Partinin İstanbul'daki seçim kampanyasının merkezi, İstanbul İl Başkanlığı.

Milletvekillerinden, farklı kentlerin il başkanlarına kadar birçok parti yetkilisi kente gelip giderek seçim çalışmalarına katılıyor.

'Hemşehri harekâtını başlattık'

MHP'nin seçim stratejisinin en önemli ayaklarından biri, hemşehrilik üzerinden seçmenlere ulaşmak.

İstanbul İl Başkanlığı'nda BBC Türkçe'ye konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İzzet Ulvi Yönter, "Hemşehri harekâtını başlatmış bulunuyoruz" diyor ve onlarca il başkanının İstanbul seçimleriyle ilgili görevlendirildiğini belirtiyor:

"Bu kapsamda il başkanlarımız gruplar halinde, ihtiyaç hasıl oldukça ve burada hazırlanan programlara katılmak maksadıyla yoğun bir şekilde İstanbul'a geliyorlar, hemşehrileriyle buluşuyorlar.

"Sayın Genel Başkanımız birinci il başkanları toplantısını 9 Mayıs 2019 tarihinde yapmıştı. 15 il başkanımızı Ankara'ya toplamıştı. Sonuç itibariyla ilk etapta İstanbul'da nüfusu 250 bin ve üstü hemşeri profiline sahip illerin il başkanlarını İstanbul'a görevlendirdi. Mesela Sivas, mesela Ordu…

"İl başkanlarımız Ramazan ayı münasebetiyle tertip edilen iftarlara iştirak ettiler, hemşehrileriyle diyaloğa geçtiler. Onlara Cumhur İttifakı'nı anlattılar, 23 Haziran'ın öneminden bahsettiler, Sayın Binali Yıldırım'a destek talebinde bulundular. Bu süreç heyecan ve hızla devam ediyor.

"Sayın Genel Başkanımız 15 il başkanımızı topladıktan kısa bir süre sonra ikinci il başkanları grubunu Ankara'da topladı. Onların da sayısı 16'ydı. Üçüncü il başkanları toplantımız da iki hafta önce yapıldı. Bu çerçevede 49 il başkanımız Ankara'da toplandı. Böylelikle bütün il başkanlarımız İstanbul'daki çalışmalara görevlendirilmiş oldu. Hemşeri profiline uygun bir şekilde çalışmalarımızı yürütüyoruz."

'Yüz yüze iletişime önem veriyoruz; tam saha pres yapıyoruz'

MHP, sahadaki çalışmalarındaki büyük miting, gösterilerden ziyarete birebir temasa ağırlık veriyor.

Yönter, Ramazan Ayı boyunca bunu ağırlıklı olarak iftar programları üzerinden gerçekleştirdiklerini, 'birebir temasın' bayram sonrasında da süreceğini söylüyor:

"Stratejilerimizden biri de yüz yüze iletişim. Nitekim ev ziyaretleri yapıyoruz. Ramazan ayında belirlenmiş evlerde iftarlar yaptık, sohbetler ettik. İstanbul'da en çok temsil edilen illerimizin hemşerileriyle görüşürken, haneleri, işyerlerini, fabrikaları da ziyaret edeceğiz."

Stratejilerinin bir başka ayağının "tam saha pres" olduğunu belirten Yönter, sözlerine şöyle devam ediyor:

"Genel Başkanımız 'Mitili atacağım' dedikten ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi yenilendikten sonra MHP bütünüyle İstanbul'a odaklanmış, İstanbul'da yoğun faaliyetlerine başlamıştır.

"Bütün teşkilatlarımız sahada, bütün dava arkadaşlarımız gönüllere girmek için uğraşıyor. Milletvekillerimiz, Merkez Yürütme Kurulu üyelerimiz, Merkez Disiplin Kurulu üyelerimiz, Ülkü Ocaklarımız, kısaca Milliyetçi Hareket Partisi tam kadro sahada. Milletvekillerimizin hepsi dönemsel olarak geliyor, gidiyor. Örneğin on milletvekilimiz bugün geliyor, on beş milletvekilimiz üç gün sonra geliyor. Dönüşümlü sahadalar ve çalışıyorlar. Yani tam saha pres halindeyiz."

