MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli "80 yıllık hayatını Türklük şuur ve gururuna vakfeden, İslam ahlak ve faziletine adayan merhum Türkeş Bey, yaşadığı döneme damgasını vuran mümtaz bir dava adamı, inanmış ülkü ve ilke insanıydı" dedi.

MHP'nin Kurucu Genel Başkanı Başbuğ Alparslan Türkeş'in vefatının 21. yılı dolayısıyla Beştepe'deki anıt mezarda anma töreni düzenlendi.

Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başlayan anma törenine, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yanı sıra MHP Genel Başkan yardımcıları, milletvekilleri ve vatandaşlar katıldı.

Türkeş'in mezarına, doğum yeri olan Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesi Köşkerli köyünden getirilen toprağı serpen, kırmızı-beyaz karanfiller bırakan Bahçeli, dua edip, mezara su döktü.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, burada yaptığı konuşmada "

Merhum Türkeş Bey, “Fikir, iman, ülkü aşkı. İnsanları güçlü yapan bunlardır.” diyerek inancın, kararlılığın, manevi bağlanışın engelleri aşmada en etkili yol olduğunu göstermişti.

Milliyetçi Hareket Partisi dün olduğu gibi bugün de ilkelerinden kopmadı, Ülkücü gençlik ülkülerinden ayrılamadı.

İnandık, en çetin imtihanlardan alnımızın akıyla çıktık.

Gücümüzü aziz milletimizden, kararlılığımızı ülkülerimizden aldık.

Devletimizin ve aziz milletimizin bekasının teminatı olduğumuzu her fırsatta gösterdik, bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz." dedi.

Bahçeli, törende yaptığı konuşmada, ebediyete irtihalinin 21. yılında, merhum Başbuğ Alparslan Türkeş'i dualarla, özlemle andıklarını, rahmet, minnet, Fatihalarla yad ettiklerini belirtti.

Hayatını Türklük şuur ve gururuna vakfeden, İslam ahlak ve faziletine adayan Türkeş'in yaşadığı döneme damgasını vuran mümtaz bir dava adamı, inanmış ülkü ve ilke insanı olduğunu ifade eden Bahçeli, Türkeş'in, bu vasıflarıyla milli gönüllere girdiğini, büyük bir sevgi kazandığını söyledi.

Ömrünü milletine adamış, hayatı bu uğurda çile ve mücadelelerle geçen Türkeş'in, ihanete karşı imanın, yıkıma karşı dik duruşun, tuzaklara karşı milli şuurun, teslimiyete karşı milliyetçi onurun sembolleşen ismi olduğunu vurgulayan Bahçeli, Türkeş'in Türklük hasımları karşısında çelikten bir irade ortaya koyduğunu dile getirdi.

MHP Lideri Bahçeli'nin konuşması şu şekilde:

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Muhterem Ülküdaşlarım,

Değerli Basın Mensupları,

Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Ebediyete irtihalinin 21. yıldönümünde merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey’i dualarımızla, özlemlerimizle anmak maksadıyla kabri başındayız.

Onu rahmet, minnet, Fatihalarla yad ediyoruz.

80 yıllık hayatını Türklük şuur ve gururuna vakfeden, İslam ahlak ve faziletine adayan merhum Türkeş Bey, yaşadığı döneme damgasını vuran mümtaz bir dava adamı, inanmış ülkü ve ilke insanıydı.

Bu vasıflarıyla milli gönüllere girmiş, büyük bir sevgi kazanmıştır.

Ömrünü milletine adamış, hayatı bu uğurda çile ve mücadelelerle geçmiştir.

O, ihanete karşı imanın, yıkıma karşı dik duruşun, tuzaklara karşı milli şuurun, teslimiyete karşı milliyetçi onurun sembolleşen ismi olmuştur.

Türklük hasımları karşısında çelikten bir irade ortaya koymuştur.

Fikri olgunluğu, ileri görüşlülüğü, sabrı ve sağduyusu sayesinde bugünümüze ışık tutmuştur.

Hayatının her döneminde aziz milletimize eşsiz bağlılık ve sadakat beslemiştir.

