CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "15 yıldır ülkeyi yönetenler Türkiye'yi 5 temel sorunla karşı karşıya getirdiler. Nedir 5 temel sorun? Birincisi eğitim, ikincisi dış politika, üçüncüsü toplumsal barış, dördüncüsü demokrasi, beşincisi ekonomi." dedi. 

Erciyes Kayak Merkezi'ndeki bir otelde düzenlenen CHP İl Başkanları Toplantısı'na katılan Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada, demokrasiye kurulan bir kumpası son derece bilinçli ve akılcı bir şekilde yine demokrasinin kuralları içerisinde bozduklarını savundu.

Ezberlerin, morallerin bozulduğunu bildiğini ama bir şeyden herkesin çok emin olması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ülkenin demokrasiyi savunma konusunda öncülük eden partisinin Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu söyledi. 

Kayseri'nin sanayi, üniversite ve tarım kenti olduğunu, diğer Anadolu illerinde olduğu gibi Kayseri'de de işsizlik sorunu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Daha acı olan ise sadece resmi verilere göre 2017 yılında 223 bin 810 kişi sosyal yardımla hayatını sürdürüyor. Bu bile 15 yıldır yönetilen bir Türkiye'de nasıl bir tablonun miras bırakıldığını gösteriyor. Türkiye'nin diğer illerinde de benzer tablolar var. Hatta daha ağır bir tablo var Kayseri'ye göre. O nedenle biz hep birlikte bugün toplumun önüne konan tabloyu değiştirmek zorundayız. Bu sorumluluk sadece benim değil, sadece sizin de değil, herkesin sorumluluğu var." diye konuştu. 

İl başkanlarından bilgiye dayalı konuşmalarını isteyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Bilgiye dayalı konuşacağız. Bir şey söylüyorsak arkası dolu olan bir şeyi ifade ediyoruz demektir. Bilgiye dayalı konuştuğumuz zaman herkes bizi dinler, bunu yapın. İllerinize gideceksiniz, önümüzdeki süreci anlatacaksınız. Önce şuradan başlayın, bu ülkenin bugün 2018 tarihini de, gününü de verin, şu tarihli Türkiye'nin 5 temel sorunu var diyeceksiniz. Bir değil 5 temel sorun var. 2002'de iktidar olduklarında Türkiye'nin bir temel sorunu vardı, toplumsal barış, Kürt sorunu veya beraber yaşama sorunu. Bu vardı 2002'de. 15 yıldır ülkeyi yönetenler Türkiye'yi 5 temel sorunla karşı karşıya getirdiler. Nedir 5 temel sorun? Birincisi eğitim, ikincisi dış politika, üçüncüsü toplumsal barış, dördüncüsü demokrasi, beşincisi ekonomi. Bunlardan bazen birincisi öne çıkıyor, bazen bir başkası vatandaşın gözünde. Ama bu 5 sorun iç içe girmiş durumda."

