MHP MYK Üyesi Abbas Bozyel “Aydınlık Gazetesi Yazarı Rıza Zelyut’un MHP Lideri Bahçeli'yi hedef alan sözlerine ilişkin” bir yazılı açıklama yaptı.

Bozyel'in açıklaması şu şekilde:

Kuşkusuz ki, ahmak kişilikler, olayları akıl, iman ve yüreğiyle değil, esiri oldukları duygularıyla ele alırlar. Bu nedenle de Rıza Zelyut gibi, “aklıyla arası açık, ahmaklık illetine yakalanmış olan mariz ve maraz tipler, aynı zaman da, gerçekleri yalanlarla örtbas eden cehlin” damgalı öncüleridir.

Olumsuz düşünce sahibi, kötü niyet elçisi, varlığını zan ve varsayımlar üzerine inşa etmiş Rıza Zelyut, aynı zaman da adının anlam ve manevi değerine zıt bir karakter sergilemektedir. İşi gücü bırakmış, zamanını Devlet Bahçeli’ye düşmanlık serdetmek, Milliyetçi Harekete fitne-fücur ekmeye çalışmak olan bu zevatın yaptığı, Kur’an-i anlamda tam iblisçe bir tutum ve davranıştır.

Bırakınız yolunu şaşırmış meczup halini, akıl dünyası akortsuz, gönül bahçesi çöle dönmüş, iç dünyası karanlık, fikir ve düşünce hayatı virane böyle bir zavallının, birde kalkıp iman, ahlak, dürüstlük ve vatanseverlikten bahsetmesi, riyakârlığın ve namertliğin dik alasıdır.

Esasen kimi zaman ifratın kimi zaman tefritin pençesinde kıvranan Zelyut Efendi gibilerinin kalbinin tedaviye, fikrinin paklığa, körelmiş vicdanlarının ıslaha ihtiyacı vardır.

MHP Lideri Devlet Bahçeli gibi ömrünü Türk milletinin mukadderatına adamış izzet, şeref, feragat ve fedakârlık timsali bir mümtaz şahsiyete saldırmak, ancak ve ancak Rıza Zelyut gibi adamlık libasını çıkararak, şeytanın gömleğini giyen “nasipsiz ve düşkünlerin”, iman, aşk ve insanlıktan habersiz olanların yoludur.

Kalemiyle ve diliyle tefrika yaymakla vazifeli bu ve benzerlerinin yaptığı iş; bir taraftan şarlatanlık, diğer taraftan da şirretliktir. Zira Kalemi ve diliyle biz Türk milliyetçisi dava adamlarına söverken, ihanet ehli çevrelere sevgi ve saygı mesajları göndermektedirler. Anlaşılıyor ki bu zat, Türk-İslam Ülküsünün liderine, mensuplarına ve teşkilatına karşı bir şeyler yazmaya zorunlu tutulmuş, aleyhte konuşmaya ve karalamaya mecbur kılınmış bir boyunduruğun altında can çekişmektedir.

Mevlana der ki; “eğer köpeğe bir taş atsan, köpek taşa hücum etmez, taşı ısırmaz. Aksine o taşı atan insanın peşine koşmakta ve ona saldırmaktadır.” Bu mana da biz, haksız yere ne kimseye taş attık ne de ‘hoşt’ dedik. Bizim taş attıklarımız milletimizin evlatlarına, polisine ve askerine kurşun sıkan etnik bölücü hain PKK, PYD, DHKP-C ve FETÖ gibi terör örgütünün köpeklerinedir. Kandil’deki, İmralı’daki, Kuzey Irak, Sincar ve Pensilvenya’daki katiller sürüsüyle ülkemiz içindeki yoldaşlarınadır.

Hâliyle kim, hangi medya patronu, hangi etkin merkezlerin temsilcisi, hangi gazete ve yazar olursa olsun, kim gidip o katiller sürüsünün arasına karışmışsa, kaçınılmaz akıbet; Türklüğün ve Türk Milletinin kara sevdalısı biz Türk milliyetçilerinin ve iftihar kaynağımız Liderimizin her taşına muhatap olacaklarıdır.