Türkiye’nin meseleleri karşısında düşünüp dile getirdiği akılcı, kalıcı, milli ve isabetli çözüm önerileri hala geçerliliğini korumaktadır.

İnancım odur ki korumaya da devam edecektir.

O, Türk’ün nefes aldığı her yerde milli heyecan, kalbi Türk dünyası için çarpanların yol başçısı, Türk-İslam ülküsünün yılmaz savunucusu olarak fikir ve hareketimize istikamet vermiştir.

İlhamını Türk milletinin engin ferasetinden almıştı.

Ufkunu milli bir ruhla çizmişti.

Mazlumlara umut, zalimlere korku, dosta güven, düşmana karşı amansız bir mücadelenin simgesi olan Milliyetçi-Ülkücü Hareket’e liderlik yapmıştı.

Dün, bugün ve yarın arasında muazzam bir gönül köprüsü kuran, ömrünü Türk milletinin istikbaline adayan siyaset ve devlet adamıydı.

Onun ufkunu dün ile sınırlamak büyük bir kayıp, bugün ile sınırlı tutmak haksızlıktır.

Kendisi yarınlara uzanan meşale, geleceği aydınlatan umuttur.

Türk siyasetine uzlaşma aşılamış, milli birlik ve beraberliğin can suyu olmuş, tehditlere karşı bekanın yanında durmuştur.

Ne mutlu bizlere ki, bugün taraflı tarafsız birçok insan tarafından takdir toplayan merhum Türkeş Bey’in fikirleri, Türk milletinin birliği, Türkiye’nin dirliği için çok ciddi mesajlar ihtiva etmektedir.

1944 yılından 1997 yılına kadar uzanan meşakkatli yolculuğu bunun ispat ve ilanı, bizim ise vefa duymaktan imtina etmeyeceğimiz şerefli mazimizdir.

Emaneti emin ellerde yükseltmeye olan andımız son nefesimize kadar bakidir.

Yarım asra yaklaşan kutlu davamızı devletimizin ve milletimizin bekasına adadık.

İhanetlere direndik, oyunları bozduk.

Ümitsizlikleri yendik, karamsarlıkları aştık.

Merhum Türkeş Bey, “Fikir, iman, ülkü aşkı. İnsanları güçlü yapan bunlardır.” diyerek inancın, kararlılığın, manevi bağlanışın engelleri aşmada en etkili yol olduğunu göstermişti.

Milliyetçi Hareket Partisi dün olduğu gibi bugün de ilkelerinden kopmadı, Ülkücü gençlik ülkülerinden ayrılamadı.

İnandık, en çetin imtihanlardan alnımızın akıyla çıktık.

Gücümüzü aziz milletimizden, kararlılığımızı ülkülerimizden aldık.

Devletimizin ve aziz milletimizin bekasının teminatı olduğumuzu her fırsatta gösterdik, bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz.

Merhum Başbuğumuz hiçbir zaman kolay bir başarı vaat etmemiş, menfaat tekliflerine, tehditlere boyun eğmemişti.

Biz de aynısını yapıp önümüze bakacağız, mücadelemizi yüksek bir şuurla sürdüreceğiz.

Bölünmeye, bölücülüğe, bozgunculuğa ne pahasına olursa olsun karşı çıkacağız.

Milliyetçilik diyecek, bin yıllık kardeşliğimizi hem yaşayıp hem de yaşatacağız.

Ülkücülük diyecek, Türk milletine mensubiyet bilinciyle istiklal ve istikbal haklarımızı imanla, fedakarlıkla savunacağız.

Ahlakçılık diyecek, milli ve manevi değerlerimizi koruyacağız.

İlimcilik diyecek, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine yükselteceğiz.

Hürriyetçilik ve Şahsiyetçilik ilkesiyle yürüyecek, Toplumculuk ile bütünleşecek, Köycülük ile milletin efendilerini kalkındıracak, Gelişmecilik ve Halkçılık ile büyüyecek, Endüstricilik ve Teknikçilik ile çağın standartlarının üzerine çıkacağız.

