MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, EtikHaber'e yaptığı özel açıklamada "Çölaşan gibi aşırı solun yetiştirdiği tetikçi kalemler; ellerinden gelse MHP’lilerin, Ülkücülerin derisini yüzer. Sonra da sırtlanların önüne atar. Biz Emin Çölaşan’ın cemaziyülevvelini iyi biliriz" dedi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul milletvekili Semih Yalçın, EtikHaber’e, "Sözcü Yazarı Emin Çölaşan’ın bitmeyen MHP kâbusu" hakkında yazılı açıklama yaptı.

Yalçın'ın EtikHaber'e yaptığı açıklama şu şekilde:

Sözcü Gazetesinin MHP kâbusundan bir türlü uyanamayan bahtsız, mutsuz, umutsuz, karamsar ve bir o kadar da çaresiz yazarı Emin Çölaşan; partimiz ve Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli aleyhinde safsata ve palavradan ibaret ithamlarına devam etmektedir.

Bugünkü yazısında sahadaki çalışma üslubumuza burnunu sokarak parti kararlarımıza ve politikalarımıza müdahale cüretini göstererek fitne çıkarma peşindedir.

Yazılarının her satırında, “MHP’siz bir Türkiye, Devlet Bahçeli’siz politika!” hayaliyle yanıp tutuştuğu görülmektedir.

Geçmiş yazılarından da anlaşıldığı gibi, Emin Çölaşan; Cumhur İttifakı’nın kurulması üzerine hasedinden çıldırmış, kafayı yemiş durumdadır.

Kendini uzunca bir süredir siyasetin MHP tarafından domine edilmesinin yeis ve kahrına terk eden bu biçare, acınası hâllere düşmekten kurtulamamaktadır.

Adamcağız işi gücü, köşe yazarlığını, gazeteciliği bırakmış; kendini MHP’nin sükût ve başarısızlığına adamış vaziyettedir.

Hem de ne adama!

Gecesini gündüzüne katmakla kalmamakta; rüyalarında dahi yok olmuş, tükenmiş bir MHP için ter dökmektedir.

Sanki gücü yetecekmiş gibi; ısrarla MHP ile parti tabanını ayrıştırmaya, millet vicdanında kök salmış partimizi etkisizleştirmeye ve değersizleştirmeye çalışmaktadır.

Âdeta karganın aslan sürüsünü dağıtma gayretinden farksız olan bu teşebbüsleri; “böyyük yazarı”ı büsbütün paralamakta, yaralamaktadır.

Emin Çölaşan’ın, siyaseten Ülkücülere şirin görünme ve onlara kendince mesaj verme gayreti ise ayrı bir derbederlik ve zavallılıktır.

Son dönemde MHP tabanına dönük cilalı söylemleriyle devekuşu misali gerçek niyetini sakladığını sanan bu âdemin, ömrünü MHP ve Ülkücü düşmanlığıyla geçirdiğini bilmeyen yoktur.

Çölaşan gibi aşırı solun yetiştirdiği tetikçi kalemler; ellerinden gelse MHP’lilerin, Ülkücülerin derisini yüzer. Sonra da sırtlanların önüne atar.

Biz Emin Çölaşan’ın cemaziyülevvelini iyi biliriz.

Çölaşan, şimdi kur yapıp tavlamaya çalıştığı Ülkücülere geçmişte en şeni iftiralarla saldırmış bir aşırı solcu yazardır.

Biz, kendisine bir zamanlar hangi kanallardan nasıl bilgilerin geldiğini ve bunları hangi amaçlarla çalıştığı gazeteye taşıdığını iyi biliriz.

Kırk yıllık Kâni’nin Yani olmayacağını da iyi biliriz.

Şimdi kalkıp Ülkücü muhibbi, milliyetçi sevdalısı kesilmekle kimseleri kandıramaz.

Emin Çölaşan başta olmak üzere aşırı solcu yazar ve gazetecilerin, 80’li yıllarda askerî cuntanın borusunun öttüğü, muhafazakârlık ve dindarlığın suç olarak görüldüğü günlerde “Atatürk kurumlarını ‘şeriatçılar’ ele geçirdi.” iftirasıyla üniversitelerdeki Ülkücü kökenli araştırma görevlisi ve öğretim üyelerini hedef gösterdiğini daha unutmadık.

Geçmişte çalıştığı Cumhuriyet gazetesinin arşivi, Çölaşan’ın nasıl bir Ülkücü ve Türklük muarızı olduğunu ele veren sayfalarla doludur.

Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin Türk siyasetinin son 20 yılına vurduğu damgayı görmezlikten gelen Emin Çölaşan, MHP’nin oynadığı yapıcı rolü bir türlü hazmedememektedir.

Ne var ki bu gidişle partimizin siyasi işlevinin bitmesi için daha nice yatırlarda mumlar yakıp adaklar adayacak, nice ağaçlara bezler bağlayacak, daha nice MHP aleyhtarı yazılar yazacaktır.

Hatta bu süreç, Emin Çölaşan’ın altına bez bağlanana kadar sürecektir.

Çölaşan Efendi, fildişi kuleden bize sallayıp da aklını daha fazla bozmasın! Nerede olduğumuzu merak ediyorsa kendisi ve kendisi gibilerin esesinde olduğumuzu unutmasın.

MHP’nin tükendiğini ve Cumhur İttifakı ile sandığa gömülmekten kurtulduğunu öne süren bahtsız Çölaşan, 24 Haziran millet aklı ile yaşanacak coşku ve heyecan atmosferini teneffüs etsin.

Sabretsin o gün MHP camiasındaki sinerjiyi bir görsün.

Sabretsin o gün “Milliyetçi ve Ülkücü”lerin Cumhur İttifakıyla Devlet Bahçeli etrafında nasıl kenetlendiğini bir görsün.

Ayartmaya asla gücünün yetmeyeceği Ülkücü iradenin nasıl tecelli ettiğine şahit olsun!

Artık onun tutulduğu illeti tedavi edecek ne bir ilaç, ne de MHP kâbusundan kurtaracak sihirli bir dokunuş kalmamıştır ama olur ya, belki Cumhur İttifakının alacağı sonuç bir yerlerindeki ince ağrılara, kalın sızılara iyi gelir.

Belki, bir türlü uyanamadığı “MHP’siz Türkiye” rüyasından bu sayede uyanır da gerçek dünyaya döner.

EtikHaber