CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Man Adası ile savcılığa verdikleri belgelerin sahte olmadığının ortaya çıktığını belirterek, "Şimdi ben Recep Bey'e soruyorum: İstifa edecek misin?" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, kendilerine yönelik ahlaksız eleştiriler yapıldığını ve o eleştirilerin tamamına cevap vereceklerini belirtti.

Olağanüstü Hal'in (OHAL) bütün ağırlığı ile devam ettiğini, 1 milyonu aşkın mağdur aile yaratıldığını, hapishanelerde, daha iddianamesi hazırlanmayan gencecik öğrenciler bulunduğunu öne süren Kemal Kılıçdaroğlu, "Hiç kimse endişe etmesin. Nerede bir mağdur varsa orada CHP vardır." diye konuştu.

21. yüzyılda tutuklu gazetecilerin bulunmasının bir demokrasi ayıbı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Görüşü ne olursa olsun bütün yürekler o gazetecilerle beraber." ifadesini kullandı.

İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun, durdurulan MİT tırlarının görüntüleriyle ilgili yargılandığı davaya değinen Kılıçdaroğlu, "Elde hiçbir somut veri yok, hiçbir belge yok, hiçbir doküman yok. Ama bir merkezden alınan talimatla Enis Berberoğlu hapishanede, esir konumunda. Buradan Enis Berberoğlu'na selamlarımızı gönderiyoruz, hiç meraklanmasın." değerlendirmesinde bulundu.

- Man Adası belgeleri

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 17 Aralık 2017 tarihli Grup Toplantısı'nda Man Adası belgelerini açıkladığını anımsatarak, hemen "sahtedir" denildiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, "Senin oğlunun, dünürünün, kardeşinin, eniştenin, eski özel kalem müdürünün, Man Adasındaki 1 sterline kurulan şirketle bağlantısı nedir?" sorusunu yönelttiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Önce kaçtı, cevap vermedi. Tekrar tekrar sordum, sonra 'Bunların tamamı sahte' dedi. 29 Kasım 2017'de 'Bugüne kadar o kürsüden salladığın her kağıt ya yalan ya yanlış çıktı. Bu defa kendisini, nasıl sahte belgelerle aldatıp o kürsüye kim çıkardı bilmiyorum' diyor. Benim adım Recep Bey değil, benim adım Kemal Kılıçdaroğlu. Seni önüne gelen herkes kandırır ama bu gariban kardeşinizi kimse kandıramaz. Sen herkesin oyuncağı ve maşası olursun, biz hiç kimsenin oyuncağı ve maşası olmayız. Biz ancak bu millete hesap veririz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu belgelere defalarca sahte dediğine işaret eden Kılıçdaroğlu, bunun üzerine belgeleri savcılığa teslim ettiklerini hatırlattı.

Savcının konuyla ilgili hazırladığı iddianameden bir bölüm okuyan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Yani diyor ki savcı; 'ilgili genel başkan yardımcısının verdiği belgeler ile Halk Bankası'nın ve Masak'ın, Mali Suçları Araştırma Kurulu'nun verdiği belgeler aynı belgelerdir' diyor. Şimdi ben Recep Bey'e soruyorum: İstifa edecek misin? Namusun, şerefin ve haysiyetin varsa bir dakika o koltukta oturmamalısın. Sahte diyordun, avukatın da sahte diyordu. Seni destekleyen herkes sahte diyordu. Verdik savcıya, hiç birisinin sahte olmadığı çıktı ortaya. Zaten biz 50 sefer araştırmadan konuşur muyuz? Benim adım Recep mi? Benim adım Kemal Kılıçdaroğlu. Bakarım, soruştururum, araştırırım öyle karar veririm. Seni her önüne gelen aldatır. İlkokul mezunu çocuk bile seni aldatır. Obama, PKK, El Nusra, YPG seni aldatır ama bu kardeşinizi hiç kimse aldatamaz.

