Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri ve Bursa milletvekili İsmet Büyükataman "Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ülkücü kardeşlerim CHP’ye Oy verecek “sözlerine cevaben açıklama yaptı.

Büyükataman'ın açıklaması şu şekilde:

31 Mart yaklaştıkça CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve kadrosu yeni bir üslupsuzlukla, yeni bir saçmalıkla karşımıza çıkmaktadır. 31 Mart akşamı sandıktan çıkacak olan sonucu şimdiden gören Kılıçdaroğlu ve avanesi bu panik hâliyle ne söylediğini pek bilememektedir.

Bir TV kanalında konuşan Kılıçdaroğlu “Seçim demokrasiye inananlarla inanmayanlar arasında gerçekleşecek.” ve “Ülkücü kardeşlerim de CHP’ye oy verecek.” diyebilecek kadar raydan çıkmıştır.

27 Şubat 2019 tarihinde CHP Hopa İlçe Başkanlığından yapılan “Hopa İttifakı Aday tanıtım etkinliğinde protokol ve misafirler anons edilirken İttifak bileşenlerinden HDP il başkanı ve heyetinin anonsu sırasında, özensizlik ve diyalog eksikliğinden kaynaklanan bazı sorunlar yaşanmıştır.” itirafına rağmen “HDP ile ittifak yapmadık.” diyerek gerçekleri gizlemeye çalışan Kılıçdaroğlu ile hiçbir Ülkücü kardeş olamaz. Ülkücünün kırmızıçizgisi vatandır, millettir, bekadır.

“Bizim için YPG terör örgütü değildir. YPG kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur.” diyen Kılıçdaroğlu’nun CHP’sine oy verecek bir Ülkücü yoktur. Bir Ülkücü mesela teröristbaşı Apo’nun posterleri önünde demeçler veren, devlete kendince meydan okuyan Alper Taş gibilere ya da HDP mitinginde HDP’nin gücüne güç katmaya devam edeceğini söyleyen, 220 Ülkücü’nün idamını isteyen, işkenceci babasıyla gurur duyan Tunç Soyer’e mi oy verecek? Ya da bir Ülkücü, CHP listelerinden seçime giren HDP’li belediye meclis üyesi adaylarına mı oy verecektir?

“En iyi darbe yönetimi, en kötü demokratik yönetimden daha kötüdür.” diyen Milliyetçi Hareket’i zihninde kurguladığı demokrasi karşıtı cephe içerisinde gösteren Kılıçdaroğlu’nu Milliyetçi Hareket’in 50 yıllık şerefli geçmişini okumaya davet ediyorum. Halkı sokaklara çağıranların, 15 Temmuz gecesi ellerini ovuşturanların, terör örgütüne özgürlükçü diyenlerin, terör örgütü uzantılarıyla kapalı kapılar ardında ittifak yapanların Milliyetçi Hareket’in mazisinden ve demokrasi kültüründen bir damlacık olsun nasiplendikleri takdirde yönlerini zillete değil millete çevirecekleri muhakkaktır.

Her seçim öncesi seçimlerin güvenliğini sorgulayan, her seçimin ardından halkı tahrik edip kendisi ortalıkta gözükmeyen CHP yönetiminin demokrasinin bir aracı olan seçimlerin sonuçlarını hazmedemeyerek halkı galeyana getirip toplumu iç huzursuzluğa ve hatta kalkışmaya yönlendirmesi demokrasiden nasibini alamadığının göstergesidir. Demokrasi ve özgürlükler konusunda sicili oldukça bozuk olan, demokrasiyi terör örgütlerinin siyasi uzantılarına alan açmak olarak gören CHP; etkin pişmanlıktan faydalanıp cezasının affedilmesi için uğraşacağına Türk milletinin gözünün içine baka baka hatalı fiilinde ısrar etmektedir.

Ne mutlu dostunu, düşmanını tanıyanlara; ne mutlu yatağında akan ırmaklara...