Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Sekreter Yardımcısı Fatih Çetinkaya, Ülkü Ocakları’nın Türk milletinin gözbebeği bir kurum olduğunu söyledi. Çetinkaya, Ülkü Ocakları’na ithamlarda bulunmanın boş kafaların, şuursuzların ya da maksatlı şuura sahip çirkeflerin işi olduğuna dikkat çekti.

Yetişip piştiği Ülkü Ocağı’na karşı, hakaretlere ve pişkince tavırlara, her zaman verilecek cevapları olduğunu ifade eden MHP Genel Sekreter Yardımcısı Fatih Çetinkaya, yaptığı yazılı açıklama şunları söyledi;

“ÜLKÜ OCAKLARI KUŞATILMIŞLIĞA SETTİR”

“Medya ve kitlesel iletişim araçlarının, kültür taşıyıcılığında olumsuz etkisini en derin hisseden ülkelerin başında yer aldığımız gerçeğini hepimiz biliyoruz. Gençlik, kültür taşıyıcılığında önemli etken olunca, popüler kültürün kuşatması acımasızca kendini gösteriyor.

Ancak bu kuşatılmışlığın karşısında çok değerli bir kurum var. O kurumun adı, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı’dır.

Bilge Kağan ile başlayan Atatürk önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin felsefesini oluşturan, Cennetmekan Başbuğumuz Alparslan Türkeş ile topluma yayılan Türk Milliyetçiliğini yaşatan kurumdur Ülkü Ocakları…

O Ocak ki, Türk gençliğinin, geçmişinden ve geleceğinden kopmaması gibi bir görevi, tarihi misyon olarak omuzladı.

Ve her Ocaklı, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin öğüt ve ilkelerine layık olabilmeyi kendisine hayat düsturu olarak seçmiştir.

“DİK DURUŞUN TEMSİLCİLERİYİZ”

Hep alnı açık, aklı açık, başı dik, ahlakı yüksek oldu. Binler yüz binler derken milyonlar, milli ve manevi mensubiyeti her daim övülecek bir nesil oldu. Çünkü öyle diyordu Bilge Lideri;

Onun için de Ülkü Ocaklı, Bilge Kağan’dan Alparslan’a ulaşan dik duruşun temsilcisidir.

Onun için de Ülkü Ocaklı, Osman Gazi’den Fatih’e ulaşan kutlu dirilişin leventleridir.

Onun içindir ki, Kanuni’den Mustafa Kemal’e ulaşan kalıcı silkinişin önderleridir.

Tonyukuk’tan Uluğ Bey’e ulaşan kişilikli uyanışın, Kaşgarlı Mahmut’tan Ali Şir Nevai’ye ulaşan iffetli kanatlanış ve Pir-i Türkistan’dan Hacı Bektaş’a ulaşan ihlaslı ayaklanışın temsilcileridir Ülkü Ocakları.

Bu nasihatler ve eğitimlerle Ülkü Ocakları’nın mensupları, sadece Türkiye’deki, 15-24 yaş grubundaki 13 milyon gencimize değil, Türk toplumunun tamamına hitap edebilecek donanım, tecrübe ve hasbi duygulara sahip emsalsiz temsilcileri oldu.

Onlar ki hep çileye talip oldular. Türkiye Cumhuriyeti ile hesabı olanları gördükçe hep öne atıldılar. Şehitler Ocağı oldular, çile çektiler; Taş Medreseli oldular.

ÖRNEK ETKİNLİKLER YAPILIYOR

Ülkü Ocakları’nın kuruluşundan bugüne yaşadıkları ve yaptıklarının bu sayfaya sığması asla mümkün değildir.

Sadece son zamanlarına şöyle bir göz atalım. Ortaya koydukları fedakâr çalışmalarının ve başarılarının toplumun önemli bir kesimi tarafından takip edildiğini biliyorum.

Bugün dünyanın başına bela olan, Türkiye’mizde de kullanma oranı artarak Türk gençliğini hedef alan madde bağımlılığı başlığı altında uyuşturucuyla mücadelesi her türlü övgünün üstünde bir çalışmadır.

Evlatlarımızı bu illetten uzak tutabilmek ve sağlıklı bireyler olmalarını teşvik etmek amacıyla, binlerce sosyal ve sportif faaliyetler düzenlemişlerdir.

Canlı cansız yaratılmış her varlığı Yüce Allah’ın bir emaneti olarak biliyor ve bizatihi çevreye duyarlı eylemsel mesajlar veriyorlar.

Parklarda, ormanlık alanlarda çöp toplamak gibi, fidan dikmek gibi örnek etkinliklerde Ocak gençliğini görürsünüz. Sokak hayvanlarını gözetleyenler de yine onlardır. Yaz kış demeden bu sessiz dostlarımızın yaşama hakkını gözetlemektedirler. Temalı projelerle, aktivite üzerine aktivite yapan bir kurum. Özel TV kanalları ya da internet üzerinden Hollywood tezgâhında Amerikan stratejisine esir düşen beyinleri bilir misiniz?

