

“Su uyur düşman uyumaz.” şeklindeki atasözü sıradan bir tespit değildir. FETÖ konusunda daima müteyakkız ve uyanık olunmalıdır.

Bütün mesele bundan ibarettir.