MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman "18 Mart 2018’de 12’nci Olağan Büyük Kurultayımız emsalsiz bir vakarla bizzat iradenin sahibi Milliyetçi Ülkücü Hareket’in muazzez takdir ve tercihiyle yapılacaktır. 18 Mart 2018’de hem Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümü yâd edilecek, hem de Türk milliyetçileri yeni bir zafer umuduyla tarih yazacaklardır." dedi.

MHP Genel Sekreteri ve Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman 18 Mart 2018'de yapılacak olan MHP 12. Olağan Büyük Kurultayı'na davete ilişkin bir basın açıklaması yaptı.

Büyükataman'ın açıklaması şu şekilde:

18 Mart 2018’de 12’nci Olağan Büyük Kurultayımız emsalsiz bir vakarla bizzat iradenin sahibi Milliyetçi Ülkücü Hareket’in muazzez takdir ve tercihiyle yapılacaktır.

18 Mart 2018’de hem Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümü yâd edilecek, hem de Türk milliyetçileri yeni bir zafer umuduyla tarih yazacaklardır.

Milliyetçi Hareket Partisi; doğru siyaseti, davasında eritmiş, ülküleriyle devleşmiş engin ve yürekli doğru insanlarla takip ve icra eden millet eseri, Türk-İslam ülküsünün yadigârıdır.

Ancak bazen, doğru bir siyaset izlerseniz, yanlış zamanda bulunursunuz. Zaman doğru olur, bu defa da siyaset yanlışa gömülebilir. Durum ne olursa olsun, şartlar nasıl gelişiyorsa gelişsin; ilkeli olmak, tutarlı davranmak, ahlaklı ve milli duruş göstermek, eğilmeden, bükülmeden milliyetçi şuura sahip çıkmak fazilettir, fikri bereket ve kuvvettir.

Milliyetçi Hareket Partisi, oldukça sıkıntılı dönemde devletinin ve milletinin yanında ne pahasına olursa olsun tavizsiz şekilde duracak, hiçbir gayri meşru oluşum veya çeteleşmeye aman vermeyecektir.

Türkiye’nin milli ve tarihi çıkarlarını korkusuzca savunmak, darbecilerin ve her türlü teröristin karşısında azim ve kararlılıkla milli duruş sergilemek Milliyetçi Hareket Partisi’nin 49 yıllık misyonudur.

“Dalından kopan yaprağın akıbetini rüzgâr tayin eder.” Bu sebeple bağlı bulunduğun ağaçtan kopmamak gerekir ya da bu kopuşun kendini rüzgâra teslim etmek olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Yolun sonunda bir oraya, bir buraya savrulmak vardır.

Rahmetle andığımız merhum şairimiz Arif Nihat Asya'dan mülhem diyebiliriz ki, biz ışığı önümüze aldık yürüyoruz, gölgemiz arkamızdan ister gelsin ister gelmesin.

Unutmayınız ki, milliyetçilik Türkiye’nin ruhudur. Bu ruh zapt edilmedikçe,  bu ruh hapsedilmedikçe, bu ruh çözülüp dağıtılmadıkça bu vatana, bu devlete, bu millete yan gözle bakmak bile mangal gibi yürek, bu da yetmez demir gibi bilek ister.

Bu mücadeleyi verecek nesiller Ülkücüdür, bu mücadeleyi sürdürmüş kahramanlar davayı omuzlayıp fitneden, fücurdan, dedikodudan, gıybetten, ihanetlerden ve şer güçlerden titizlikle koruyarak bugünlere gelmişlerdir.

Türkiye’nin ve Türk milletinin geleceğinin aydınlık olacağına içtenlikle inanıyor, bunun için de fedakârlıktan kaçınmayacağımızı hassaten dile getiriyoruz.

Bize göre fedakârlık karşılıklı ise anlamlıdır. Biri feda ederken, diğeri kar ediyorsa buna dense dense ticaret denecektir.

Milli ve ilkeli duruş, sabırlı ve sorumlu tavır, ahlak ve akıl dolu tutum siyasetimizin omurgasını teşkil edip, ana çatısını örmektedir.

Bu yüzden Milliyetçi Hareket Partisi 49 yıl önce milletinin gövdesinden doğup on yıllar içinde eşsiz gönlünde taht kurmayı başarmıştır.

Milliyetçi Hareket; kaostan geçim, krizden seçim yapan bir parti olmamıştır.

Bizim Türk tarihine karşı ihmal edemeyeceğimiz sorumluluklarımız vardır.

Bizim aziz ecdadımıza karşı ertelenmesi düşünülemeyecek vefa ve sadakat borcumuz da bilinmektedir.

Ve bizim gelecek nesillere, geleceğin büyük Türk ülküsüne karşı şimdiden yapacaklarımız, yapmak zorunda olduğumuz görevlerimiz ortadadır.

Türkiye Cumhuriyeti, Anadolu coğrafyasında 95 yıl evvel kurtuluş destanını kanlarıyla yazan kahramanların fedakârlıklarıyla kurulmuştur.

Aynı zamanda bekası ve ebediliği şehitlerimizce tescillenmiş son Türk devletidir.

Türkiye Cumhuriyeti bizzat Türk milletinin iradesi ve emperyalizme meydan okuyan emsalsiz cesaretiyle tarih sahnesindeki yerini almıştır.

Türkiye’nin hak ve hukukundan taviz vermek, Türklüğün şan ve şerefine leke düşürmek asla onaylamayacağımız bir çürümedir ki, bizim için böylesi bir şuursuzluk Cehennemin diğer ismidir.

Çok şükür nesilden nesile omuzlarda taşınan, kalplerde bayraklaşan milli ve manevi emanetlerin ziyadesiyle bilincindeyiz.

Hiçbir bedbahtın bize parmak sallamasına da tahammül edemeyiz.

Hiçbir densiz ve aklını nifak seline kaptırmış şahsiyetsizden alacak, öğrenecek ve görecek bir şeyimiz de yoktur.

Milliyetçi Hareket Partisi her türlü kumpasa, her kirli oyuna rağmen hamd olsun diridir, dimdik ayaktadır.

Direncimizi kırmak isteyenler çok bekleyecektir.

Her türlü bozguncu emel ve hedef duayla örülmüş manevi duvarlarımızı aşmaya çalışsa da, dün olduğu gibi yine kırılıp, dağılıp püskürtülmeye mahkûm olacaktır.

Bilinsin ki, hain ve işbirlikçiler bu davayı aşamayacak, Türk-İslam ülküsünü alt edemeyeceklerdir.

Milliyetçi-Ülkücü Hareket Türkiye sevdasından, Türklüğe duyduğu derin bağlılıktan sonu ölüm de olsa, ödül de olsa asla ödün vermeyecektir.

Biz, Türkiye ve Türk milleti için dün fedakârlık yaptık, gerekirse, yeri gelirse yine ve yeniden yaparız.

Fakat bu varoluşumuzun hilafına olmamalıdır, olmayacaktır.

İnancımız odur ki, partimizin ve dava arkadaşlarımızın yarım asırlık mücadelesi, sahip oldukları yüksek ahlak ve sorumluluk duygusu, tuzak ve hilelere karşı uyanık duruşları ve tesirlerden uzak duran bağımsız karar verme tutumları millet ve maşeri vicdan tarafından mükâfatlandırılacaktır.

18 Mart 2018’de 12’nci Olağan Büyük Kurultayımıza vatan, millet ve devlet ortak paydasında buluşacağımız her bir vatandaşımızı bekliyoruz.