MHP Lideri Bahçeli HSK Birinci Dairesi’nin Kırıkkale Başsavcısı Erdoğan Bayrakdar’ın görevden alınarak Ankara Cumhuriyet Savcılığına atanmasına ilişkin açıklamalarda bulundu.

MHP Lideri Devlet Bahçeli twitter adresinden yaptığı açıklamada "Sayın Başsavcı’nın görevden alınmasının arkasında yatan asıl gerçek ve gerekçenin bizim ziyaretimizle ilgisi olmadığına inanmak istediğimi özellikle belirtmek istiyorum. Bu durumun vuzuha ermesi, tavzih ve telafi edilmesi arzum ve beklentimdir" dedi.

MHP Lideri Bahçeli'nin açıklaması şu şekilde:

Sayın Çakıcı’nın pek çok hastalığı vardır ve tedavisi de Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi’nde sürmektedir. Sağlık durumuyla ilgili medyaya çok sayıda iddia da yansımaktadır. Öncelikle durumunun netleştirilmesi şarttır, acildir.

Bizim hem kader mahkûmu hem de sağlık sorunları yaşayan bir ülküdaşımızı kanuni izinler alındıktan sonra bulunduğu yerde ziyaret etmemiz insani, İslami ve vicdani bir sorumluluktur. Yaptığımız budur, hatta yeri gelirse yine yapacağımız dava görevi de bu olacaktır.

Sayın Çakıcı’yı ziyaret etmemiz elbette bazı tartışmalara yol açmıştır. Bunu anlayış ve saygıyla karşılıyorum. Ancak bir ülküdaşımızdan vazgeçmemizi de hiç kimse beklememelidir. Cezaevi psikolojisini herkesin objektif şekilde idrak etmesi samimi temennimdir.

Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Erdoğan Bayrakdar’ın bugün görevinden alınarak Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na atanması HSK Birinci Dairesi’nin tasarrufudur. Fakat bu idari tasarrufun Sayın Çakıcı’yı ziyaretimizle ilişkilendirilmesi kuşkusuz yanlıştır, izaha muhtaçtır.

Teröristler ziyaret edilirken, buna izin verenler görevlerinin başındayken, her kamu görevlisi, her sorumluluk sahibi şahıs tutarlılık ve samimiyet içinde hareket edecek erdemi doğal olarak göstermelidir. İnancım odur ki, göstereceklerdir.

Bize göre Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcısı görevini eksiksiz yapmıştır. Konuyla ilgili iltimas, kayırma, hukuk ihlali, etik ve ahlak dışı bir durum da söz konusu değildir. Her şey normal prosedüründe gerçekleşmiştir. Hata yoktur, kusur yoktur, kast zaten yoktur.

Sayın Başsavcı’nın görevden alınmasının arkasında yatan asıl gerçek ve gerekçenin bizim ziyaretimizle ilgisi olmadığına inanmak istediğimi özellikle belirtmek istiyorum. Bu durumun vuzuha ermesi, tavzih ve telafi edilmesi arzum ve beklentimdir.

Eylül’den sonra Leyla yavrumuzun da cansız bedeni bulundu. Hakikaten Türkiye yasa boğuldu. Ağrı’da günlerdir aranan Leyla gözlerini hayata yumdu. Hem Eylül’e hem Leyla’ya Allah’tan rahmet diliyorum. Ailelerine sabır ve başsağlığı temenni ediyorum.

Çocuk katillerinin en ağır, en şiddetli ölçüde cezalandırılması kaçınılmaz bir adalet ihtiyacı, ihmal edilemeyecek insanlık ve şeref görevidir. Bunun da sonuna kadar takipçisi olacağımızı herkes bilmelidir.