AK Parti Hakkari İl Başkanlığınca düzenlenen siyaset akademisine katılmak için kente gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Yüksekova Selahaddin Eyyubi Havalimanında, Vali Cüneyit Orhan Toprak, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Salih Karataş, 3. Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Metin Tokel, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ferdi Korkmaz, İl Emniyet Müdürü Süleyman Suvat Dilberoğlu ve ilgililer tarafından karşılandı. 

Yüksekova'dan helikopterle Hakkari'ye geçen Soylu, Hakkari Ticaret ve Sanayi Odası konferans salonunda yaptığı konuşmada, siyaset akademisinin AK Parti'yi sadece bir parti olmaktan çıkarıp aynı zamanda bir okul yapan, eğitim ve ilim irfan yuvası haline getiren, önemli bir faaliyet olduğunu söyledi.

Dünyayı siyasal aklın iyiliğe ya da kötülüğe götüreceğini, stratejileri, yatırımı siyasetin belirlediğini belirten Soylu, siyasetin güçlü olması durumunda makinenin tıkır tıkır işleyeceğini ama 'ben yaptım oldu' diyen, kendini beğenen bir siyasetin, velinimeti olan milletten uzaklaşmasıyla istikametinin bozulacağını vurguladı.

"Bu ülkede siyaset ne zaman velinimetinden uzaklaşmışsa bu ülkenin istikameti bozulmuş, başkalarının istikametine girmiştir." diyen Soylu, millet istikametinde bir siyaset belirlenmişse o zaman ülkenin büyüdüğünü, zenginleştiğini, insanların yarınlara güçlü adım attığını ifade etti.

"Hasta adam olmayacağız"

Bugün yürüttükleri mücadelenin aslının "Biz 21. yüzyıl sonunda hasta adam olmayacağız" mücadelesi olduğunu vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:

"20. yüzyılın başında bu ülkenin insanları cumhuriyeti kurdu. Dünyada hiçbir millet yoktur ki kendi mücadelesini millet meclisiyle yapabilsin. Bir tek bizim milletimizdir. O Avrupa'nın sivil toplum denince ağızlarında farklı büyüklükler oluşturanlara söylüyorum. Türkiye kurtuluş mücadelesini sivil toplumla yapmıştır. Dünyada böyle bir mücadele söz konusu değildir. Bizim bir arada olmamızı, kurtuluş mücadelesiyle yürüdüğümüz yolculuğu tarumar edebilmek için bizi birbirimize düşürmeye çalıştılar. Bu ülkeyi hep birlikte kurduk. Ama sahada savaşı kaybedenler masada kazanabilmek için bütün hinlikleri ortaya koydular. Bu ülkenin tarihi hep böyle hinlikle mücadelelerle doludur. Bu ülke hep birbirinden ayrıştırılmaya çalışıldı. Rahmetli Menderes, Özal, belli bir dönemine kadar Demirel, Erbakan hepsi bu ülke için elinden geleni yapmaya çalıştı. Kimini darbeyle, kimini IMF ile kimini ABD Senatosunda ortaya koyacakları Ermeni dosyalarıyla, kimini faizle, kimini terörle, kimini şantajlarla korkutmaya çalıştılar." 

"Küresel terör kavramıyla karşı karşıyayız"

Soylu, dün YPG/PKK'lı teröristleri kendi başkanlık saraylarında ağırlayan Fransa'nın, diğer ülkelerin büyük elması (Türkiye) kendi çıkarlarına göre paylaşmaya, yontmaya kalktıklarını söyleyerek şu değerlendirmelerde bulundu:

"Çok şükür, gazi ve şehitlerimiz sayesinde bu mücadelede başarılı olamadılar. Yine aynı coğrafyadayız. Yine bir paylaşım sorunu var ama kimse ifade edemiyor. Birileri, buraya tırnaklarıyla tutunmaya çalışıyor. Tabii ki yüz yıl önceki aktörlerden, taktiklerden birtakım değişiklikler olması doğaldır. İşte bugün küresel terör diye bir kavramla karşı karşıyayız. Ülkeler arası doğrudan savaşın yıkıcılığını azaltan, daha doğrusu savaşın maliyetini ülkelerin resmi ekonomilerinden masum insanların canına ve malına yıkmaya yarayan bir aygıt. Ülkeler doğrudan savaşmıyor, savaşmak istediği ülkenin başına bir terör örgütü musallat ediyor, ona silah, para veriyor ve mücadeleyi sürdürüyor. Ona nasıl medyayı yöneteceğini öğretiyor. Güney sınırımızın altında yaşananlara dikkat edin. DEAŞ gelir, işgal eder. Sivil vatandaşlar göç eder. Sonrasında DEAŞ'la mücadele bahanesiyle ABD gelir, bombalar, taş üstünde taş bırakmaz. Sonrasında DEAŞ'tan boşalan yerlere PKK-YPG unsurları yerleşir. Bir değiş tokuş yaparak nüfus dengelerini değiştirmeye, mümkünse buraya bir tampon devletçik yerleştirmeye çalışıyorlar. Dertleri millet değildir. Dertleri, böl, parçala, idare et, istismar et, sonra da kullan at. Biz kullanıp atılacak bir millet değiliz. Aşağıya İsrail'i yerleştirmişlerdi. Yukarıda da bu yeni tampon devletle beraber Ortadoğu'nun içine iki bölen yerleştirmek istiyorlar. Böylece ticaret, petrol, enerji yolları, İslam kontrol edilecek ve tabii bunlarla birlikte Türkiye kontrol edilecek."

Soylu, "FETÖ'yü ben çıkarmadım. FETÖ'yü kim icat etti, Amerika, Almanya. FETÖ'nün başı Amerika'da, uzantılarının bir bölümü Almanya'da diğerleri Fransa, İngiltere, Avusturya, Hollanda, oralara yayılmışlar." dedi. 

"OHAL kalksın diyenleri anlamıyorum"

Soylu, olağanüstü halin (OHAL) kaldırılmasını isteyenlere de tepki göstererek şöyle devam etti:

"İçişleri Bakanlığı yapıyoruz. Ülkenin birçok meselesiyle karşı karşıyayız. Türkiye 15 Temmuz'un hemen akabinde OHAL'e girdi. Türkiye'de bu nasıl olağanüstü haldir ki Türkiye yüzde 7,4 büyüdü. Türkiye'de 'olağanüstü hal kalksın' diyenleri de anlamıyorum. Biz FETÖ ile mücadelemizi bitirdik mi? Hala itiraflar, davalar devam ediyor. Hala kamunun içinde, güvenlik kuvvetlerimizin içinde FETÖ ile mücadele ettiğimiz gruplar var. Sonra iş adamları, kendi yüzlerine söylediğim için burada da söylüyorum. Bu FETÖ sizi haraca bağlamıştı. Hisse senetlerinizi alıyorlardı, şirketlerinizin bir bölümünü alıyorlardı. Teslim olmuştunuz. Okyanus ötesine seferler düzenleniyordu. Üniversitelerini size bedava yaptırıyorlardı. Yargıyla, güvenlik kuvvetleriyle sizi tehdit ediyorlardı, şantaj yapıyorlardı. Malınızı mülkünüzü kaybediyordunuz. Şimdi başkasının zurnasını çalıyorsunuz. Avrupa size 'OHAL kalksın' diyor. Neden? 'Daha çabuk karıştıralım' diye. Kandırılıyorsunuz, buna gelmeyin. Yalvarıyoruz."

"Terörü destekleyen belediyeleri görevden aldık"

Hakkari'ye belediyelerin 300 milyon lira altyapı yatırımı yaptığını anımsatan Soylu, daha önce bu paraların teröre gittiğini belirtti.

Terörü destekleyen belediyeleri görevden aldıklarını dile getiren Soylu, milleti birbirine düşüren, dağa gönderen, dağa gönderdiği için kardeşini belediyede işe alan, terörizmi her taraftan destekleyen bütün belediyeleri görevden aldıkları için antidemokratik ilan edildiklerini, terörü destekleyen, "Türkiye'yi yakın yıkın" diyenlerin de "demokratik" olduğunu söyledi.

Soylu, 2017 yazında turizmde Diyarbakır'da Mardin'de otellerin dolduğunu, ocak, şubat, mart aylarında Van'ın geçen yılı 3'e katladığını ifade ederek sadece terörle mücadele etmediklerini aynı zamanda bunun sonuçlarının da ne olduğunu takip etmeye çalıştıklarını belirtti. 