Eğitim sistemini eleştiren Kılıçdaroğlu, "16 yılda 14 kez eğitim sistemini değiştiren dünyada bir örnek var mı?" diye sorulması gerektiğini dile getirdi. Kemal Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bizim çocuklarımız kobay mı, bizim çocuklarımız denek mi? Kim bizim çocuklarımızı eğitecek. 16 yılda 14 kez strateji, politika değiştiriyorsan ne olacak? Çocuğunuza bakın, hangi liseye gideceğini, hangi sınava gireceğini bilmiyor. Okulları nitelikli okul, niteliksiz okul diye ayırdılar. Hangi anne-baba çocuğunun niteliksiz okula göndermek ister? 16 yılda buraya getirdiler. Bütün annelere sesleniyorum, eğer bunlara oy verirseniz çocuklarınızın vebali sizin boynunuzadır. Sen çocuklarını en iyi okullarda okutmak istiyorsun, daha iyi yetişsin, benden daha iyi yerlere gelsin istiyorsan, bir sınıf atlasın istiyorsun ama hayır diyorlar, senin çocuğun en niteliksiz okullara gidecek diyorlar. Bunları söylemek zorundasınız. Bakın 21. yüzyıldayız, 21. yüzyılın Türkiye'sinden söz ediyorum. 2017'de bir milyon 970 bin 439 çocuk okula gitmedi. 2 milyona yakın çocuk okula gitmiyorsa bu ülkede ne olacak, 2 milyon okur-yazar olmayan insan düşünün, ne olacak bu insanlar? Nasıl iş bulacak bu insanlar? Kendi çocuklarını geleceğe hazırlamayan bir iktidar, ne vadedebilir? Her anne babanın düşünmesi lazım, 15 yılı geçti 16'ıncı yıldalar. 2 milyon çocuk okula gidemiyor. Uluslararası kuruluş araştırmayı yapıyor, 41 ülkede, Türkiye eğitim kalitesi açısından en sondaki ülke, 41. ülke. Eğitim açısından en kalitesiz Türkiye. Şimdi kalkmışlar, 'bize oy verin, ülkeyi yöneteceğiz', nereye getirdiğiniz belli. İyi anlatacağız, ne dedim, bilgiye dayalı muhalefet. Öyle kuru kalabalık değil, açık ve net. 'Senin bu ülkeye karşı sorumluluğun var' diyeceksin." 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "İnsan Allah'ın yarattığını en değerli varlıktır ve bizim başımızın üzerinde yeri vardır, nokta. Bunu söyleyeceksiniz. Her insanın kimliğine, inancına, yaşam tarzına saygı göstermek bizim görevimizdir." dedi.

Erciyes Kayak Merkezi'ndeki bir otelde düzenlenen CHP İl Başkanları Toplantısı'na katılan Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada, bilgiye dayalı muhalefet edilmesi gerektiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, eğitim sistemini eleştirerek, "Bütün okulları nitelikli okul haline getireceğiz. Bizim çocuklarımız nitelikli okullarda okusunlar. Neyi eksik bizim çocuklarımızın. Bunları yapacağız, çocuklarımıza güzel bir geleceği hazırlayacağız. Çağdaş uygarlığı yakalayacaksak eğitimle yakalayacağız. Başka yolu yok." diye konuştu.

Türkiye'nin temel sorunlarından birinin dış politika olduğunu, dış politikanın tüm ülkelerin hem geleceğinde hem de geçmişinde önemli bir yere sahip olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye'de bugün izlenen dış politikada egemen devletlerin talimatıyla hareket edildiğini öne sürdü. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Talimat veriyorlar, 'şunu yapacaksın.' Ülkeyi yönetenlerin, o zatın söylediği şu, 'Emredersiniz' diyor, başka bir şey söylemiyor. 'Suriye'ye silah sokacaksın' dediler, 'Emredesiniz' dedi, Katar üzerinden silahları soktular. Özellikle sınır komşularımız, orada bizim akrabalarımız olan Araplar, Kürtler, Ezidiler, Türkmenler var. Gidin sorun bakalım hangisi hayatından memnun. Dış politikada Türkiye'yi bir felakete sürüklediler. Eskiden herkes dostumuzdu, şimdi dostumuz yok. Herkes Türkiye üzerinden çıkar sağlamaya çalışıyor. Dış politikanın özelliği, milli olmasıdır. Dış politikayı milli olmaktan çıkardılar. Bir partinin çıkarları ve beklentileri üzerine dış politika oluşturuyorlar. Mısır'la kavga ettik, niye kavga ediyoruz Mısır'la, hangi gerekçeyle kavga ettik? Bir şeyi çok rahatlıkla, gittiğiniz her yerde söyleyin. Türkiye'nin onurunu, itibarını, vicdanını 20 milyon dolara İsrail'e sattılar. 9 vatandaşımız hayatını kaybetti. Esip gürlüyorlardı, 'Gazze'de ablukayı kaldırmadan sözleşmenin altına imza atmayacağız' diye. Gittiler 20 milyon dolara teslim oldular."

Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa'yla da kavga içinde olunduğunu ve zararın da orada yaşayan vatandaşlara dokunduğunu aktardı.