Sormuştum kendisine, 'bu bir ticari ilişki. Şirket sattılar' demişti. Basit bir soru sordum, 'hangi şirketi sattı?' Man Adasında kurulan 1 sterlinlik şirkete 15 milyon dolarlık hangi şirketi sattı. Şerefin varsa bu soruya cevap verirsin. Bana sorduğun her sorunun cevabını verdim. Şimdi ben sana soruyorum, niye kaçak güreşiyorsun, niye korkuyorsun, neden cevap vermiyorsun? Ben de biliyorum senin niye cevap vermediğini. Hangi dümenleri çevirdiğini biliyorum. Hanedanın, o 1 sterline kurulan şirkete 15 milyon dolarlık şirketi nasıl ve hangi gerekçelerle sattığını da çok iyi biliyorum. Sen bana otur adam gibi cevap ver, kaçak güreşme. Verir mi? Veremez efendim. Cevap verecek hali mi var? Ancak yalan atar, iftira atar, karalama atar. Kandırılan bir adam bu memlekete faydalı olamaz, bu memleketin başını belaya sokar."

- "Bu kardeşin sana hep doğruları söyleyecek

Kemal Kılıçdaroğlu, cevap alıncaya kadar bu soruları sormaya devam edeceğini de vurgulayarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bir televizyon kanalında tartışma çağrısını yineledi.

Kılıçdaroğlu, "Benim önüme çıkmaktan korkuyorsun. Dünya kadar televizyonun var, niye korkuyorsun? Adamlarını da al gel. Vallahi de billahi de yalnız çıkacağım. Neden korkuyor biliyor musunuz? Her firavun'un bir Musa'sı var biliyorsunuz, o firavunun da Musa'sı benim..." dedi.

İşsizlikten insanların kendilerini yaktığını, ancak iktidarın bunlarla ilgilenmediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Kendisini yakan vatandaşla, esnafla bunların ilgisi yok. Esnaf ziyareti yaptım. Bu da hemen koşa koşa gitmiş esnaf ziyareti yapmaya, esnafı hatırlamaya başlamış. Beni takip et Erdoğan. Herkes seni kandırdı, bu kardeşin seni kandırmayacak, sana hep doğruları söyleyecek." diye konuştu.

- Dünyanın en pahalı mazotu...

"Rahmetli Ecevit'in önüne yazar kasa atıldı diye kıyamet kopmuştu. İnsanlar işsizlikten kendini yakıyor, bu Ankara'daki beylerin ar damarı var mı, ahlakı var mı? Hiçbir şeyleri yok bunların." diyen Kılıçdaroğlu, Şubat 2018 başı itibarıyla kredi kartı ve tüketici kredisi dolayısıyla vatandaşın borç yükünün 509 milyar lira olduğunu kaydetti.

2014'te vatandaşın bankalara 37 milyar lira faiz ödediğini, bu miktarın 2017'de 56 milyar liraya çıktığını belirten Kılıçdaroğlu, 1 milyon 293 bin kişinin ise bankalar tarafından kara listeye alındığını bildirdi.

Taksicinin, tır şoförünün, çiftçinin dünyanın en pahalı mazotunu kullandığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Sana dünyanın en pahalı mazotunu dayatıyorlar. Emin ol, o pahalı mazotu onlara yedireceğim..." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Yenişafak Gazetesi'nin son derece güzel bir habercilik yaparak, "Son 3 yılda en büyük bin sanayi kuruluşu bankalara tam 10 milyar 800 milyon lira faiz ödedi." haberini yaptığını anlatarak, "Kim? Üreten şirketler. Faiz ödüyorlar. Bu faizin karlardaki payı nedir biliyor musunuz? Karının yüzde 51'ini bankalara faiz olarak ödüyor." dedi.

Gazetenin devam haberinin ise daha büyük şekilde, "kamu bankalarının faizi özel bankaları geçti" şeklinde çıktığını aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Biliyorum; Erdoğan o haberi görmemiş. Görse 'Bu faizleri kesin Kılıçdaroğlu yapmıştır. Faizleri CHP yükseltmiştir' diyecek. Ben şimdi size Erdoğan'ın yeni bir konuşmasından bölüm okuyacağım. Şöyle diyor Bay Recep; 'birileri hala görmezlikten geliyor. Geçenlerde bir banka karını açıklıyor. 6 küsür milyar lira. Biz bu faiz lobisine mi çalışacağız?' Günaydın Recep Bey. Aylardır, yıllardır çalışıyorsun faiz lobisine. Dilimizde tüy bitti, sana defalarca söyledik. Sen Türk halkının değil, faiz lobisinin Başbakanısın, faiz lobisinin liderisin sen, onlara çalışıyorsun."

