MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi Sonunda Kudüs İle İlgili Alınmış Kararlar” hakkında yazılı basın açıklaması yaptı.

MHP Lideri Bahçeli açıklamasında şu sözlere yer verdi:

"Görev alanı Doğu Kudüs ile Filistin Ulusal Yönetimi’ne bağlı bulunan Batı Şeria ve Gazze’den oluşan Türkiye’nin Kudüs Başkonsolosluğu resmen Büyükelçilik seviyesine çıkarılmalıdır.

Bu çerçevede İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kararına binaen diplomatik misyonumuz Doğu Kudüs’te Büyükelçilik olarak belirlenmeli, şekillenmeli ve temellendirilmelidir.

Buna 57 İslam ülkesi aynısıyla iştirak etmelidir."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklaması şu şekilde:

ABD Başkanı Trump’ın 6 Aralık 2017’de inancımızın mübarek kentlerinden birisi olan Kudüs’ü; haksız, hukuksuz ve hadsiz şekilde İsrail’in başkenti ilan etmesi bölgemizi iyice ısındırmış, gerginlikleri kontrolsüzce tırmandırmıştır.

Ortadoğu karanlık bir sürecin tam ortasına savrulmuştur.

918 yıl evvel Haçlıların işgaline uğrayan Kudüs, yeni ve acımasız bir kuşatmayla sarsılmıştır.

Filistinli masumların haklı davaları, tarihi hakları, Kudüs’ün zamanlar üstü statü ve manevi kazanımları ağır bir saldırıya uğramıştır.

İlk kıblemizin onurunu taşıyan, inancımızın üç büyük mescidinden birine ev sahipliği yapan Kudüs, ABD-İsrail ortak yapımı vahşi ve vandal bir komploya maruz kalmıştır.

ABD’nin hukuki ve meşru hiçbir temeli olmayan Kudüs kararını reddetmek, yok saymak, açıktan tavır alıp doğrunun tarafında yer almak uluslararası toplumun, özellikle İslam ülkelerinin yegane sorumluluklarından birisi halinde ortaya çıkmıştır.

Bu kapsamda 13 Aralık 2017 Çarşamba günü İstanbul’da gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi’nde çok önemli kararlar alınmış, arzulanan ve beklenen bir irade tezahür etmiştir.

Zirve sonunda İstanbul Deklarasyonu adıyla bir bildiri yayımlanmıştır.

İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kurulma gayesinin temelinde, esasen Kudüs’ü kurtarma ve kurtuluşunu sağlama hedefinin bulunduğu tartışma götürmez bir gerçektir.

Bu itibarla, İslam İşbirliği Teşkilatı 48 yıllık misyonuna bağlı ve sadık bir şekilde duruşunu ve tutumunu net olarak gözler önüne sermiştir.

Türkiye’nin öncülüğünde ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın çağrısıyla toplanan zirvede ABD-İsrail kumpasının tüm yönleri deşifre edilmiş, Kudüs’ü tasallut altına almak için devreye giren Siyonist emellere tesir düzeyi yüksek tepki gösterilmiştir.

Bu gelişme oldukça umut ve memnuniyet vericidir.

ABD yönetiminin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyan skandal kararının reddiyle birlikte kınanması birlik ve dayanışma ruhunun temerküz ve tecellisidir.

Birleşmiş Milletler kararlarına, uluslararası antlaşmalara açıkça aykırı olan ABD zorbalığının tarih, vicdan ve hukuk karşısında hükümsüz olduğunun vurgulanması değerli, dengeli ve isabetli bir değerlendirmedir.

Ayrıca, başkenti Doğu Kudüs olan egemen ve bağımsız Filistin devletinin teyidiyle birlikte dünyaya tanınması yönünde çağrıda bulunulması zalimlere okkalı bir şamar, muazzam bir cevaptır.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin ısrarla savunduğu, İstanbul Zirvesi’nde ilanının yapılmasını gerekli gördüğü teklif ve düşüncesi de bu yöndedir.

Bununla birlikte TBMM’de grubu bulunan üç partinin dün itibariyle ortaklaşa hazırladıkları bir metinle İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kararını desteklemeleri yerinde, anlamlı ve ümit verici bir gelişmedir.

14 yaşındaki bir çocuğu onlarca askeriyle gözaltına alan, down sendromlu bir mazluma şiddeti reva gören İsrail acımasızlığı, İslam ülkelerinin diriliş ve kenetlenmesiyle bertaraf edilecektir.

ABD’nin şer oyunu mutlaka püskürtülecektir.

Başka yol ve çaresi de kalmamıştır.

Ayrıca bazı ülke ve çevrelerin sinsilikleri de gözlerden kaçmamıştır.

Kudüs davasının tavsaması, ağırdan alınması, hatta zamana yayılarak İsrail’in denetim ve kontrolüne girmesi konusunda perde gerisinde Siyonizmle işbirliği yapan, küresel planlara kuryelikten nemalanan haramzadelere Türk-İslam dünyası haddini bildirecek muktedirliğe ziyadesiyle sahiptir.

Her şey meydandadır.

İsrail’e gizli gizli el sallayan, avuç açan, çıkar uman; ABD’ye uysal görünüp uyduluğuna talip olan bir kısım ülkelerin meşruiyet ve inandırıcılığı da elbette kalmamıştır.

Önümüzdeki zorlu süreçte, Kudüs komplosu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden ziyade, Genel Kurula taşınmalı ve tüm ülkeler için bağlayıcı olacak adil bir kararın alınması temin edilmelidir.

ABD’nin foyası ortaya çıkarılmalıdır.

Görev alanı Doğu Kudüs ile Filistin Ulusal Yönetimi’ne bağlı bulunan Batı Şeria ve Gazze’den oluşan Türkiye’nin Kudüs Başkonsolosluğu resmen Büyükelçilik seviyesine çıkarılmalıdır.

Bu çerçevede İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kararına binaen diplomatik misyonumuz Doğu Kudüs’te Büyükelçilik olarak belirlenmeli, şekillenmeli ve temellendirilmelidir.

Buna 57 İslam ülkesi aynısıyla iştirak etmelidir.

2019’da Gambiya’da yapılacak 14.İslam İşbirliği Teşkilatı Zirve Toplantısı’na kadar, İslam ülkelerinin diplomatik temsilciliklerini Doğu Kudüs’e taşımaları konusunda samimi, tavizsiz ve kararlı adımlar kesinlikle atılmalıdır.

Kudüs, tarihimizin hisarı, maneviyatımızın haysiyeti demektir.

Bir emlak patronun pervasızlıklarına, Evanjelismin dayatmalarına, İslam düşmanlarının eline ve emeline teslim edilmeyecektir.

Filistin egemen, bağımsız, bağlantısız, başkenti Doğu Kudüs olan bir devlet olarak varlığını tescil ettirecektir.

Buna hiçbir sefil, hiçbir zelil, hiçbir şeytani plan ve proje engel olamayacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi Filistinli mazlumların yanında, Türk devletinin irade ve kararının önşartsız destekçisidir.

Bilinmelidir ki, Kudüs düşerse tarih düşecek, Kudüs kaybederse Ankara kaybedecek, Kudüs mahcup ve mahkum olursa İslam alemi telafisi imkansız sonuçlarla karşılaşacaktır.

Nitekim Kudüs ecdadımızın mirası, imanımızın mihrabı, anılarımızın Zeytin Dağı’yla simgeleşmiş, Harem-i Şerifle mühürlenmiş ilk kıblesidir.

Ve de bu kutlu emanet kıblesizlere bırakılmayacak, bırakılamayacaktır.