- "Etnik kimlik, inanç, yaşam tarzı üzerinden siyasete hayır"

Türkiye'nin üçüncü temel sorununun toplumsal barış olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2002'de terör yoktu, eğitim sistemi düzelmişti, dış politikada hiç kimseyi düşmanlaştırmamıştık, bütün komşularımızla huzur içinde geçiniyorduk. Bugün 5 temel sorunu getirip toplumun önüne koydular. Etnik kimlik üzerinden, inanç üzerinden, yaşam tarzı üzerinden siyaset kime ne fayda getirdi? Gittiğiniz her yerde vatandaşlara şunu söyleyin, 'Türkiye'nin bölünmesinden, ayrışmasından yana mısın, yoksa birliğinden bütünlüğünden yana mısın'? Diyecek ki 'Ben Türkiye'nin birliğinden yanayım.' O zaman 'Türkiye'yi ayrıştıran, bölenlere oy vermeyin' diyeceksin. Komşumuzun kimliğini, inancını sormazdık, şimdi önce komşumuzun kimliğini, inancını sorgular hale geldik. Tuzağa çekiyor, toplumda gerilim yaratmak istiyorlar. Bütün vatandaşlarıma sesleniyorum; etnik kimlik, inanç, yaşam tarzı üzerinden siyasete 'hayır'. İnsan Allah'ın yarattığını en değerli varlıktır ve bizim başımızın üzerinde yeri vardır, nokta. Bunu söyleyeceksiniz. Her insanın kimliğine, inancına, yaşa tarzına saygı göstermek bizim görevimizdir. Şirk koşmak bizim kitabımızda, inancımızda yoktur. Kim daha fazla, kim daha az Müslüman, nereden çıktı bu ayrım?"

Türkiye'de demokrasi ve tek adam rejimi sorunu olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, demokrasiye karşı kumpas kurulduğunu öne sürdü.

Demokrasiyi savunmak için 15 milletvekillerini gönderdiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "(Nasıl bir dümen çeviririz de Yüksek Seçim Kurulu aracılığıyla onları seçime sokmayız.) diye düşündüler. Biz demokrasiyi savunuyoruz, savunmak da en çok Cumhuriyet Halk Partisi'ne yakışır. 15 milletvekiline 'gidin kardeşim bu kumpası bozun' dedim, kıyamet koptu. 'Vay efendim nasıl yaparsınız?' Yaparız Recep Bey yaparız, gözlerinden öpüyorum seni. Sen demokrasiyi bilmezsin, biz biliriz. Demokrasinin D'sinden nasip almamış insanlar topluma demokrasi dersi vermeye çalışıyorlar." ifadelerini kullandı.

Adaletin devletin temeli olduğunu, adaletin bulunmadığı yerde devletin çöktüğünü ancak şu anda devletin lekeli olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"Çünkü bir kişi diyor ki, 'Yasama organı benim ağzıma bakacak, yani Meclis, yani 600 kişi gelecek seçilecek benim ağzıma bakacak, ben ne dersem ona göre karar verir.' E neden seçiyor 600 kişiyi o zaman? Para vermek için mi? Türkiye'yi getirmek istedikleri rejim budur, demokrasiyi yok etmek, tek adam rejimini getirmek. Düne kadar birbirlerini yiyorlardı şimdi yan yana geldiler. Kime bağırıyorlar? Kılıçdaroğlu'na. 'Eyy Kılıçdaroğlu' diye başlıyor, neden? Çünkü Kılıçdaroğlu, doğruları söylüyor, milleti kandırmıyor, yalan söylemiyor. O zat benimle yüzleşmek, görüşmek istiyor, 'Er meydanı' diyor. Senin istediğin televizyon kanalı, istediğin gazeteciler, senin istediğin orduyla gel. Gelmeyen namerttir."

Türkiye'de 20 Temmuz'da sivil darbe yapıldığını söylediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bunun 12 Eylül'den farkının olmadığını savundu.