- Faiz eleştirisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 15 yıldır "Faize kesinlikle taviz verilmeyecek." dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "15 yıldır bu memleketi senin yönettiğinin sen hala farkında değil misin? Sen hala bu ülkede tefecilere çalışan bir adam değil misin? Milletin kanını emdin sen, gelirini emdin." diye konuştu.

Erdoğan'ın şimdi bu durumdan şikayet ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, şu açıklamaları yaptı:

"Sen bir KHK ile Hocaları atıyorsun, bir KHK ile adamların mal varlığına el koyuyorsun, ailelerini dağıtıyorsun. Bir de faiz lobisiyle mücadele et. Çıkar bir KHK, de ki 'faiz sıfır olmuştur.' Vallahi de billahi de gelip saraya seni kutlayacağım. Yapabilir mi? Yapamaz. Niye yapamaz? Yakasını tefecilere kaptırmış zaten. Hem içeride hem dışarıda. Tefeci 'faiz oranı şu olacak' diyor, bunlar da aynen ona uyuyor. Ne için? Borç para lazım. Yoksa ekonomi dönmüyor. Cumhuriyet tarihinde yakasını tefecilere kaptıran iktidar, bu iktidardır. Şimdi itiraf ediyorlar, 'efendim önlem almamız lazım'. Günaydın. 15 yıldır ne yapıyordun sen? Birileri kandırıyordu. Sana bir sır daha vereyim, kimse duymasın çünkü seni tefeciler de kandırır, sevgili Recep Bey, seni tefeciler de kandırıyor, yüksek faizlerle senden para alıyorlar. Sen onlara hizmet eden konuma geldin."

Erdoğan'ın yüksek faiz nedeniyle yatırım yapılamadığını, dolayısıyla istihdam da oluşturulamadığını söylediğine değinen Kılıçdaroğlu, "Doğru, bak doğruya doğru diyorum Recep Bey." dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, sadece İstanbul'da 1 milyondan fazla haneye borçları nedeniyle su ve doğalgaz verilmediğini öne sürdü.

Bunun vicdanla bağdaşmayacağını bildiren Kılıçdaroğlu, fakir fukaranın sorunlarını bir tek kendilerinin dile getirdiğini anlattı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında verdiği 5 yıl 10 ay hapis cezası kararını asla kabul etmediklerini belirterek, "Enis kardeşim hiç üzülme. Adımın Kemal olduğu kadar eminin bu yargılama sürecinden mutlaka beraat edeceksin. Biz bunu biliyoruz." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Kerkük'ün önemine işaret etti.

Kerkük ile tarihi bağların bulunduğunu, buradaki soydaşlar ile ortak dil, kültür, inançları olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Onların yaptığı gibi laf ebeliği yapmıyoruz, dürüst ve namuslu siyaset yapıyoruz. Nerede soydaşımız, akrabamız varsa yardım yapıyoruz. Kerkük'te Türkmenler sistemli şekilde öldürülüyor. Recep Bey, Dışişleri Bakanı duysun. En son ocakta iki değerli Türkmen lider öldürüldü. Hükümetten bir laf duydunuz mu, Recep Bey bir şey söyledi mi? Haberi bile yoktur. Kerkük'teki Türkmenlere, Suriye'deki Türkmenlere sahip çıkan biziz. Kim mağdursa biz onların yanındayız." diye konuştu.

- "Vatani görevi, parti görevine dönüştürmek istiyorsunuz"

Ülkenin bekasının, güvencesinin o ülkenin ordusu olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, orduyu, "peygamber ocağı, Mehmetçik'in yuvası, Mustafa Kemal'in ordusu" olarak tanımladıklarını anımsattı.

Kılıçdaroğlu, ordunun Afrin'de yaptığı harekatı ilk günden itibaren desteklediklerinin, bu konuyla ilgili ilk cümlesinin, "Allah ordumuzun yolunu açsın." olduğunun altını çizdi.

Afrin'de zor şartlarda mücadele edildiğini ve şehitlerin geldiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, hiçbir askerin burnunun kanamasını istemediklerini, her annenin, oğlunun sağ salim eve dönmesini beklediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, ordunun yaptığı mücadelenin, Türk halkının, milletinin mücadelesi olduğunu belirterek, "Bu Erdoğan'ın mücadelesi değildir, onu siyasallaştırmak doğru değildir. Ordu hepinizin ordusudur, hepimizin çocukları, hangi görüşten olursak olalım askere gider, vatani görevini yaparlar. Siz vatani görevi, parti görevine dönüştürmek istiyorsunuz. Bunun adı orduya da vatana da ihanettir. Buna izin vermem, kusura bakma." dedi.