"Operasyon bölgeleri dışındaki yaylalar milletimizin hizmetinde"

Soylu, 2017'de 26 ildeki toplam 3 bin 450 yayladan 510'unun terör dolayısıyla kapalı olduğunu, bu sayıyı 186'ya düşürdüklerini bildirerek şunları kaydetti:

"Daha yayla sezonu açılmadı. Güvenlik operasyonu olan yaylalar hariç bütün yaylalar milletimizin hizmetindedir. Jandarmaya rica ettim. Türkiye'deki bütün yaylaların envanterini çıkarttım. Bu bir ilktir. Türkiye'de 8 bin 894 yayla olduğunu bulduk. Bunların şu anda yüzde 2'si kapalıdır. Şimdi onların bir bölümünü daha arkadaşlarımız mayıs ayına doğru açacaklar. Bölgenin ekonomisinin kalkınmasının üç ana faktörü var. Birincisi hayvancılık. Bölgeyi gezdim. Buralarda terörden dolayı hayvancılık yapılamıyor. İkincisi maden. Bütün burası bir maden yatağıdır. Bir taraftan madenler çıkarılacak bir taraftan da buralardaki tesislerde işlenecek. Üçüncüsü burası sınır ili. Kapılardan bir hareketlilik sağlanacak. Güven geldiği zaman üniversiteler de şehirler de aynı şekilde büyük bir imkan sağlayacak."

Yaylacılığın, hayvancılığın gelişmesinin en önemli önceliklerinden biri olduğunu aktaran Soylu, belediyecilik anlamında çok ciddi bir yatırım hamlesi içinde bulunduklarını, Hakkari Belediyesinin toplam projelerinin bedelinin 153 milyon 167 bin 628 lira olduğunu açıkladı.

Türkiye'nin bir taraftan tehditlerle uğraşırken diğer taraftan da yarınını kurguladığını belirten Soylu, 15 yılın bu fırsatları yönetmek için gereken altyapının kurulması ile geçtiğini söyledi.

Ortadoğu'nun yeni bir başlangıca adım attığını, Türkiye'nin bu yeni başlangıcın kilit, adalet dağıtıcı, barıştırıcı, hak ile batılı ayırıcı rolünü oynadığını vurgulayan Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Dün korucu kardeşlerimizin cenazelerine katıldık. Teröristleri saraylarında ağırlayanlara, yıllardır bunlara para ve silah gönderenlere kimin kim olduğunu görmek isteyenlere dünkü cenaze yeter de artar bile. Dün Kürtçe de, Türkçe de 'şehitler ölmez' dendi. Batı'nın, vergi veren vatandaşlarının parasıyla terörist örgütlere destek olduğunu açıkça gösteren fotoğraf, dünkü şehit cenazesindeki fotoğraftır. Dünya kamuoyunun, Avrupa ve Amerika'nın vergi veren vatandaşlarının, günün birinde bu fotoğrafları göreceğini ve anlayacağını umuyorum. Geçenlerde yine bir kız çocuğumuzu buralarda dağa götürmek istediler. Bunu öğrendim. Arkadaşlarımıza bu kız çocuğu dağa gitmeyecek, bulacaksınız dedim ve buldular. Onun terörist olmasından korkuyor değilim. Görevimi yapamamaktan ve onu anasının kucağından ayıran bir adam olarak hükümette görev almaktan korkuyorum."

Bakan Soylu ile kente gelen sanatçı Yusuf Güney'e, toplantıya katılan gençler yoğun ilgi gösterdi.

Gençlerle fotoğraf çektiren Güney, kente daha önce geldiğini ve hayran kaldığını anlatarak Hakkari'ye yönelik diğer sanatçı arkadaşlarıyla farklı projeler yürüteceklerini söyledi.

Soylu, konuşmasının ardından üs bölgelerini ziyaret ederek askerlerle yemek yedi.

Ardından Yüksekova ilçesine geçen Soylu, burada yapımına başlanan Polis Özel Harekat Yaşam Merkezi'nde incelemelerde bulunarak yetkililerden bilgi aldı.