Hiç kimse unutmasın ve varsa aklını başına alsın. Ulu büyüklerimizin diliyle; “düşmanlık eden düşmanlık, hürmet eden hürmet görür.” Sosyal maliyeti çok ağır bedeller ödemiş, çile, zorluk ve meşakkati; fikir, düşünce ve siyasal yolculuğunun katığı yapmış, zindanlarla ve ölümlerle sınanmış bir hareketin lideri ve mensuplarına çatmak ve hakaret etmek, ancak ve ancak; Türklüğe, Türkiye’ye ve Türk Milliyetçiliğine düşmanlığı olanların yoludur. Biz bu yolun yolcularına, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yol vermemekte yeminliyiz.

Millet, vatan, devlet, bayrak, ezan gibi tüm mukaddes değerlerimiz uğrunda fi-sebilillah mücadele eden Türk-İslam ülkücülerine düşmanlık etmek, iftira ve bühtanda bulunmak Yüce Allah’ın da gayretine dokunur.

Hz. Ali efendimizin; “hainlere güvenmek Allah’ın bir takım nimetlerinin elinizden çıkmasına vesile olur.” dediği gibi, ebed-müddet bağımsız ve hür yaşamak gibi bir nimeti; ister Rıza Zelyut gibi elinde defter kalem taşıyan sözde yazar-çizer güruhuna, ister elinde silah ve bomba taşıyan hain teröristlere peşkeş çekilmesine asla müsaade etmedik. Etmeyeceğiz.

Cümle âlem şahittir ki; Türk milliyetçilerinin Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin yolu ayıplı ve kusurlu bir yol değildir. Onun yolu binlerce yıllık bilinen Türk tarihine mührünü vurmuş, muzaffer devlet adamlarının, milli tefekkür ve düşünce adamlarının, Milli Mücadele kahramanlarının yoludur.

Onun yolu milli varlığımıza kast eden şakilerin yolu değildir. Onun yolu Anadolu’yu Türkleştiren ve İslamlaştıran, ahlak ve fazilet mümessili, Yüce Peygamberimizin ve Kur’an’ın nurlu yolundan yürüyen Hoca Ahmet Yesevi hazretlerinden başlamak üzere, Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaşi Veli, gibi nice maneviyat önderlerinin yoludur.

Onun yolu, Türk milletinin ve Devletinin, Türk tarihinin, vizyon ve misyonunun yoludur. Devlet Bahçeli’nin yolu adıyla müsemma bir yoldur. Onun yolu milletimizi ve devletimizi her türlü bela ve tuzaklardan koruyucu ve varlığını idame ettirmek için serdettiği bir ülkü, aşk, heyecan, gayret ve kararlılık yoludur. Liderimizin yolu Kutadgu Bilig’de öğütlenen, “erdemli kimselerin yoludur”

Sayın Bahçelinin yolu Türklüğe duyduğu aşktır. İstiklaline ve istikbaline karşı duyduğu mesuliyettir. Bu aşkının ve sorumluluğunun şahidi de, Türk milletinin bizatihi kendisidir. Onun yolu, 15 Temmuz alçak FETÖ darbesinde tarihin akışını ve milletin kaderini değiştiren cesaret ve kahramanlığıdır. Onun yolu tarihin sunduğu bilgi ve tecrübenin ışığından ders çıkararak milletimizi selamete, hukuka ve adalete götüren hak yoludur.

Bu nedenledir ki liderimize yapılan saldırıların başını çeken ve de aslını astarını çok iyi bildiğimiz bu menfur tiplerin ne siyasi hatıralarımızda ne siyasi tarihimizde yerleri vardır. Genel Başkanımızın iç ve dış şer ortaklarının, Rıza Zelyut gibi ideolojisine esir düşmüş adamların hücum ve fitnesine maruz kalması, aynı zaman da istikametimizin doğru olduğunun da delilidir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.