9 Işık ile Kızılelmaya varacak, aziz milletimizi hak ettiği Lider Ülke Türkiye ve güçlü yarınlar ile buluşturacağız.

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Merhum Türkeş Bey’in kuvvetin birlik ve beraberlikten doğduğunu, her fırsatta ifade etmesi şimdiki zaman diliminde daha anlamlı hale gelmiştir.

Kuşku yok ki, 15 Temmuz FETÖ ihanetiyle ortaya çıkan tehditler milli birliğe ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu göstermiştir.

Suriye ve Irak’tan kaynaklanan terör tehdidi yaşanan sıkıntılı sürecin nerelere kadar uzandığını izaha gerek bile bırakmamıştır.

Türkiye tehlike altındayken, Türk milleti bölünmek istenirken biz ayrı gayrı düşemez, nefsimize, heveslerimize, günü birlik heyecanlarımıza teslim olamazdık.

“Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben anlayışıyla” öne atılmalı, bunu kendimize vazife bilmeliydik, nitekim öyle de yaptık.

Uğruna her şeyimizi feda etmeye yeminli olduğumuz vatanımızın selametine hizmet varken siyasi ikbal peşinde koşamazdık.

Biz böylesine kutlu bir yolu takip ederken fitne odakları boş durmadı.

Ama buna aldırış etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz.

Yılanlara, kananlara, kaçanlara inat bugün Milliyetçi Hareket Partisi ayaktadır, güçlüdür, kararlıdır, geleceğin Türk asrını belirlemek için hazırlıklıdır.

Merhum liderimizin “davamız, Türk milletinin büyük ve şanlı mazisine layık bir istikbal meydana getirmektir” sözü Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in esas hedefidir.

Binlerce yıllık mazisi olan milletimizi yeni yüzyıl ve hatta binyıllara taşıyacak kararlılığa, cesarete, uzak görüşlülüğe hamd olsun sahibiz.

Stratejik planlama ve hedeflerimizi bu şuurla uygulamaya koyduk, koymaya da devam ediyoruz.

Aziz Ülküdaşlarım,

18 Mart 2018 tarihinde “Milli Duruş, Şühedaya Vefa, Millete Beka” teması ile gerçekleştirdiğimiz 12. Olağan Büyük Kurultayımız bu ilkeler doğrultusunda tecelli etmiştir.

Türkiye ve Türk milleti hasımları karşısında sarsılmaz bir duruş ortaya koyuyoruz.

Büyük Türkiye ülkümüzü inşa etmek üzere mücadelemizi sürdürüyoruz.

Gayemiz Türklüğü, Türk milletini hak ettiği müreffeh, kudretli seviyelere taşımaktır.

Güçlünün söz sahibi olup zalimleştiği bir dünyada ülke olarak güçsüzün sesi, mazlumun tutan eli olmalıyız, inşallah da olacağız.

Emperyalizmin bölücü ve yıkıcı faaliyetleri karşısında istikrar ve huzurun tarafında duracağız.

Adalet sancağını elden düşürmeyecek, dalgalanmaya devam ettiğini tüm dünyaya göstereceğiz.

Bunun için de çok çalışacağız.

Türk milletinin bekasını korumak için bir ve beraber olmak zorundayız, fitneye-fesada karşı uyanık kalmak durumundayız, ülkemizin huzur ve güvenliği için tek yürek olmaktan başka çarenin kalmadığını idrak etmeliyiz.

Bugün burada toplanan onbinlerce asil yürek bu duruşu benimsemiş, kavli karar etmiştir.

Allah’a çok şükür; millet, vatan ve bayrak sevdasına adanmış ve inanmış kutlu nesil dimdik ayaktadır, tüm milli ve manevi emanetleri bağrına basmaktadır.

Şuan aramızda bulunamayan milyonların gönlü ve aklı ise buradadır, bizlerle beraberdir.

Bu vesile ile kalplerimizdeki yeri, gönlümüzdeki zirvesi hiç değişmeyecek olan Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey'i ve aziz şehitlerimizi saygı, sevgi ve rahmetle yâd ediyorum.

Bir mukaddes borcu ifa ederken, merhum liderimizin kabrinin nur, ruhunun şad, mekânının Cennet olmasını Rabbim’den niyaz ediyorum.

Sözlerime son verirken hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun.