MHP Genel sekreteri Büyükataman, “Şer ittifakının mağlubiyetten galibiyet çıkarma çabalarına dair” başlıklı yaptığı yazılı açıklamada, “ Pollyanna özentisi bir siyasetçi hanımefendi, Cumhurbaşkanı olacağım diye çıktığı yolda Selahaddin Demirtaş’a yoldaş, Kılıçdaroğlu’na yandaş olmuş ve girdiği seçimlerde aziz milletimiz bu şahsa teveccüh göstermediği hâlde “Seçimi kazandık, bizden nasıl da çekiniyorlar!..” şeklinde beyanlar vermekte ve kendisiyle beraber, kendisini kurgulayanların da kaybettiği gerçeğini yok saymaktadır” ifadesini kullandı.

“Kendi beceriksizlik ve başarısızlıklarını ifade ederken Pollyanna olan hanımefendi, Milliyetçi Hareket’in başarıları söz konusu olunca -haddineymiş gibi- bir anda özüne dönmekte, kinini kusmakta, gerçekleri saptırmakta, iyileri kötü görmektedir” diyen Büyükataman şöyle devam etti:

“Apo’nun heykelini dikeceğini söyleyene özgürlük isteyen, PKK’nın siyasi kanadı ile milletin gözünün içine baka baka ittifak yapan, YPG’yi terör örgütü olarak görmediğini söyleyenlerle yol yürüyen Pollyanna, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin Mahalli İdareler Seçimleri için teklif ettiği yeni sistemin; bir ideolojik savruluş ve eyalet sistemine geçişin altyapısı olduğunu iddia edebilecek kadar da şahsına münhasır yepyeni bir fıkra kahramınıdır. Büyük Türk milletinin dualarla andığı Genel Başkanımıza kendince müstehzi bir şekilde şifa dileğini ise kendisine iade etmek en şık seçenek olacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi dün olduğu gibi bugün de Türkiye Cumhuriyeti’nin teminatı, necip Türk milletinin birliğinin garantisi, devletin bölünmez bütünlüğünün yılmaz savunucusudur. Bunun aksini iddia edenin söylediği laf hükümsüz, lafı söyleyen ancak ve ancak müfteridir. Arkadaşı Demirtaş, dostu Kılıçdaroğlu olandan da doğru ve milletin menfaatine olacak bir söz beklentimiz bulunmamaktadır."

MHP'li Büyükataman'ın açıklaması şu şekilde:

Pollyanna özentisi bir siyasetçi hanımefendi, Cumhurbaşkanı olacağım diye çıktığı yolda Selahaddin Demirtaş’a yoldaş, Kılıçdaroğlu’na yandaş olmuş ve girdiği seçimlerde aziz milletimiz bu şahsa teveccüh göstermediği hâlde “Seçimi kazandık, bizden nasıl da çekiniyorlar!..” şeklinde beyanlar vermekte ve kendisiyle beraber, kendisini kurgulayanların da kaybettiği gerçeğini yok saymaktadır.

Kendi beceriksizlik ve başarısızlıklarını ifade ederken Pollyanna olan hanımefendi, Milliyetçi Hareket’in başarıları söz konusu olunca -haddineymiş gibi- bir anda özüne dönmekte, kinini kusmakta, gerçekleri saptırmakta, iyileri kötü görmektedir.

Apo’nun heykelini dikeceğini söyleyene özgürlük isteyen, PKK’nın siyasi kanadı ile milletin gözünün içine baka baka ittifak yapan, YPG’yi terör örgütü olarak görmediğini söyleyenlerle yol yürüyen Pollyanna, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin Mahalli İdareler Seçimleri için teklif ettiği yeni sistemin; bir ideolojik savruluş ve eyalet sistemine geçişin altyapısı olduğunu iddia edebilecek kadar da şahsına münhasır yepyeni bir fıkra kahramınıdır. Büyük Türk milletinin dualarla andığı Genel Başkanımıza kendince müstehzi bir şekilde şifa dileğini ise kendisine iade etmek en şık seçenek olacaktır.

Milliyetçi Hareket Partisi dün olduğu gibi bugün de Türkiye Cumhuriyeti’nin teminatı, necip Türk milletinin birliğinin garantisi, devletin bölünmez bütünlüğünün yılmaz savunucusudur. Bunun aksini iddia edenin söylediği laf hükümsüz, lafı söyleyen ancak ve ancak müfteridir. Arkadaşı Demirtaş, dostu Kılıçdaroğlu olandan da doğru ve milletin menfaatine olacak bir söz beklentimiz bulunmamaktadır.

Tasvip etmediğimizi söylediğimiz Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırı üzerinden Milliyetçi Hareket’in beka söylemine saldırmak sağlıklı bir ruh hâlinin ürünü değildir. Birileri; ülkemizi tehdit eden, Mehmetçiğe kurşun sıkmak için siperde bekleyen PKK’nın uzantılarına terör örgütü demeyecek, terörist leşlerinin cenazelerinde gözyaşı döken yöneticilerine hesap sormayacak, öldürülen PKK’lı kadınlara methiyeler düzen il başkanına sahip çıkacak, PKK’nın siyasi temsilcileriyle ortak hareket edecek ve sonra “Milliyetçi Hareket Partisi bunları gündeme getirmeseydi bu saldırı olmayacaktı.” sözleriyle Milliyetçi Hareket Partisi ve onun Sayın Genel Başkanı suçlu ilan edilecek, öyle mi? Dün söylediğimiz gibi bugün de tekrar etmekteyiz: Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi olayları bu noktaya getiren siyasi çizgisini gözden geçirmek zorundadır.

Harf oyunlarıyla “millet”in iradesini “Millet”e yönelmiş göstermeye çalışan hanımefendi, ucuz oyunlarına bakıldığında büyük Türk milletinin; Cumhur İttifakı’na sandıkta verdiği desteği anlayamamış, Milliyetçi Hareket Partisinin aldığı %18,81’lik desteği hazmedememiş, kendilerini yok saydığını ise idrak edememiş gözükmektedir.

Mahalli İdareler Seçimlerinden bir beka sorunu türetmek isteyenlerin oyunlarını başına geçirmiş bulunan Milliyetçi Hareket’in Sayın Genel Başkanına yönelik saldırılara bu çıkarcı Polyyanna’nın da katılmış olmasına şaşırmamak gerekmektedir. Hendek kalkışmasını yapanlarla birlikte yol yürüyenlere bekayı anlatacak değiliz. Büyük Türk milleti bekanın ne olduğunu idrak etmiş, tavrını da buna göre sandığa yansıtmıştır. Zilletin temsilcileri hazmetse de hazmetmese de 31 Mart’ta cumhur kazanmış, “millet” kazanmış; “zillet” ise kaybetmiştir ve bu mübarek topraklarda zillet, kaybetmeye mahkûmdur.