Ya da onlardan farkı olmayan sözde yerli sinema şirketlerinin film ve dizileriyle kimliksizleşen nesli?

İlmek ilmek esaret altına alınmak istenen körpe beyinler…

Okuyan ve araştıran bir nesil oluşturmak için Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı’nın, Türk gençliğini kitap okumaya teşvik edici aktiviteleriyle hep ön plana çıkan bir kurum olduğunu nasıl inkâr edebilirsiniz? Ülkücü bir bilinç için her bir ilimizde, ilçemizde sergiledikleri tiyatro oyunları ile bilinçli bir toplum inşa edenler, onlar değil midir?

O Ocakçılar ki, bakınız dün olduğu gibi bugün de bıkmadan ve yorulmadan, çocuklarımız için köklerimizi, inançlarımızı, değerlerimizi ve hayat felsefemizi anlatan eserler yayınlıyorlar.

20’li yaşlarda bir Ocak yöneticisinin görevini ifa ederken toplum içerisindeki nezaketi, özgüvenli duruşu ve duruma hâkimiyeti, ya da, söz konusu vatanı, bayrağı ve insanı olduğunda aldığı ciddiyeti ve cesaretiyle göz kamaştırıcıdır.

Dikkatle izleyince her ikisinde de bu muhteşemliği görürsünüz.

Dünya bugün yapay zekayı, otomasyonu, robotları, dronları, mobil, nano, enerji, sağlık teknolojileri gibi geleceğin 10 yılındaki büyük gelişimleri konuşuyor. Ama aynı zamanda milletler arası mücadeleler, büyük ülkelerin sömürü politikaları, bu ülkelerin yeni pozisyon hazırlıkları ve bunun acımasız durumları ve sonuçları bu yüzyılda dahi izleneceği görülüyor.

İşte gençlik bunun için önemli. Saygılı, kendini geliştiren, çalışkan, üretken, paylaşan ve değerlerine sahip çıkan, ne pahasına olursa olsun bunu yapabilen gençliğe ihtiyacımız var. Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın tarihi envanteri de bize bunu söylüyor.

Ülkü Ocakları’nın aynı zamanda, Müslüman Türk milletine hatta bütün insanlığa uygulanan katliamlara ve haksızlıklara karşı her zaman söyleyecek söze de bunlarla mücadele edecek cesarete de sahiptir. Çünkü biliyor ki, haksızlıklar karşısında susmamak geçmişinden kendisine mirastır.

5 yıl önce ve sonrasında Irak’ta savaşın acımasızlığı ve terör örgütlerinin uyguladığı vahşet tüm hızıyla sürerken hiçbir insani yardım kuruluşu sınırlarda bile gezemezken, Ülkü Ocakları onlarca tıra, gıda ve giyim malzemeleri toplayarak Türkmeneli’nde yaşayan soydaşlarımızın çığlığına koşuyordu. O yürekler, geçtikleri her yerde sadece Türkmenlere değil, aç ve susuz kalmış diğer mazlum bölge insanlarının da imdadına yetişen cesur yüreklerdir.

Unutuldu mu bunlar?

HER ÜLKÜCÜ FEDAKÂRLIK SEMBLÜ

Her bir Ülkü Ocaklı, vatanının sevdalısı, milletinin aşığı, bayrağının bekçisi olarak gururla hizmet veriyor. Onuru ve geleceği için bilimde, kültürde, sanatta, cesarette ve mücadelede en ileri safta olan Ülkü Ocakları, sadece Ülkücülerin değil bütün Türk milletinin gözbebeğidir.

Onun için de, Ülkü Ocakları terör örgütlerinin ve emperyalizmin çıkarlarını savunan kişi ve kurumların hep hedefindedir.

Ülkü Ocakları’na ithamlarda bulunan boş kafalar, şuursuzlar ya da maksatlı şuura sahip çirkeflere çağrıda bulunuyorum;

Haydi, Ülkü Ocaklarına muadil olabilecek bir tek kurum söyleyin! Biliyorum nutkunuz tutulacak, kekeleyecek ve söyleyemeyecek; susacaksınız.

Öyleyse nedir bu kininiz…

Onun için unutmayın ki, aradan yıllar geçse de yetiştiğimiz, piştiğimiz Ocağımıza karşın beyinlerinize dikte edilen fikirlerin itmesiyle yaptığınız pişkince hakaretlere elbette verilecek her zaman cevabımız vardır.

Kahrolsun Türk Milliyetçiliğinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin teminatı gençliğimizi değersizleştirmek adına kuklalık yapanlara…

Var olsun, kahpe düzenin yiğit çocukları...

Yaşasın, Ülkü Ocakları.”