Türkiye'nin her tarafında OHAL ilan edilmesini eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Türkiye'nin her tarafında OHAL ilan ettiler. Rize'de, Edirne'de OHAL'e ne gerek var. Hadi Ankara'yı anlarız, askerler burada kurulurlar darbe yaparlar. Çok kısa bir süre uygulayacağız diye söz verdiler. İki seneyi geçti çünkü parlamentoyu devre dışı bıraktılar. Birleşmiş Milletlere 16 Temmuz'da bir dilekçe verdiler, dediler ki 'Biz adil yargılama yapmayacağız, biz tutuklananlara insanca davranmayacağız yani işkence yapacağız'. Kime söylediler Birleşmiş Milletlere söylediler. Bizim tarihimizde bir ilktir bu. Yenikapı'da söyledim, kışlaya, camiye, adliyeye siyaseti sokmayın, siyaset ayrı bunlar ayrı. Şimdi yeniden bir askeri vesayeti getirmek istiyorlar, getiriyorlar. Kendi tek adam vesayetini güçlendirmek için Genelkurmay Başkanı ile saray sözcüsünün ziyareti anlamlıdır. Şimdi konuşmuyor ama bunun üzerinde duracağım. Bir kişi, tek adam rejimini güçlendirmek için tıpkı 28 Şubat'ta olduğu gibi bir vesayet kurdurmak istiyorsa buna şiddetle karşı çıkacağız."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ekonominin iyi gitmediğini, devletin tefecilere teslim edildiğini, ekonomiyi tefecilerin yönettiğini ileri sürdü.

Son 15 yılda Londra'daki bir grup faiz lobisine 150 milyar lira faiz ödendiğini, faiz oranlarının düşürülmesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, işsizlik sorunu yüzünden kendisini yakan insanlar olduğunu anlattı.

24 Haziran'da yapılacak seçimlerin önemine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "24 Haziran'a kadar hiçbir il başkanı, ilçe başkanı rahat uyumayacak, sokak sokak, cadde cadde, gezecek anlatacak. 'Efendim ben rahatıma düşkünüm öğleden sonra çalışacağım' diyorsanız, il, ilçe başkanlığını bırakın oraya başka biri gelsin. Ben size bütün il ve ilçe başkanlarına söz veriyorum. 24 saat, 36 saat, asla ve asla Türkmenlere, yörüklere söz verdim. Yörük Ali Efe nasıl çalışıyorsa onun gibi çalışacağım." ifadelerini kullandı.

- "Biz aydınlık bir Türkiye istiyoruz"

Kılıçdaroğlu, Türkiye'de huzurun bozulduğunu iddia ederek, "Biz aydınlık bir Türkiye istiyoruz, beraber yaşamak istiyoruz. huzur içinde yaşamak istiyoruz." dedi.

Tefeciye para ödeyen değil üreten bir Türkiye istediklerini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Fabrikaları satıyorlar tefeciye faiz ödemek için. Cumhuriyetin kuruluşunda Sümer Bank'ı, Eti Bank'ı hepsini sattılar, tefecilere faiz ödemek için. Tefecilerden para almadan artık ekonomiyi götüremiyorlar. yönetemiyorlar. Bunu artık herkesin bir şekilde anlaması lazım. Bütün mütedeyyin kardeşlerime sesleniyorum, bu iktidara vereceğin her oy günaha ortak olman demektir, eğer 'tefeciye para ödensin bu Müslümanlıkta makul bir olaydır' diyorsan sözüm sana değil, istediğine ver ama 'ben mütedeyyin bir insanım ve bir hükümet tefeciye yakayı kaptırmışsa bu doğru değildir, bundan Türkiye'yi kurtarmamız lazım' diyorsan dönüp yüzünü halka bakmalısın. Halkın partisine bakacaksın, namuslu insanlara bakacaksın, faize karşı çıkanlara bakacaksın, tefeciye karşı çıkana bakacaksın, evet bankacılık olacak, makul faiz, evet makul faiz de olacak, faizsiz banka o da olacak ama yaka tefeciye kaptırıldıysa o ülke iflah olmaz. geldiğimiz nokta budur."

Programa CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi, genel başkan yardımcıları Bülent Tezcan, Çetin Osman Budak, Faik Öztrak, Onursal Adıgüzel, milletvekilleri, parti meclis üyeleri ve il başkanları katıldı.

CHP'den İYİ Parti'ye geçen 15 milletvekilden biri olan Kayseri Milletvekili Çetin Arık da basına kapalı bölümde toplantıya katıldı.