'Beka kavramı vazgeçilmez'

AKP ile "uyumlu bir dil kullanmak", MHP'nin 23 Haziran kampanyasındaki hedefleri arasında.

Ancak AKP'nin 31 Mart seçimleri kampanyasına kıyasla 23 Haziran öncesinde beka söylemini ikinci plana attığı yorumları yapılıyor.

Yönter, "Siz yine de beka söylemini sürdürecek misiniz?" sorusuna şu cevabı veriyor:

"AK Parti'nin beka söylemini ikinci plana attığı kanaatinde değilim. AK Parti'de de bekaya güçlü bir vurgu söz konusu. Beka, siyasi polemik konusu yapılamayacak kadar önemli ve vazgeçilmez bir kavram ve değerdir. Beka varsa İstanbul var, milli birlik ve beraberlik var. Milliyetçi Hareket Partisi, milli beka konusunda son derece hassastır. Bu hassasiyetini sonuna kadar muhafaza edecektir. Beka için milli karar diyoruz, cumhur için istikrar demeye devam ediyoruz.

"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sıradan bir belediye başkanlığı seçimi olmaktan çıktı; tüm Türkiye'yi, bölgemizi, hatta dünyayı ilgilendiriyor. Biz netice itibariyle Büyükşehir Belediye Başkanı'nı seçeceğiz değil mi? Amerika Birleşik Devletleri'ne, Avrupa ülkelerine ne oluyor? Onlar niye bu kadar ilgileniyor? Bu itibarla İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçimi hem İstanbul'un hem Türkiye'nin önünü açacak."

'Kürt kökenli kardeşlerimiz Cumhur İttifakı'na oy verecek'

Bazı uzmanlar, 31 Mart seçimlerinde İstanbul'da sandığa gitmeyen 1 milyon 700 bin seçmenin en az 200 binini 'muhafazakâr Kürt seçmen' kategorisiyle tarif ediyor.

Geçtiğimiz günlerde Ankara'da, BBC Türkçe'den Ayşe Sayın'a konuşan AKP'li bir kaynak, MHP ile ittifakın bu seçmenlerin algısında olumsuzluk yaratmış olabileceğini belirtmişti.

Sayın'a konuşan partili kaynaklar bu seçmen kitlesini kazanmak için özel bir çalışma yaptığını söylemişti.

Kamuoyunda ise, Abdullah Öcalan'a avukatlarıyla görüşme izni verilmesinden Binali Yıldırım'ın Diyarbakır'daki konuşmasına kadar bazı gelişmelerin bu hedefin parçası olabileceği yorumları yapılıyor.

Konuyla ilgili sorular sorduğumuz MHP'li Yönter, öncelikle bu konudaki kategorileştirmeleri doğru bulmadığını belirtiyor:

"Bizim Kürt kökenli kardeşlerimizle bir sorunumuz olabilir mi? Sorun varmış gibi davranmak, fitneye, fesada hizmet etmek büyük bir cinayettir. Kürt kökenli kardeşlerimiz milletimizin eşit, onurlu fertleridir, hepsi Cenab-ı Allah'ın bizlere emanetidir.

"Milliyetçi Hareket Partisi'yle Kürt kökenli kardeşlerimiz arasında yapay sorun imal edenler, emin olunuz art niyetli çevrelerdir. Bunlar bölücülüğe hizmet eden odaklardır. Kürt kökenli kardeşlerimiz milletimizin şerefli mensuplarıdır ve biz onları çok seviyoruz. Biz hep birlikte Türk milletiyiz.

"Milliyetçi Hareket Partisi'yle Kürt kökenli kardeşlerimiz arasında sanal ihtilaf üretmeye çalışanlar, Türkiye'nin milli birliğini dinamitlemek isteyen iç ve dış mihraklardır. Bunlara müsamahamız da olamayacaktır.

"İnanıyoruz ki, Kürt kökenli kardeşlerimiz 23 Haziran'da Cumhur ittifakına oy verecekler. Kürt kökenli kardeşlerimiz her zaman olduğu gibi birliğin, beraberliğin yanında duracaklar."

Pontus tartışması: 'CHP zihniyeti tartışmayı körüklüyor'

AKP'li bazı isimlerin yaptıkları açıklamalar kamuoyunda 'Pontus tartışması' olarak tanımlanan tartışmayı başlattı.