- "Devletin operasyonu, siyasetin değil"

Kemal Kılıçdaroğlu, son 15 yılda iki kurumda, Türkiye'nin DNA'sıyla oynadığını, bunların, ordu ve milli eğitim olduğunu öne sürerek, "Ergenekon, Balyoz operasyonlarını kim yaptı? FETÖ'nün ordunun içinde yuvalanmasını sağlayanlar hangi şerefsizlerdi? Genelkurmay Başkanı'nı, terörist diye hangi şerefsizler hapse attı?" sorularını yöneltti. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Kalkmış bana şeref ve namustan bahsediyor. Ordunun içinde yuvalattılar, her türlü siyasi desteği verdiler, cumhuriyet tarihinde ilk kez dört komutan istifa etmek zorunda kaldı, terörle mücadele edecek olan ordunun elini kolunu bağladılar, Kuzey Irak'ta ordumuzun, askerlerin başına çuval geçirildi bir nota dahi veremediler. Şimdi kalkmışlar bana kahramanlıktan söz ediyor. Neymiş, Recep Bey kahramanmış; ne kahramanı. Kendi toprağından IŞİD'in desteğiyle kaçan, Süleyman Şah Türbesi'ni kaçıran adamdan kahraman mı oluyor? Dünyanın en korkak adamı. Kahraman diye geçiniyor. Sen Türkiye Cumhuriyeti tarihinin gelmiş geçmiş en korkak adamısın. Sen Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırırken IŞİD ile iş birliği mi yaptın yoksa IŞİD'ten korktun mu?

Hiç kimse unutmasın, Afrin operasyonu, devletin bir operasyonudur, siyasetin değil. Afrin operasyonu başlamadan önce muhataplarıyla gidip devlet adına görüşen iki önemli devlet bürokratı vardır; Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'dır. Siyaset devreye girmemiş ve siyaset ciddiye alınmamıştır. Bu ikisi Moskova, Avrupa, ABD'ye gitti, Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası için bu operasyonun gerekliliğini anlattılar, hava desteği de bunların sayesinde alındı. Kalkmış afra, tafra geziyor ortalıkta kahramanım diye. Dünyanın en korkak adamı kahraman olacak."

- "Artık İçişleri Bakanlığı da kabul ediyor"

Kılıçdaroğlu, devletin varlığının, Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasının her şeyin üstünde olduğunu belirtti.

Devleti yönetenlerin beş temel kurala uyması gerektiğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, birinci kuralın devletin akıl, mantık, liyakatla yönetilmesi olduğunu dile getirdi. Kılıçdaroğlu, devleti yönetenlerin az ve öz konuşması, toplumda adaleti sağlaması, halkı baskılamaması, millete hesap vermesi gerektiğini söyledi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"PYD ile ilgili de soru sormuştum. Bizi suçluyor, ağzı dolu dolu bunu söylemiyormuşum. Ağzımdan çıkan belli, duymuyorsan ne yapalım. Benim bildiğim insanlar kulaklarıyla dinler. Sen kulağınla dinlemiyorsan ben ne yapacağım, kime anlatacağım?

Kızmasının nedeni; PYD liderini, Yargıtayın PYD'nin terör örgütü olduğuna dair kararına rağmen Ankara'ya davet ettiler, kırmızı halılar serdi, devletin bütün sırlarını paylaştı. Sevgili Recep Bey 'sen ve ekibin, terör örgütüne yardım ve yataklık yaptınız' dedim. Bekledim dava açan yok, açsa rezil olacak. Mahkeme kararıyla terör örgütüne yardım ve yataklık yaptığı tescil edilecek. Sorularıma Recep Bey'den cevap yok, bu soruları duyunca dut yemiş bülbüle dönüyor. Seni dut yemiş bülbüle döndüreceğim. İçişleri Bakanlığı Salih Müslim'i terör listesine aldı."

Kılıçdaroğlu bu arada, partisinin İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'a hitaben, "Bunu da götüreceksin, o dilekçene ekleyeceksin. Suç duyurusunda bulunmamızdan sonra terör listesine aldı, yardım ve yataklığı artık İçişleri Bakanlığı da kabul ediyor." dedi.

