TBMM (AA) - TBMM Genel Kurulunda, MHP, HDP ve CHP'nin verdiği grup önerileri görüşüldü.

Genel Kurulda ilk olarak, Danışma Kurulunda oy birliği sağlanamadığı için Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile birlikte köy ve mahallelerde yaşanan sıkıntıların bugün görüşülmesine yönelik MHP'nin grup önerisi ele alındı.

MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek önerge üzerinde yaptığı konuşmada, ilgili kanun ile bazı köylerin tüzel kişiliğinin kaldırıldığını ve bu nedenle birçok köyün hizmet alma noktasında sıkıntı yaşamaya başladığını söyledi.

Yasayla birlikte vatandaşların planlama ile ilgili de sıkıntılar yaşadığını ifade eden Şimşek, köylerde planlama yapılmadan hayata geçirilen yasanın belediyeler ile vatandaşı karşı karşıya getirdiğini öne sürdü.

Şimşek, ayrıca Ankara'da metro hizmetlerinin Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına devredildiğini anımsattı. Adana metrosunun gider ücretlerinin ise belediye bütçesinden karşılandığını anlatan Şimşek, "Belediye gelirinin yüzde 40'ı çalışmayan metroya gidiyor. Bu adaletsiz yaklaşımdan vazgeçilmesini ve Adana metrosunun da Bakanlığa devredilmesini istiyoruz." diye konuştu.

CHP Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın ise kanun ile köyde yaşamın çok zor hale geldiğine dikkati çekti. Yasanın yürürlüğe girmesinden önce hiçbir sivil toplum örgütünün görüşünün alınmadığını öne süren Akaydın, "Bence bu siyasi bir karardı. Bunun hiçbir şekilde akılla mantıkla ilgisi yoktu. Cumhurbaşkanından randevu aldık ve kendisine bu işin sakıncalarını aktardık. Uygulamanın bir yerelleşme değil, merkezileşme olduğunu dile getirdik. Sözlerimizi dinletemedik. Şu an belediyelerin alanları genişletildi ancak bütçeleri aynı. Örneğin Antalya Belediyesi şu an hiçbir iş yapamıyor. Şu anda köylü büyük bir panik içinde. Mart ayında suyuna, harçlarına gelecek zammı bekliyor." dedi.

AK Parti Kocaeli Milletvekili Cemil Yaman da 2004 yılında pilot illerde başlatılan uygulamanın başarılı olması ile 2008'de çıkarılan yasa uygulamasının genişletildiğini anımsattı.

Birçok belde belediyesinin çalışan maaşlarını dahi ödeyemezken yasayla birlikte dönüşümün hissedildiğini ve halkın yaşam kalitesinin artırıldığına işaret eden Yaman, "Yasa ile ilçelerdeki dönüşüm hissedilmiş, halkın yaşam kalitesi artmıştır. Birçok beldenin bırakın alt yapıyı üst yapısı dahi yokken bugün devasa projelere imza atılmaktadır. Tüm ilçelerde büyükşehir belediyeleri ile ortak projeler hazırlanarak halkın yaşamı kolaylaştırılmıştır. Bu yasa çıkmamış olsaydı bugün birçok ilçemizde hizmet verilemezdi." diye konuştu.

- "Türkiye Cumhuriyeti'nin bir karış toprağına göz dikenin yeri o toprağın altıdır"

HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, yetki tanımlarının araştırılmasına ilişkin verdikleri grup önerisi adına söz aldı.

Başaran, 2016 yılında işkenceye uğradığı iddiasıyla binlerce kişinin İnsan Hakları Derneğine müracaat ettiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Geçtiğimiz günlerde Muğla'da çıplak şekilde yere yatırılan 7 kişinin işkenceye maruz bırakıldığı görüldü. Daha dün kayıplarını anmak isteyenler biber gazı ve tazyikli su ile müdahaleye maruz bırakıldı. Kadına şiddetle ilgili birçok vaka da kamuoyuna yansımakta. Amasız fakatsız Anayasa'nın ilgili maddesinde hiç kimseye eziyet ve işkence yapılamaz diyor. Anayasa'nın amir hükmü bunu öngörüyor. İşkence insanlığa karşı suçtur. SİHA'lar cellat oldu, hakim oldu, savcı oldu insanları katlediyor."

