MHP Elazığ İl Başkanlığı tarafından referandum çalışmaları kapsamın program düzenlendi. Belediye Kültür Merkezinde düzenlenen programa, MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu, MHP MYKüyesi Adem Özbay, MHP Elazığ İl Başkanı Oğuzhan Demir ve partililer katıldı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, anayasa değişikliğine yönelik 16 Nisan'da yapılacak halk oylamasına ilişkin, "Karşı çıkanlar, hayırcılar, bir defa okusalar eminim üsluplarını değiştirecekler. Yine 'hayır' diyecekler ama başka şeyler söyleyecekler, okumamışlar." dedi.

Öztürk, MHP Elazığ İl Başkanlığınca Kültür Merkezinde düzenlenen programda yaptığı konuşmada, 16 Nisan'da neden "evet" diyecekleri konusunda açıklamalarda bulundu.

Türkiye Cumhuriyetinin bekası ve millet varlığı tehlikede olduğu için kendilerine has düşünceleri bir tarafa bırakıp, ortak bir paydanın oluşması için uğraştıklarını dile getiren Öztürk, "hayır" diyeceklerin söz konusu 18 maddeyi okumadıklarını öne sürdü.

Öztürk, şöyle konuştu: 

"Karşı çıkanlar, hayırcılar, bir defa okusalar eminim üsluplarını değiştirecekler. Yine 'hayır' diyecekler ama başka şeyler söyleyecekler, okumamışlar. Partili cumhurbaşkanı olsa kıyamet kopuyor ya. 2014 cumhurbaşkanlığı seçiminde nasıl oldu, dışarıdan mı aday getirdik. AK Parti bir aday sundu, CHP bir aday sundu, HDPbir aday sundu. Bunlar hepsi partiliydi. Recep Tayyip Erdoğan değil de CHP'nin adayı kazansaydı partili olmayacak mıydı? Zaten bunların hepsi var. Neyin kıyametini koparıyorsunuz."

Diktatörlük söylentilerine ilişkin değerlendirmede bulunan Öztürk, "Diyorlar ki diktatör olacakmış, Türk milletinin fıtratının dışında bir kişi kendi benliğini ortaya koyup, egolarını gerçekleştirmek için diktatörlüğe yeltendiği vakit gök kubbeyi başına yıkarız." ifadeleri kullandı.

"2014'te CHP'nin adayı kazansaydı partili olmayacakmıydı"

Partili Cumhurbaşkanı diye kıyametin koptuğunu dile getiren Öztürk, "2014'de cumhurbaşkanı seçimi hatırlanıyor. Dışarıdan veya aydan mı aday getirdik. AK Partide CHP de parti olarak bir aday sundu. Peki Recep Tayyip Erdoğan değil de CHP'nin adayı kazanmış olsaydı partili olmayacak mıydı. Zaten bunların hepsi var. Neyin kıyametini koparıyorsunuz. Hava bulutlu siz, bize kurbağa dediniz yorumunun dışına bir türlü çıkamıyorlar. Diktatör olacakmış falan diyorlar. Türk milletinin fıtratına uygun bir sistemin dışına bir kişi kendi egolarını gerçekleştirmek için diktatörlüğe yeltendiği vakit gök kubbeyi başına yıkarız" diye konuştu.

Cumhurbaşkanına kararname yetkisinin verildiği ve bunun yanlış yorumlandığını ifade eden MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu ise, "Deniliyor ki cumhurbaşkanı istediği gibi kararname çıkaracak. Astığı astık, kestiği kestik olacak diyorlar ama asla böyle bir şey yok. Bu anayasa değişikliğinin en önemli özelliği denge ve denetim mekanizmalarının çok güçlü bir şekilde kurulmuş olmasıdır. Cumhurbaşkanına kararname çıkarma yetkisi veriliyor ama bu kararname bugün ki bakanlar kurulu olan kanun gücünde kararname değildir. Çıkarttığı kararname mevcut kanunlara aykırı olmayacak. TBMM ve aynı konuda bir kanun çıkartırsa cumhurbaşkanının çıkarmış olduğu kararname otomatik olarak hükümsüz olacaktır. Cumhurbaşkanının kararnameleri anayasa yargısının denetime tabi olacaktır" dedi.

MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu da Türkiye'de anayasa tartışmalarının yeni olmadığını ifade etti.

Modern anlamda ilk anayasa olarak kabul edilen 1876'daki Kanun-i Esasi'den bu yana geçen 140 yıl içerisinde anayasa tartışmalarının hep var olduğunu aktaran Aksu, şunları söyledi: 

"Milliyetçi Hareket Partisi ve onun lideri Devlet Bahçeli, TBMM'nin 21. döneminde Milliyetçi Hareket Partisinin de hükümet ortağı olduğu 57. hükümet döneminde yani 1999'da bir sloganla anayasa değişikliğini gündeme getirdi. 21. yüzyıla girerken 21. dönem parlamento bir anayasa değişikliği yapsın ve anayasanın içerisinde barındırdığı antidemokratik uygulamalar ortadan kaldırılsın. Dolayısıyla Milliyetçi Hareket Partisi açısından da Türkiye açısından da anayasa tartışmaları bugünün meselesi değil."

Aksu, anayasa değişiklik kapsamında cumhurbaşkanına kararname yetkisi verilmesi konusuna değinerek, "Deniyor ki cumhurbaşkanı istediği gibi kararname çıkaracak. Astığı astık, kestiği kestik olacak diyorlar ama asla böyle bir şey yok. Bu anayasa değişikliğinin en önemli özelliği denge ve denetim mekanizmalarının çok güçlü bir şekilde kurulmuş olmasıdır. Cumhurbaşkanına kararname çıkarma yetkisi veriliyor ama bu kararname bugün ki Bakanlar Kurulu olan kanun gücünde kararname değildir. Bu kararname yetkisi kanunun altındaki bir hukuk normudur." diye konuştu.