- "Siz iş birliği mi yaptınız?"

Kılıçdaroğlu, bütün bunları söylediğinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ekibinin, kendisine "Bremen mızıkacıları" gibi saldırdığını savundu.

Kendisine saldıranların başında PKK'nın geldiğini, PKK'nın, kendisi dışında hiçbir lidere saldırmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Bana saldırdı terör örgütü, sana saldırmadı. Sen gittin onunla İmralı'da masaya oturdun." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, FETÖ'nün de defalarca kendisine saldırdığını, hakkındaki fezlekelerin büyük kısmının onun adamları tarafından düzenlendiğini belirtti. Kemal Kılıçdaroğlu, IŞİD'in de saldırdığını, adalet yürüyüşünde İstanbul ile Kocaeli arasında IŞİD'in kendilerine saldıracağına dair iddianame hazırlandığını hatırlattı.

Rıza Sarraf'ın da saldırdığını, avukatlarını görevlendirerek kendisi hakkında yüzlerce dava açtığını anlatan Kılıçdaroğlu, "En son El Nusra, o da bize saldırıyor. Bu terör örgütleri arasında bize saldıran birisi daha var; Recep Tayyip Erdoğan. Kiminle mücadele edeceğiz? PKK, IŞİD, El Nusra, FETÖ saldırıyor, sen de saldırıyorsun. Siz iş birliği mi yaptınız, nedir bu saldırı?" diye konuştu.

-"Benim oğlum asker"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Esnaf ziyaretinden sonra 'Bu Kemal'in takımı bir yana, geri kalanı herkesi Afrin'e götüreceğiz.' diyor. Sevgili Recep Bey, Kemal'in takımı zaten Afrin'de. O takımın adı Mustafa Kemal'in ordusu. Onu kendi ordusu gibi görüyor, o ordu senin ordun değil bu milletin ordusudur. Neymiş, 'Kemal'in takımı hariç'. Benim oğlum asker, benim oğlum askerlikten kaçmadı, oğlum çürük raporu almadı, bedelli ödemedi. Benim oğlum fakirin, fukaranın, garibanın çocuğu nasıl askere gittiyse öyle askere gitti? Sen benim yanımda ayar tutturamazsın Recep Bey. Senin çocukların ne oldu? Takımının, hanedanın çocukları ne oldu? Garibin, gurebanın, şehidin ölüsünden edebiyat yaparsın, köşeyi dönünce de aile boyu kaçarsın. Sen benim ayarım değilsin. Arkamdan laf söyleme, söyleyeceksen adam gibi gel karşımda söyle. Çocuklarını askerden kaçıran adam milliymiş. Gayri milli adam millilik edebiyatı yapıyor. Vallahi de billahi de gayri millisin. Çocuğunu askere göndermeyeceksin, kendi topraklarından kaçacaksın, Yunanistan Ege adalarını işgal etmiş ses çıkarmayacaksın, oturacaksın sadece Kılıçdaroğlu ile uğraşacaksın. Senin boyun yetmez Recep Bey. Devletin kozmik odasını FETÖ'ye açan, milli eğitimi FETÖ'ye teslim eden şerefsizler kimlerdi?"

- "Alınacak her kararı destekleyeceğiz"

Kılıçdaroğlu, Ortadoğu'nun kaynadığını dile getirerek, ABD, Rusya, İran ve Türkiye'nin orada olduğuna işaret etti.

ABD'nin, PYD terör örgütüne silah vermesinin, bir terör örgütünü, meşru hükümetin, devletin desteklemesinin asla ve asla kabul edilemeyeceğini bildiren Kılıçdaroğlu, "Bizimle müttefiklik ilişkilerimizi sürdürecekseniz hiç kimsenin terör örgütlerine şu veya bu şekilde destek vermesini kabul etmiyoruz. Bu konuda alınacak her kararı sonuna kadar destekleyeceğiz." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, bölgelerinde, vatanlarında, Suriye'de, Irak'ta huzur istediklerini belirtti.

Konuşması sırasında Kılıçdaroğlu'na, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında verdiği 5 yıl 10 ay hapis cezası kararı iletildi. Kılıçdaroğlu, bunu asla kabul etmediklerini kaydederek, "Enis kardeşim hiç üzülme. Adımın Kemal olduğu kadar eminin bu yargılama sürecinden mutlaka beraat edeceksin. Biz bunu biliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.