Peki MHP bu tartışmaya nasıl yaklaşıyor?

Yönter, tartışmayı CHP'nin körüklediğini öne sürüyor ve "Karadenizli kardeşlerimizin hepsini kucaklıyoruz" yorumunu yapıyor:

"Karadenizli kardeşlerim şereflidir. Bu tip tartışmalar mahsurludur. Bu tartışmayı bilinçli şekilde tetikleyenler, gündemde tutanlar var. CHP zihniyeti bu tartışmayı körüklüyor.

"Karadenizli kardeşlerimizin hepsini kucaklıyoruz. Hiç kimse Karadenizli kardeşlerimizi, o yiğit insanlarımızı incitmesin.

"Cumhuriyet Halk Partisi aday ve yöneticilerinin iyi niyetli bir şekilde konuşmadıklarını ve bu tartışmaları gündemde tutarak istismar ettiklerini düşünüyorum."

'YSK'nın açıklamaları hepimizin kafasını karıştırıyor'

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Haziran'ın ilk haftasında, 31 Mart yerel seçimlerinde görev yapan, ancak seçimlerin iptal edilmesiyle birlikte haklarında soruşturma başlatılan İstanbul ilçe seçim kurulu başkanları, seçim müdürleri ve seçim personelinin 23 Haziran'da yenilenecek seçimlerde de görev yapacağı yönünde karar aldı.

YSK bu kararın hemen ardından ise, 31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul'da görev yapan 13 seçim müdürünün başka illerde görevlendirmesine karar verdi ve kararın gerekçesinin de 'seçimdeki usulsüzlükler' olduğunu açıkladı.

YSK'nın aldığı bir diğer karar ise disiplin soruşturması açılması yönünde oldu.

YSK'nın bu kararları kamuoyunda 'kafa karıştırıcı' yorumlarına neden oldu.

Önter, bu konuda kendilerinin de YSK'yı eleştirdiklerini ancak bunun üzerinden 23 Haziran seçimi sonuçlarının meşruiyetinin tartışılamayacağını savunuyor:

"Tavrı doğru bulmuyoruz. Daha önce şüphe altındaki sandık görevlilerinin ne işi var? Dolayısıyla hepimizin kafasını karıştırıyor, rahatsız ediyor. Sayın genel başkanımız da gereğini söyledi, dikkat etmek lazım.

"Daha iki haftalık bir süre var, şimdiden suyu bulandırmanın bir manası yok, şimdiden felaket senaryolarını kaleme almanın iyi niyetle izahı mümkün değil. Biz 23 Haziran'da sandık güvenliğinin, milli iradenin, tam ve eksiksiz bir şekilde tezahür edeceğine inanıyoruz. 23 Haziran'da kesinlikle bir sorun görmüyoruz. 23 Haziran'ın meşruluğunun asla tartışılamayacağına inanıyoruz. Çıkan sonuç bağlayıcı olacak. Milli iradenin 23 Haziran'da söylediği sözünden sonra kimse o sözün üstüne bir söz söyleyemeyecek. Söylememeli çünkü İstanbullu kardeşlerimiz 23 Haziran'da açık ara farkla Binali Bey'e oy verecekler, onu seçecekler."

'Sonuç ne olursa olsun Cumhur İttifakı devam edecek'

MHP'nin seçim stratejisinin bir ayağı da, Cumhur İttifakı'nın ülke genelinde 24 Haziran'da almış olduğu oy oranının gerisine düşülmemesi.

O halde Cumhur İttifakı'nın geleceği de İstanbul seçimlerinin sonuçlarına mı bağlı?

Önter, bu bağlantıyı kurmanın doğru olmayacağını belirtiyor ve ekliyor:

"Seçim sonucu ne olursa olsun Cumhur ittifakı vardır, devam edecektir. Cumhur ittifakı Türkiye'nin gelecek ümididir, istikbalin mimarıdır. Cumhur ittifakı Türkiye'yi 2023'e hazırlamaktadır, Cumhur ittifakı Türkiye hasımlarının önünde aşılmaz bir kale duvarı, bükülmesi imkansız çelikten bir bilektir. Cumhur İttifakı'nı böyle değerlendirmek lazımdır."


BBC Türkçe