Başaran'ın konuşması sonrasında söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, önceki dönemlerde tartışmaya neden olan insansız hava araçlarının hedefinin insanların can ve mal güvenliğini tehdit eden teröristler olduğunu söyledi.

İHA ve SİHA'ların terörle mücadele kapsamında kullanıldığını vurgulayan Muş, "Bunların öyle cellat olma, hakim olma, savcı olma gibi bir görevi yoktur. Onların görevi terörle mücadeledir." dedi.

MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan da Türkiye'nin birçok terör örgütüyle mücadele ettiğini ve bu müdadelede çeşitli önleyici tedbirlerin uygulandığını anlattı.

Erdoğan, "PKK'lı kan emiciler yere yatırılmayacak da koltuk mu tahsis edilecekti? Üzerindeki elbiseler tuzaklamalara karşı çıkarılmayıp da takım elbise mi giydirilecekti. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir karış toprağına göz dikenin yeri o toprağın altıdır. Terörle mücadelede güvenlik güçlerinin tüm haklı eylemini destekliyoruz." ifadelerini kullandı.

- "DEAŞ'a koalisyon devletlerinin vuramadığı darbeyi Türkiye vurmuştur"

CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem de terör örgütleri tarafından kaçırılan askerlerin akıbetinin araştırılması ile ilgili verdikleri grup önerisi adına söz aldı.

Türkiye'de yargının en çok siyasallaştığı dönemde olduklarını öne süren Erdem, "Sadece 2012 yılında yüzlerce IŞİD'ci gözaltına alınmış ve serbest bırakılmış. Yargı bu yapılara karşı daha hassas olmalı. Arabasından TNT çıkan bir adamı serbest bırakan savcı devletine ihanet etmiştir." dedi.

Bunun üzerine söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, Türkiye Cumhuriyeti devleti terör örgütlerine karşı kararlı şekilde mücadele etmektedir. Bahsedilen terör örgütüyle ilgili yüzlerce kişi tutuklanmış, şüpheli görülenler sınır dışı edilmiş. Fırat Kalkanı Harekatı'yla beraber DEAŞ'a koalisyon devletlerinin vuramadığı darbeyi Türkiye Cumhuriyeti devleti tek başına vurmuştur. Sanki bunlar yokmuş, sanki Türkiye bu operasyonları yapmamış gibi... Buradan imalarda bulunarak kendi ülkesini bu denli suçlayacak kadar konuşma yapması ne bu kürsüye, ne parlamentoya ne de milletvekilliğine yakışmamıştır. Kimse bu sayın milletvekiline mahkemenin siyasalmaşmadığını anlatamazmış. Bu konuşmayı yadırgamadım çünkü 'Türkiye ile İran arasında bir savaş çıkarsa İran'ı tutarım' diyen bir milletvekilisiniz siz. O açıdan bu konuşma size yakışmıştır."

Erdem ise Muş'un açıklamalarının kendisine yakışmadığını, söz konusu cümlenin kendisine ait olmadığının da mahkeme kararı ile sabit olduğunu söyledi.

AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ise son 15 yılda gerçekleştirilen adımlarla güçlenen Türkiye'nin, bazı çevrelerin hedefi haline geldiğine işaret etti.

Ülkenin güvenliği ve vatandaşların huzuru için operasyonların düzenlendiğini ifade eden Tunç, yaşanan operasyonlarda şehitlerin de bulunduğunu, kendisiyle irtibatın kesildiği askerlerin de olduğunu aktardı.

Türkiye Cumhuriyeti ordusunun hiçbir askerini geride bırakmadığının altını çizen Tunç, "Terör örgütleri kendilerini güçlü göstermek için çeşitli propaganda yolu izlemektedir. Terörle mücadele açısından böyle bir araştırma açılması konusu sakıncalıdır. Terörle mücadele ve güvenlik güçlerinin motivasyonu açısından bu araştırma önergesi uygun değildir." diye konuştu.

Yapılan oylamalarda, MHP, HDP ve CHP'nin grup önerileri kabul edilmedi.